GMİS Genel Başkanı Ramis Muslu, 4 ay önce meydana gelen grizu patlamasında ölen 30 madenciden 2'sinin cesetlerinin hala çıkarılamamasına tepki göstererek, “Bu TTK’nın ve Zonguldak’ın ayıbıdır” dedi.

Patlamayla ilgili hem iş güvenliği müfettişleri, hem de bilirkişi heyetinin raporunu inceledikten sonra TTK'daki taşeronlaşma konusunu yargıya taşıyacaklarını belirten Başkan Muslu, “Madendeki hazırlık işleri TTK'nın asli işidir. Asli işler hiçbir zaman taşeron firmaya verilemez. Verilmesi için taşeron firmaların bir takım yenilikler yapması lazım. Ama bugün baktığımızda 6 yıla yakın yapılan çalışmada hiç bir yenilik olmadığı gibi, TTK'nın kiralamış olduğu araçgereçlerle ve malzemelerle ilerleme yapmaktadırlar”

TTK Karadon Müessese Müdürlüğü'ne ait Karadon Yeni Servis Kuyusu'nda grizu patlamasının üzerinden 4 ay geçmesine rağmen maden işçileri 31 yaşındaki Engin Düzcük ve 41 yaşındaki Dursun Kartal'ın cesetlerinin bulunamamasının TTK'nın ayıbı olduğunu vurgulayan Muslu, "Daha 540 kodundaki 2 arkadaşımızın cenazesini alamadık. Bu TTK 'nın ve Zonguldak'ın ayıbıdır. Aradan 4 ay geçti. Çinli firmanın gelip kuyuyu onarması bekleniyor. Çinliler bugün işbaşı yapsalar, çalışma 3-3.5 ay sürecek" dedi.

30 CAN GİTTİ
Muslu, kazanın ardından taşeron şirketin adının bile anılmadığını, birilerinin bu şirketi koruduğunu-kolladığını savundu. 2 işçinin cesetleri-nin de taşeron firma tarafından ocaktan çıkarılması gerektiğini kaydeden Muslu, "Ama nerede taşeron firma? 17 Mayıs'tan itibaren TTK uğraşıyor. Kendi işini bıraktı. Patlama TTK'nın sahasında, ama taşeron firmaya ihale edilen işyerinde oldu. Orada 30 can gitti. Biz bundan sonra bir işçimizin bile buralarda, iş güvenliğinden yoksun, denetimden yoksun, kontrolden yoksun, örgütlenmeden yoksun şekilde burnunun kanamasını istemiyoruz. Eğer kanarsa, sorumlusu da taşeronlaşmayı bu-rada savunanlardır" diye konuştu.

"ASLİ İŞLER TAŞERONA VERİLMEZ"
160 yıldır kendi elemanlarıyla, kendi işçisiyle, kendi mühendisleriyle maden ocaklarındaki hazırlık çalışmalarını sürdüren TTK'nın içine de, 2004-20-05 döneminde ülkede artan taşeronlaşma ile birlikte taşeron firmaların girdiğini kaydeden Muslu, patlamayla ilgili hem iş güvenliği müfettişleri, hem de bilirkişi heyetinin raporunu inceledikten sonra TTK'daki taşeronlaşma konusunu yar gıya taşıyacaklarını söyledi. 2 işçinin cenazelerinin çıkarılması için şimdiye kadar beklediklerini beli-rten Muslu, "Raporlarda daha yeni açıklandı. Bu raporlar üzerinde yönetim kurulu, teknik arkadaşlarımızla birlikte bir çalışma yapacağız. Önümüzdeki günlerde de TTK'da taşeronlaşmaya son verilmesi için yargıya gideceğiz. Çünkü, madendeki hazırlık işleri TTK'nın asli işidir. Asli işler hiçbir zaman taşeron firmaya verilemez. Verilmesi için taşeron firmaların bir takım yenilikler yapması lazım. Ama bugün baktığımızda 6 yıla yakın yapılan çalışmada hiç bir yenilik olmadığı gibi, TTK'nın kiralamış olduğu araç-gereçlerle ve malzemelerle ilerleme yapmaktadırlar" dedi.

BİLİRKİŞİ RAPORU: "TAŞERONLAŞMA SORGULANMALI"

Kazaya ilişkin bilirkişi raporunda da, kurumdaki taşeronlaşmanın sorgulanması gerektiği vurgulandı. Kömür çıkarmak için yeraltında yapılan galeri açmak gibi hazırlık faaliyetlerinde TTK uzmanken, bu işlerin taşeron firmaya verilmesinin irdelenmesi gerektiği belirtilen raporda, şöyle denilmişti:  "TTK'dan çok daha uzman olmayan ve kurumun ekipmanını kullanan yükleniciye işin verilmesinde sistemden kaynaklanan zorlama vardır. İşletmede bu yapılanmaya yol açan TTK üst yönetimi ve ilgili bakanlıkların karar ve onaylarının etkisi sorgulanmalıdır. Aynı altyapıyı kullanan iki farklı kurum ve iki farklı statüye sahip personel söz konusudur. Birisinin riskli davranışı diğerinin güvenliği için tehdit oluşturabileceğinden denetimin tek elden yapılamaması kaygı veren durumdur."