Yapılan yazılı açıklamada, 21 Eylül itibariyle yeni eğitim öğretim yılına sorunlarla başlandığını, aylardır tüm senaryolara hazırlıklı olduğunu söyleyen Milli Eğitim Bakanlığı'nın A, B, C planlarını bir an önce açıklamasını istedi.

Konuya ilişkin açıklama şu şekilde: "Ülkenin virüsle mücadele politikası herkes başının çaresine baksın olunca Milli Eğitim Bakanlığı da aynı taktikle yola devam ediyor. Alınması gereken önlemler alınmadığı gibi yapılan açıklamalarda da hiçbir netlik yok. 16 Mart’ta salgın nedeniyle karantina başlamasıyla birlikte uzaktan eğitime geçiş yaptık. Ekonomik geliri düşük olan ailelerde uzaktan eğitime erişim lüks haline geldi. Bu süreçte var olan eşitsizlik daha da derinleşti. Öğretmenlerin tüm öğrencilerine ulaşabilmek, onları sürece dahil edebilmek için üstün çaba sarf etmesine rağmen öğrencilerin birçoğu maddi olanakların yetersizliği nedeniyle eğitimin dışına atıldı. Öğretmenlerin öğrenci ve  velileriyle sürekli iletişim halinde olması, maddi ve manevi dayanışma göstermesi ne meslek kanunuyla ne de maddi kazançla açıklanabilir. Öğretmenler bu süreçte üzerine düşenden fazlasını gönüllü olarak yaparak eğitime verdikleri önemi bir kez daha gösterdi. Dişleri çoktan kırılmış eğitim çarkını halkın çocukları lehine döndürebilmek için uğraştılar.  Bakanlık tüm sorumluluğu hiçbir somut adım tarif etmeyerek eğitimin yükünü veli- öğrenci- öğretmen üçgeninin tam ortasına bıraktı. Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk bir yandan EBA güzellemesi yaparken bir yandan da devlet okullarının yüz yüze eğitime geçmeme nedenini öğretmen maaşlarının yük olmasıyla açıkladı.

EBA'DA CİDDİ SORUNLAR

Göklere çıkardıkları EBA’da ciddi sorunlar yaşanıyor. Öğretmen, öğrenci ve hatta veliler saatlerce bilgisayar ya da telefon başında kalıyor. Öğrencilerin derslere bağlanma oranı çok düşük. Daha ikinci günden yoğunluktan derslere bağlanılamamasını Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk  olumlu buldup "Demek ki talep çokmuş" şıklığında sunuyor. Bakanlıktan yapılan EBA kullanım oranları gerçek tabloyu yansıtmıyor. Kendisine 12 yıllık zorunlu eğitimi hatırlatalım. MEB tüm öğrencilere eğitimi eşit ve ücretsiz ulaştırmak zorundadır. Milli Eğitim Bakanlığı, eğitim sisteminin çökmüş olduğunu eğitimin bütün paydaşları görürken olumsuz bütün durumlara "şıklık" elbisesi giydirerek sorumluluktan kaçamaz. Uzaktan eğitim dönemi için bakanlıktan yapılan yoruma açık muğlak açıklamalar okul idarecilerinin kafasını karıştırıyor. Hem canlı derslerde hem ek ders ödemlerinde hem de öğretmenlerin okula gidip gitmeyeceği konusunda uygulamada birlik yok. Bazı okullar sadece EBA üzerinden ders yapmaya çalışırken bazı okullarda farklı kanallardan ders yapılıyor, bazılarında hem EBA hem başka kanallar kullanılıyor. Aynı sınavlara tabi tutulacak bu öğrenciler eşit sayıda ders göremiyor, yani  aynı eğitime ulaşamıyorlar.

YÜZ YÜZE EĞİTİM

Yüz yüze eğitimin başlamasına dair tartışmalar somut hiçbir açıklama olmaksızın devam ediyor.  Milli Eğitim Bakanlığına bağlı özel okullar yüz yüze eğitime başlarken devlet okulları sadece 8. Ve 12. Sınıf kurslarını yüz yüze yapabiliyor, okul öncesi ve 1. Sınıflar seyreltilmiş şekilde okula başlatılıyor. Özel okullarla Devlet okulları arasındaki tek farkın maddi kaynaklar olduğunu biliyor ve haykırıyoruz. Kamusal hak olan eğitim için yeterli bütçe ayrılsın ve yüz yüze eğitim uygun koşullarda başlasın.  Eğitim sen olarak tüm salgın sürecinde söylediğimiz şeyleri bir kez daha söylüyoruz ve yetkililere görevlerini hatırlatıyoruz! Uzaktan eğitim asla yüz yüze eğitimin yerini alamaz.  MEB acilen  yüz yüze eğitime geçiş için gerekli tüm önlemleri almalı ve okulları salgın koşullarında eğitime hazır hale getirmelidir.

TALEPLERİMİZ ÇOK NET

Uzaktan eğitim sürecinde MEB’den taleplerimiz çok net. Eğitime acilen yeterli bütçe ayrılmalıdır. Eğitimde eşitlik esastır. Öğrencilerin uzaktan eğitime erişimi temel sorunlardan biridir. Öğrencilerin ve öğretmenlerin uzaktan eğitime erişimi için gerekli cihazlar ücretsiz olarak karşılanmalıdır. Öğrencilerimiz ve öğretmen arkadaşlarımız için internet sınırsız ve ücretsiz sağlanmalıdır. Öğrencilerimizin uzaktan eğitime devamı ve ölçme değerlendirme konularında acil düzenlemeler yapılmalıdır. Uzaktan eğitime hazırlık öğretmenlerin ciddi zaman ve emek harcadığı işlere dönüşmüş durumdadır. Öğretmenlere ödenen derse hazırlık ücreti uzaktan eğitimde artırımlı şekilde ödenmelidir.  Farklı canlı erişim programları güvenlik sorunu yaratmaktadır. Güvenlik sorununun ortadan kaldırılması ve uygulama birliği sağlanması için MEB, okullar lisanslı çevrimiçi program almalıdır. Uzaktan eğitimde yaşanan teknik sorunların çözümü ve destek gereksinimi olan öğretmenlere bu hizmetin verilmesi için MEB bünyesinde uzaktan eğitim merkezi açılmalı ve bu merkez 7/24 hizmet vermelidir.  Uzaktan eğitim ders içerikleri koşullara uygun şekilde yeniden yapılandırılmalıdır.  Acil uzaktan öğretim adı verilen ve yüz yüze eğitim için hazırlanan içeriklerin çevrimiçi platformlara aktarılması ile sınırlı bir uzaktan eğitim hazırlığı öğrencilerimizin gereksinimini, öğretmenlerin ihtiyacını karşılamamaktadır. Devamlılığın sağlanması için mutlaka ebeveynlerden birine ücretli izin hakkı verilmelidir. İhtiyacı olan tüm öğrenciler tespit edilmeli, düzenli olarak öğrencilere eğitim desteği, mali destek sağlanmalıdır. Uzaktan eğitimde ve yüz yüze eğitimde yaşanılan sorunlara ilişkin öğretmenlere, eğitim emekçilerine rağmen bir yol haritası oluşturulamaz. Merkezi olarak ve illerde, ilçelerde mutlaka izleme kurulları oluşturulmalıdır. Eğitim Sen olarak sağlığımız, haklarımız, öğrencilerimiz ve geleceğimiz için mücadele etmeye devam edeceğiz. Öğrencilerimiz ve tüm eğitim emekçisi arkadaşlarımız için sağlıklı ve başarılı bir yıl olmasını diliyoruz"