Yaz ayının gelmesiyle artan sünnetlerle ilgili uyarılarda bulunan Zonguldak Karaelmas Üniversitesi (ZKÜ) Tıp Fakültesi Başhekimi ve Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Varım Numanoğlu, aileleri uyardı.

ZKÜ Tıp Fakültesi Başhekimi ve Çocuk Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. Kemal Varım Numanoğlu, sünnetin ciddi bir cerrah işlem olduğunun unutulmaması gerektiğini söyledi. Numanoğlu, erkek çocuklarda penisin ucundaki fazla cilt dokusunun uygun şekil ve uzunlukta kesilerek alınması ve penisin baş kısmının tamamen ortaya çıkarılması işlemine sünnet adı verildiğini hatırlattı. Numanoğlu, "Sünnet sağlıkla ilgili bir girişim olmanın ötesinde, aileler ve çocuk için özel anlam taşıyan ve bu nedenle hem cerrahi yönü hem de psikolojik yönüyle üzerinde önemle durulması gereken bir işlemdir. Çoğunluğunu Müslümanların oluşturduğu ülkemizde sünnet, hem dini gereklilik hem de tıbbi yararları nedeniyle yaptırılmaktadır. Sünnetin yararları arasında idrar yolu enfeksiyonlarının sıklığının azalması ve ileri dönemlerde cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunma şansının artması sayılabilir. Sünnet için en ideal yaş 6 yaşından sonraki dönemlerdir. 2-5 yaş arası çocuklarda psikososyal gelişme devreleridir. Bu yaşlarda yapılacak bir sünnetin çocukta ciddi psikolojik travmaya neden olduğunu kanıtlayan pek çok araştırma mevcuttur. Tıbbi zorunluluk yoksa özellikle bu yaşlarda sünnetten kaçınılmalıdır. Son yıllarda yeni doğan döneminde yara iyileşmesinin daha çabuk ve kanamanın daha az olacağı görüşü ile ilk 1 ay içinde yapılan sünnet girişimler artmaya başlamıştır. Ancak yeni doğan döneminde sünnet derisinin beze sürtünmeden doğacak travmalardan koruyucu etkisi de göz önüne alındığında bu konuda tartışmalar hala devam etmektedir. Tüm bu nedenlerle ideal sünnet yaşına aileler ve doktorları birlikte karar vermelidirler. Öncelikle sünnetin ciddi bir cerrahi işlem olduğu unutulmamalıdır. Bu işlemin mutlaka çocuklarla ilgili cerrahi eğitim almış hekimlerce yani çocuk cerrahisi veya çocuk ürolojisi uzmanlarınca yapılması gerekmektedir. Doğru olan önce çocuk ile iletişim kurularak işlem hakkında bilgi verilmesi ve mutlaka ameliyathane şartlarında uygun anestezi ile yapılarak işlem sırasında asla ağrı ve korku duymamasının sağlanmasıdır. Kimi aileler hekime geldiklerinde çocuğun yapılacak işlem hakkında bilgisinin olmadığını söylerler. Hatta bazen çocuk 'fotoğraf çekimi yapılacak' gibi sözlerle kandırılmaya çalışılır. Bu yaklaşım kesinlikle yanlıştır. Biz erişkinler nasıl yapılacak her işlem hakkında bilgi sahibi olmayı hak olarak görmekteysek, aynı hakkın çocuk için de geçerli olduğunu kabul etmeliyiz. Çocuklar yapılacak işlem hakkında bilgilendirildiklerinde ameliyat sonrası dönem her zaman daha rahat geçmektedir. Bu nedenlerle sünnet olacak çocuğa yapılacak işlem doktoru ve ailesi tarafından anlayacağı bir şekilde anlatılmalıdır. Sünnet öncesinde çocuk tıbbi olarak değerlendirilmeli, kan hastalıkları yönünden araştırılmalı ve mutlaka penisin yapısal hastalıkları açısından muayene edilmelidirler" dedi.

Hastalıklar hakkında da bilgiler veren Numanoğlu şöyle konuştu:
"Sünnet derisi, yaşamın ilk aylarında penisin uç kısmına yapışıktır. Bu doğaldır (fizyolojik fimozis). Yaşla birlikte sünnet derisi kendiliğinden ayrılmaya başlar. Penis gövdesinde doğuştan olan eğriliktir. İdrar deliği sağa ya da sola doğru dönüktür, penis gövdesi öne, arkaya ya da yanlara doğru eğiktir. Her iki durum da, özellikle çocuk idrar yaparken penis sertleştiğinde daha belirgin olarak ortaya çıkar. Bu hastalara sadece sünnet yapıldığında ergenlik dönemi ve sonrasında önemli sorunlar yaşanabilir. Ameliyathane koşullarında sünnet ile birlikte düzeltme işlemi de yapılmalıdır. Düzeltme işlemi sırasında kimi zaman sünnet derisi de kullanılabileceğinden, daha önceden sünnet olmuş çocuklarda zorluklar yaşanabilmektedir. Eğrilik dıştan bakışla anlaşılamayabilir. Muayene sırasında hekim tarafından sünnet derisinin biraz sıyrılarak idrar deliğinin mutlaka görülmesi gerekir. Bu anormallikler sünnet öncesinde tanımlanmadığında sonrasında ciddi sorunlar yaşanabilir. Sünnetin bir çocuk cerrahı tarafından yapılması, bu anormalliğin tanımlanması ve en uygun tedavinin yapılmasında en önemli etkendir. Bu anormallikte, idrar deliği penisin ön gövdesinde, penis ucundan aşağıya dek herhangi bir yerde olabilir. Birlikte başlıca iki anormallik olabilir. Penis gövdesi öne doğru değişik derecelerde eğik olabilir, sünnet derisi arkada tam, önde ise eksiktir. Bu nedenle, halk arasında, bu çocukların 'sünnetli doğdukları' şeklinde bir inanış vardır. İdrar deliği ne kadar aşağıda ise öne doğru olan eğrilik de o kadar derindir. Ender olarak ön tarafta sünnet derisi olabilir. Bu durumda anormallik gözden kaçabilir. Bu tür bulgu saptanan hastalar mutlaka bir çocuk cerrahı tarafından görülmelidir. Bu çocukların kesinlikle sünnet edilmemeleri gerekir. Çünkü düzeltme ameliyatı sırasında sünnet derisi 'yama' olarak kullanılabilir."

"SÜNNET CERRAHA YAPTIRILMALI"
Eskiden gelen bir anlayış olduğunu belirten Numanoğlu, vatandaşların çocukları süntçilere sünnet ettirdiğini söyledi. Bunun sakıncaları olduğunu kaydeden Numanoğlu, "Son yıllarda toplumumuzda, özellikle medya ve iletişim araçlarının artması ile sünnetin ciddiyetini giderek kavranmaya başlanmıştır. Ancak hala 'sünnetçi' olarak bilinen kişiler tarafından yapılan sünnetler uygulamaları devam etmektedir. Cerrah olmayan bu kişilerin uygun sünnet tekniği ve sünnet sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilecek sorunlar konusunda eğitimli olmadığı unutulmamalıdır. İşin uzmanı olmayan kişilerce yapılan sünnetlerde, kanama; kan hastalığı olan çocuklarda veya normal çocuklarda uygun olmayan tekniklerle sünnet yapıldığında ya da sünnet sonrası travmayı takiben görülebilir. Şekil bozukluğu; aile ve çocuğu rahatsız etmeyecek düzeyde ise ergenlik dönemine kadar beklenebilir. Ergenlik sonrasında şekil bozukluğu azalmamışsa ikinci bir cerrahi girişim gereklidir. Kötü nedbe dokusu; yara uçları yeterince dikilmediğinde veya halk arasında lazer olarak bilinen yöntem ile sünnet yapıldığında sık görülür. Kalıcı sakatlık; cildin fazla kesilmesi penis başının ve idrar deliğinin yar(arak değerlendirilmeli, kan hastalıkları yönünden araştalanmaları görülebilir. Penisin sıkı bağlanması sonucu penis kangreni görülebilir. Enfeksiyon, bulaşıcı hastalık; özellikle toplu sünnetlerde, düğün salonu veya ev gibi ameliyathane dışı yerlerde uygun asepsi, antisepsi şartları sağlanmadan yapılan sünnetlerden sonra görülür" dedi.

Muayenenin aksatılmaması gerektiğini de belirten Numanoğlu konuşmasını şöyle tamamladı:
"Sünnet sonrasında peniste ödeme bağlı olarak şişme ve iyileşme süreci içerisinde önce sarı renkli sonra daha koyu kabuklar oluşabilir, bunlar aileleri korkutmamalıdır. Aksi söylenmediği takdirde genellikle çocuklar 2 veya 3. günden itibaren banyo yapabilirler. Sünneti uygulayan doktor tarafından önerilen ilaçlar düzenli kullanılmalı ve kontrol muayenesi aksatılmamalıdır. Sünnetin ciddi bir cerrahi işlem olduğu bilinir ve konunun uzmanı cerrahlar tarafından yapılması sağlanırsa endişe ve ağrı duymayan çocuk için de arkadaşları ile paylaşabileceği, hediyelerinin keyfine varabileceği güzel bir anı olarak kalacağı unutulmamalıdır" dedi.