30 ay önce Murat Albayrak ve Hakan Akgün ile birlikte Erdemir Vakfı yönetiminin usulsüzlükler yaptığını iddia ederek Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesine suç duyurusunda bulunan Mustafa Kuru, Maliye Bakanlığı’nın kestiği ağır cezalar sonrasında kendisinin ve arkadaşlarının bir takım çevreler tarafından hedef gösterildiğini ve can güvenliğinin tehlikede olduğunu öne sürerek Kdz. Ereğli Cumhuriyet Başsavcılığına başvurduğunu bildirdi.

 

 

Vakıf yönetiminin usulsüzlükleri ile ilgili Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesi’ne başvurduktan sonra diğer iki arkadaşı ile birlikte Erdemir’den işten atılan Mustafa Kuru, daha sonraki süreçte Kdz. Ereğli Belediyesi’nin Fen İşleri Müdürlüğü’nde işe başladığını söyledi. Kuru,  vakıf yönetimini şikayet olayının belediye başkanı ile sendika arasındaki çekişmeden kaynaklı olarak gerçekleştiği iddialarını da yalanlayarak şöyle dedi:

 

 

HUKUKİ SÜRECİ BAŞLATTIM

 

Yasa ve hukuk içinde kalarak kamuoyunu yanlış bilgilendirme ve yönlendirme çabasına engel olmak şahsım açısından mecburiyet haline gelmiştir.

 

Erdemir vakfının şeffaf  yönetilmediğine inandığım ve bu konuda yaşadığım olumsuz süreçle ilgili hukuki mercilere başvuru yaptığım doğrudur. Bu benim anayasal hakkımdır. Elbette ki yaşanan süreçte ne olursa olsun masumiyet karinesine olan inancımı muhafaza etmeyi sürdürüyorum

 

Fakat Erdemir vakfı yöneticilerinin kamuoyu ile belli oranda paylaştığı ve ofşore nedeniyle kesildiği iddia edilen cezada herkes ne kadar bilgi sahibi ise bende o kadar bilgi sahibiyim Bu konuda yasal olarak bildiğim gerçek Erdemir vakfının resmi senedinde  üyeler adına parayı değerlendirme noktasında yönetim kurluna verilen yetkinin sınırları bellidir ve hiç bir tereddüde mahal bırakmayacak şekilde açıktır. Bu yetkilendirmede ofşore var mıdır yok mudur merak eden açıp bakar. Bakar diyorum çünkü resmi senet vakfın internet sitesinde vardır.

 

Ayrıca vakfa üye her TC devleti vatandaşı bu ceza tebligatının aslını görme hakkına hukuken sahiptir. İdari olarak bu konuda hukuki düzenlemeler ve takip yolları çok açıktır.

 

HEDEF YAPILIYORUZ

 

Üzülerek ve hayretle izlemekteyim ki bu cezanın kesilmesini bizim şikayetimizle ilişkilendirip bizi hedef yapmaya çalışanlara sözümüz şudur. Maliye bakanlığının iddia ettiği ve ceza kesilen usulsüzlüğü sanki biz yapmışız gibi davranmaya çalışanlar şunu unutmasınlar biz hukuki sürecin her yönüyle takipçiyiz. Maliye bakanlığının iddia ettiği ve ceza kestiği bu usulsüzlük iddiasında doğrudan hiç bir katkımız olmadığı gibi işten atılmadan önceki son vakıf genel kurulunda delege sıfatıyla mali ibra olmasın da el kaldırmadım ve karşı oy kullandım. Bu konuda vicdanen içim rahat delege sıfatıyla bana yetki verenlerin vicdani kanaati olmaya çalıştım.

 

 

HESAP VERMEKTEN KAÇMA LÜKSÜ OLMAMALI

 

Kesilen bu cezada hukuki sorumluluğu olanlarla ilgili konuşmamak konuşanları susturmaya çalışmak. Ben bu bakış açısını ahlaki meşrutiyetten yoksun bulunuyorum. Masum olduğuna inanan herkes çıkar hukuki yollardan hakkını arar. Hiç bir zaman kendi hukuki sorumluluğunuzu başkanlarının üzerine atmak sizi hesap verebilir olmaktan kurtarmaz.Bu ülkede bakanlar başbakanlar bile hukuk önünde  hesap verirken kimsenin hesap vermekten kaçma lüksü olamamalıdır bu sözümde ortayadır.

 

 

Bir takım art niyetli insanların en azından konunun bu yönüyle uzaktan yakından alakası olmayan şahısları bu konunun içine çekip içinde bir çok hukuki sonucu barındıran meseleyi sulandırma çabasını şiddetle kınıyorum.

 

 

VİCDANLARDAKİ SORULAR

 

Zaten bu gün itibariyle şahsıma yapılan karalama ve hedef göstermek suçu  olduğuna inandığım konuda ilgili  kişiler hakkında hukuki süreç başlatmış bulunmaktayım. Biz elbette kendi paramızın hesabını sorarken bu vakfa üye 10000 kişinin de sesi olduğumuza inanıyoruz. Herkesi süreci sabırla ve hukuk içinde kalarak beklemeye davet ediyoruz. Esasen olması gerektiği zamanda bu süreç tüm yönleriyle ortaya çıkacak biz dahil tüm vicdanlardaki sorular  cevap bulacaktır.

 

 

Ayrıca bu olayda bizleri OYAK’ın ve Erdemir’in kurumsal manada düşmanıymış gibi gösterme  çabalarını çok manidar buluyor ve kınıyorum. OYAK’ın veya gıyabında Erdemir’in kurumsal kimliğiyle hiç bir sorunum yoktur olamaz. Emrimde avukatlar ordusu yok, Kurumların maddi ve sosyal imkanları yok sade bir vatandaş olarak ve işçi sınıfının bir neferi olarak sığındığım tek şey hukuktur.Bu karanlığa karşı  mücadeleme yılmadan devam edeceğim. TC devletinin bağımsız yargısına olan inancım tamdır