Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, tarımda çalışanların yarıya yakınını kadınların oluşturduğunu belirterek, “kırsalda çocukların bakımı ve ev işlerinin yanı sıra tarımın yükü de kadınların sırtında. 2,7 milyon kadın çiftçimiz, günde 16-17 saat çalışıyor, üretime omuz veriyor, ülkenin gıda güvencesini sağlıyor” dedi.

Bayraktar, 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, tarımın, enerji ile birlikte en önemli iki stratejik sektörden biri olduğunu, öneminin de her geçen gün daha da arttığını vurguladı.

Şemsi Bayraktar, kış aylarında 5 milyon, yaz aylarında 6 milyona yakın istihdam sağlayan, üretici fiyatlarıyla 88 milyar dolarlık mal üreten, milli gelire 52,3 milyar dolarlık katkı yapan, 16-17 milyar dolarlık gıda ve tarım ihracatına imkan tanıyan, diğer sektörlere sermaye aktaran ve hammadde temin eden, 80 milyon ülke nüfusunu, 5 milyonu aşkın sığınmacı, mülteci ve yabancıyı, 40 milyon turisti besleyen tarımın Türk ekonomisinin temeli olduğuna dikkati çekti.

 

-Tarımda çalışanların yüzde 46,5’i kadın-

 

Erkeklerin ağırlıklı olarak tarım dışında çalışmasıyla, kadınların tarımın en önemli istihdam unsuru haline geldiğini bildiren Bayraktar, “Haziran ayı rakamlarına göre, tarımda çalışan 5 milyon 757 bin kişinin yüzde 46,5’i olan 2 milyon 678 binini kadınlar oluşturuyor. Çalışan kadınların yüzde 30’u tarımda yer alıyor” dedi.

 

-“Kadın çiftçilerin eğitimi, tarımda verimliliği ve kaliteli üretimi artıracak”-

 

Kadınların tarımdaki ağırlığının gitgide artacağını, Türkiye’nin, tarımda verimliliği yakalamak istiyorsa, işe kadın çiftçilere eğitim vermekle başlaması gerektiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

“Kırsalda çalışma hayatında kadının yeri çok önemli. Tarımda kültürel işlemlerin iyi bir şekilde yapılması, hem bitkisel hem de hayvansal üretimde verimliliğin yakalanmasında en önemli unsurların başında kadınlar geliyor. Bundan dolayı, kadın çiftçilerin, geçmişten öğrendikleri geleneksel yöntemleri bırakmaları tarımsal üretime büyük katkı sağlayacaktır. Bunun en kestirme yolu kadın çiftçilerin eğitiminden geçer. Kadın çiftçilerin eğitimi, tarımda modern tekniklerin uygulanmasını kolaylaştıracak. Verimliliği ve kaliteli üretimi artıracak. Ülke tarım ve ekonomisine en büyük katkıyı yapacaktır.

 

-“Eğitim verilen çiftçi sayısı 63 bini aştı”-

 

Bu gerçekten hareket ederek, TZOB olarak, 2012 yılında, Gıda, Tarım ve Hayvancılık ve Aile ve Sosyal Güvenlik Bakanlıklarıyla imzaladığı ortak protokol çerçevesinde, kadın çiftçilerin eğitimine başladık. Sosyal güvenlik, kooperatifçilik, girişimcilik ve liderlik, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları, iklim değişikliği ana eğitim konuları başta olmak üzere birçok alanda eğitim verdik.

Kadın Çiftçi, Genç Çiftçi, Sürü Yönetimi Elemanı Benim, SGK Bilgilendirme, Güvenli Traktör Kullanımı, Tarım Danışmanları, Zirai Mücadele İlaçlarının Güvenli ve Sürdürülebilir Kullanımı, Ceviz Budama, Ziraat Odaları Otomasyon Sistemi, Mevzuat, Sulama, Tarım Sigortaları eğitimi verdiğimiz çiftçi sayısı 63 bini aştı. Çok daha fazla çiftçiye ulaşmak için bu eğitimlerimizi sürdüreceğiz.”

 

-Tarımdaki 2,2 milyon kadın ücretsiz aile işçisi-

 

Tarımdaki istihdamın en önemli sorununun kayıtdışılık olduğuna dikkati çeken Bayraktar, şu bilgileri verdi:

“Tarımda çalışan 5 milyon 757 bin kişinin yüzde 49,1’i olan 2 milyon 825 bini ücretsiz aile işçisi konumunda. Bu rakamın yüzde 76,5’i olan 2 milyon 161 bini kadınlardan oluşuyor. Tarımdaki kadınların yüzde 80,7’si ücretsiz aile işçisi konumunda. Tarımda, kadın işveren sayısı 2 binde, ücretli veya yevmiyeli kadın sayısı 248 binde, kendi hesabına çalışan kadın sayısı 268 binde kalıyor. Tarımda çalışan kadınların ezici bir çoğunluğu olan yüzde 94,3’ü primlerin yüksekliğinden dolayı kayıtdışı kalarak sosyal güvenlik kapsamına girmekten kaçınıyor. Kayıtdışılık oranı, tarımda, işveren kadınlarda yüzde 50 iken, ücretli veya yevmiyeli çalışan kadınlarda yüzde 86,3’ü, kendi hesabına çalışan kadınlarda yüzde 94’ü, ücretsiz aile işçisi olarak çalışan kadınlarda yüzde 95,3’ü buluyor.”

Türkiye Ziraat Odaları Birliği’nin de yönetiminde yer aldığı Sosyal Güvenlik Kurumu’nda genelde çiftçilerin, özelde kadın çiftçilerin mağduriyetleri ve hak kayıplarının giderilmesi için büyük gayret gösterdiklerini anlatan Bayraktar, kadın çiftçiler için başta 120 gün yıpranma payı, primlerin yüzde 50’sini devletin ödemesi olmak üzere birçok alanda pozitif ayrımcılık talep ettiklerini bildirdi.

 

-Talepler-

 

Tarımda, bu primlerle kayıtdışılığın önlenemeyeceğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti:

2016’da asgari ücret artışı ve prim gün sayısının 22’den 23’e çıkması, çiftçimizin SGK primini yüzde 35,2 yükseltmişti. Talebimiz üzerine 2017 yılında borcu olmayan çiftçilerimiz, 5 puanlık Hazine teşviği aldılar. 2017’de prim gün sayısı 24’e çıktı. Aylık prim miktarı 490 lira 59 kuruştan 419 lira 49 kuruşa indi. İndirimine rağmen, bu primlerle tarımda kayıt dışılık azalmaz. Bir evde hem erkek hem de kadın Tarım Bağkur’lu olsa, indirime rağmen her ay 838 lira 98 kuruş prim ödeyecek. Kıt kanaat geçinen bir çiftçi ailesi bu kadar primi nasıl öder? Üstelik bu indirimden sadece borcu olmayan çiftçilerin yararlandığı da unutulmamalıdır. Bu indirimden, borçlanma ve ihya kapsamındaki çiftçilerimiz de yararlanamalıdır.

Tarım Bağkur prim ödeme gün sayısı, 2008 yılında her ay için 15 gün olarak uygulanıyordu. Bu tarihten sonra her yıl bu süre 1 gün artırıldı. 2017 yılında gün sayısı 24’e çıktı. Gün sayısı, 2023 yılında diğer sigortalılarda olduğu gibi 30 güne yükselecek. Kırsalda gelir seviyesi ülke gelir ortalamasının yüzde 35’inde kalmaktadır. Ülkemizin en yoksul kesimi kırsalda yaşamaktadır. Bu şartlarda, çiftçimizin çok büyük çoğunluğunun, 30 gün üzerinde prim ödemesi imkansızdır.  Prim ödeme gün sayısı yeniden 2008’deki rakama, 15 güne indirilmelidir.

Tarım sektöründe çalışan kadınların sosyal güvenlik primlerinin yüzde 50’si, erkeklerin ise yüzde 25’i devlet tarafından karşılanmalıdır. Böyle bir uygulama, tarımda istihdam edilen kadınlarımızın sosyal güvenlik kapsamına girmesini kolaylaştıracaktır. Bu desteğin verilmesi durumunda, kadın çiftçilerimizin sağlık harcamaları eşleri yerine, kendi sigortalarınca karşılanacağından, desteğin büyük kısmı devlete geri dönecek, kayıt dışılık da önlenecektir.

Zor şartlarda çalışanlara kamuoyunda yıpranma payı olarak bilinen fiili hizmet tazminatı verilmektedir. Çalışma şartlarının zorluğu dikkate alınarak, çiftçilerimize çalıştıkları her yıl için 120 gün (3 yıla 1 yıl hesabıyla) yıpranma payı  ilave edilmelidir.

Sigortalı kadınlara 3 çocuğa kadar, her çocuk için 2 yıl borçlanma imkanı bulunmaktadır. Kadınlarda sigortalı olmadan önce gerçekleşen doğumla ilgili de hizmet borçlanması yapabilmesi mümkün kılınmalı, borçlanmadaki üç doğum sınırlaması kaldırılmalıdır.

Yapılan desteklemelerde, projelerde ve kredilerde kadın çiftçilerimize pozitif ayrımcılık uygulanmalıdır.”

Bütün kadın çiftçilerin 15 Ekim Dünya Kadın Çiftçiler Gününü kutlayan Bayraktar, kadın çiftçilerin mağduriyetlerinin giderilmesi için Türkiye Ziraat Odaları Birliği olarak bugüne kadar olduğu gibi bundan böyle de azami gayreti göstereceklerini belirtti.