CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ın , İstanbul Milletvekili Yakup Akkaya ve İzmir Milletvekili Musa Çam ile birlikte, iş kazalarının ve iş cinayetlerinin nedenlerinin saptanarak, mevzuatta ve uygulamada ortaya çıkan sorunların tespit edilmesi, çalışanların sağlıklı bir ortamda çalışabilmesinin hayata geçirilebilmesi ve sorunların çözülmesi amacıyla TBMM’ye Meclis Araştırma Önergesi verdiği bildirildi.

Demirtaş tarafından e-posta ile gönderilen Meclis Araştırma Önergesi hakkındaki ileti de şunlar yazıyor: 

 

TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA

İş Sağlığı ve Güvenliği Meclisi’nin yayınladığı verilere göre 2016 yılının ilk üç ayında 415 işçi hayatını kaybetmiştir. Ancak bu veriler sadece basından derlendiği kadarıyla. Yani basına yansımayan ya da iş kazası olarak gösterilmeyen kazalar buna dâhil değil. Resmi istatistiklere göre her geçen yıl iş kazaları nedeniyle ölümler artıyor. Bu açıdan bakıldığında Türkiye, ölümlü iş kazalarında dünyada üçüncü sırada yer alıyor. 

Özellikle AKP iktidarındaki son 14 yılda iş kazaları nedeniyle yaklaşık 17,000 işçi hayatını kaybettiği belirtilmektedir. Türkiye’de her gün 4 işçi iş kazaları nedeniyle ölmektedir. Bu konudaki en son resmi istatistik olan Sosyal Güvenlik Kurumu verilerine göre 2014 yılında 221,366 iş kazası yaşanmış ve ne yazık ki 1421 kişiye sürekli iş göremezlik geliri bağlanmış, 1626 kişi hayatını kaybetmiş ve 2,065,962 işgünü kaybı yaşanmıştır.

Bu istatistikler ne yazık ki gerçekleri de tam olarak yansıtmamaktadır. Kaçak olarak çalıştırılan sigortalıların geçirdiği iş kazaları yapılan tespitler sonucunda daha sonraki yıllarda sisteme girdiği gibi, mahkeme kararlarıyla iş kazası olarak tanımlanan olaylar ve dosyalar da bu rakamlar içerisinde değildir. Söz konusu iş kazalarının insan kayıplarının yanı sıra ülke ekonomisine her yıl trilyonlarca liraya mal olduğunu da bu arada belirtmek gerekir.

Giderek artan esnek ve kuralsız çalışma biçimleri, kayıtsız çalışma ve uzun çalışma süreleri iş cinayetlerinin bir başka önemli nedenidir. Son yıllarda yoğunlaşan taşeronluk zinciri iş kazalarına adeta davetiye çıkarmaktadır. Bu tablonun en önemli nedeni iş sağlığı ve güvenliği önlemlerinin, işverenlerin ezici çoğunluğu tarafından bir maliyet unsuru olarak ele alınması, kurallara uyulmaması ve işyerlerine sendika sokulmaması ve işyerlerinin denetlenmemesidir.

Sanayileşme ve kalkınmanın bedeli; asla iyi eğitilmemiş, yeterli derecede beslenemeyen, iş kazalarından ve meslek hastalıklarından gereği gibi korunamayan, işsiz kalma ve işini kaybetme korkusu yaşayan, örgütlenmeleri engellenen, sosyal güvenliğinden endişe duyan bir çalışan kesim yaratmak olmamalıdır. Ancak, yaşananlar ülkemizde bu yaranın kanamaya devam edeceğini göstermektedir ve görünen o ki AKP iktidarında bu yara kesinlikle kabuk bağlamayacak, iyileşmeyecek ve kangrene dönüşecektir. Çünkü AKP iktidarı ekonomik büyüme ve rekabet uğruna çalışanların sağlığını ve güvenliğini hiçe saymakta, iş sağlığını ve güvenliğini dahi piyasalaştırarak, tasfiye etme, anlayışı içerisindedir.

Uluslararası Çalışma Örgütü ve Dünya Sağlık Örgütü 1950 yılında işçi sağlığı ve iş güvenliğinin tanımını yapmıştır. Türkiye’deki mevzuat bu tanımla örtüşmemektedir. Ve ne yazık ki iş cinayetlerini önlemeye yönelik devrim olacağı iddiasıyla 2012 yılında çıkarılan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu ve ilgili mevzuat da koruyucu tedbirlerin alınması konusunda yetersiz, dahası Yasanın en önemli bölümlerinin uygulaması ertelenmiş durumdadır.

İş sağlığı ve güvenliği Meclisinin yaptığı araştırmaya göre iş cinayetleri hız kesmenden artmaya devam etmektedir. 2012 yılında çıkarılan 6331 Sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra iş kazası nedeniyle hayatını kaybeden işçi sayısı ne yazık ki 5,766 kişiyi bulmuştur. Bu rakamlar aynı dönemde terör nedeniyle hayatını kaybeden yurttaşlarımızın sayısının kat be kat üstündedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Haftası çerçevesinde gerek kamuoyunda gerekse çeşitli platformlarda söz konusu toplumsal soruna yönelik çeşitli tartışmalar, açıklamalar yapılacak ve çözüm önerileri sunulacaktır. Türkiye Büyük Millet Meclisinin de söz konusu soruna ilişkin çözüm üretmesi bir sorumluluk ve görevdir.

Bu nedenle, iş kazaları, iş cinayetlerinin nedenlerinin saptanarak mevzuatta ve uygulamada ortaya çıkan sorunların tespit edilmesi, bu konuda çalışanların sağlıklı bir ortamda çalışabilmesi hakkının gerçek anlamda koruyucu yasal düzenlemelerle hayata geçirilebilmesi ve çözüm önerileri geliştirilmesi amacıyla Anayasanın 98, TBMM İç Tüzüğünün 104 ve 105. maddeleri uyarınca bir Meclis Araştırması açılmasını arz ve teklif ederiz.