AKP Zonguldak Milletvekillerinden Özcan Ulupınar, TBMM’de yaptığı gündem dışı konuşmada, taşkömürünü bulan Uzun Mehmet ile Zonguldak’ın kaderinin değiştiğine dikkat çekti.

 

Özcan Ulupınar  konuşmasına, “Uzun Mehmet’in 8 Kasım 1829’da taşkömürünü buluşunun 185’inci yıldönümü nedeniyle gündem dışı söz almış bulunuyorum. Bu vesile ile yüce heyetinizi saygıyla selamlıyorum. Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ölümün 76’ncı yıldönümünde rahmetle ve şükranla anıyorum. Ülkemizi derinden etkileyen Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en çok can kaybı yaşanan Soma kazasında ve son olarak Ermenek'te meydana gelen kazada hayatını kaybeden maden emekçilerini saygıyla anıyorum” sözleriyle başladı.

 

Milletvekili Ulupınar sözlerine şöyle devam etti:

 

UZUN MEHMET BULDU

 

“İlimizin ve ülkemizin kaderini değiştiren, ekonomimizin can damarı olma özelliği her zaman devam eden madenimiz taşkömürü; 8 Kasım 1829’da Uzun Mehmet tarafından Ereğli’nin Neyren Köyü civarındaki dere kenarında bulunmuştur. Uzun Mehmet; taşkömürünü bulduğunda bir gün, ‘Karaelmas’  adını alacağını ve hayatımızı bu denli değiştireceğini bilemese de, kendisini şükranla ve minnetle anıyoruz. ‘Karaelmas’ diye adlandırılan taşkömürümüz, ilimiz ve ülkemiz ekonomisine yaptığı önemli katkılardan dolayı, Zonguldak’ın bu gününü de şekillendirmiştir. Taşkömürünün bulunuşu ile ilimizin ve ülkemizin enerji ve istihdam alanında kaderi değişmiştir.

 

TÖŞKÜMÜRÜ İLE FABRİKALAR KURULDU

 

Karaelmasın varlığı, Zonguldak ve çevresinde sanayileşmeyi teşvik etmiş, başta Ereğli Demir Çelik Fabrikası olmak üzere birçok fabrika kurulmasına vesile olmuştur.

 

Ayrıca Zonguldak, taşkömürü sayesinde yerleşim alanı olarak açılmış ve cumhuriyetin ilk vilayeti olmuştur. Ülkenin kalkınmasında ve sanayileşmesinde Zonguldak havzası yıllarca önemli bir lokomotif görevi üstlenmiştir. Bu nedenle emeğimiz ve taşkömürümüzle gurur duyuyoruz.

 

Taşkömürü bölgemiz için çok önemlidir. Kömür ocaklarının işletmeye açılması ve devletimiz tarafından işletilmeye başlanması, Ereğli’de Erdemir’in kurulması ardından tersaneler bölgesinin yapılanması, hep o kara taşın, taş kömürünün eseridir.

 

VAZGEÇİLMEZ ENERJİ KAYNAĞIMIZDIR

 

Bugün sanayide ve konut ısıtma sistemlerinde yerini farklı enerji kaynaklarına bıraksa da taş kömürü hala belli noktalarda vazgeçilmez bir enerji kaynağıdır. Zonguldak havzasındaki taşkömürü üretim faaliyetleri önemli bir istihdam kaynağı ve ülkemizin sanayileşmesinde çok önemli rolü olan demir-çelik üretiminin de temel girdisi olmuştur.

 

ZONGULDAK GÖÇALDI İSTİHDAM YARATTI

 

Ülkemizin dört bir tarafından insanlar ilimize gelmiş yerleşmiş, madenciliği aşlarının kazanç kapısı olarak benimseyip ilimizin de ayrılmaz bir parçası haline gelmişlerdir. 185 yıl önce Uzun Mehmet’in kömürü buluşuyla kaderi değişmeye başlayan Zonguldak, 1848 yılında kömür üretiminin başlamasıyla birlikte hızla gelişmeye başlamış,  köyden mahalleye, mahalleden, 3 şehir çıkaracak bir ile dönüşmüştür.

 

Madencilikte devlet işletmeciliği 1929 yılındaki büyük bunalım sonrası bütün dünyada olduğu gibi Türkiye’de de rağbet görmüş ve bu tür işletme sayıları 1980 yılına değin artmıştır. 1980’li yıllardan sonra ekonomi politikalarında devletin rolü, sorumlulukları, öncelikleri değiştirilmeye başlanmıştır. Mal, hizmet ve sermayenin önündeki engeller kaldırılmakta, korumacı politikalar terk edilmekte ve bu bağlamda enerji piyasaları serbestleştirilmektedir. Uzun süre ülkemizin taşkömürü talebini karşılayan TTK, 1970’li yıllarla birlikte talebi karşılamakta yetersiz kalmıştır.

 

ÜRETİM İSTENEN KAPASİTEDE DEĞİL

 

Taşkömürü üretimi 1987’de yüzde 50’nin altına, 2000’li yıllarda yüzde 16’ya düşmüştür. 1973’te 16 bin ton olarak başlayan taşkömürü ithalatı, 2011’de 21,3 milyon ton düzeyine ulaşmıştır.

 

Bugün ocaklarımız maalesef istediğimiz kapasitede, istediğimiz istihdam sayısında çalışmıyor. Bunda belki en önemli sebep verimli bir çalışma ortamını sağlayamamış olmamızdır. Bunun nedenleri, niçinleri geçmişte de günümüzde de tartışılmıştır. Ancak insanımız, bölgemiz, ülkemiz için bir ortak akıl, ortak çözüm üretmek mecburiyetindeyiz.

 

Gelişmiş ve gelişmekteki ülkelere baktığımızda yeraltı zenginliklerinin ekonomilere katkısı oldukça önemli. Ülkemizde yer üstü doğa güzellikleri yanında yeraltı zenginliklerinin de çok önemli ve yeterli olduğunu düşünüyorum. Ancak bu zenginlikleri henüz gelişmiş ülkelerdeki gibi ekonomimize yeterli anlamda kazandırabilmiş değiliz. Bizi ısıtan, sanayide çeliği eriten, fabrika bacalarını tüttüren taşkömürünü çıkartmak için yerin yüzlerce metre altında alın teri döken işçilerimize şükran borçluyuz.

 

UZUN MEHMET’E VE ŞEHİTLERE SAYGI

 

Cefakâr Zonguldak halkı 185 yıldır bu taşkömürünü canını vererek, kanını dökerek üretiyor, Türkiye ekonomisine büyük katkıda bulunuyor. Hükümet olarak taşkömürü üretimindeki politikamız kendi kaynaklarımızın değerlendirileceği ve ithalatın azaltılacağı yönündedir. Bu nedenle taşkömürümüz hükümetimizin politikaları ile hak ettiği noktalara gelmeye devam edecektir. Bizim dönemimizde Türkiye Taşkömürü Kurumu’na 5 bin 226 işçi alınmıştır. Sözlerimi bitirirken, bugüne kadar maden kazalarında hayatını kaybetmiş bütün maden şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, 185 yıl önce Zonguldak'ta taşkömürünü bulan Uzun Mehmet'i saygıyla anıyorum. Madenlerimizde alın teri döken tüm işçi kardeşlerimize sağlık sıhhat ve Yüce Yaradan’ın kolaylıklar vermesini diliyorum. Zonguldak halkı ve madenciler adına yüce Meclisi saygıyla selamlıyorum.”