Düzce Cam'a bağlı Borcam Madencilik de çalışan işçiler ve fabrika yöneticileri sendika yüzünden karşı karşıya geldi. Kandilli'de bulunan üretim alanında da yaklaşık 15 işçi yıllık izne çıkarıldı.
Konu ile ilgili DİSK'e bağlı Dev Maden Sen Yetkilisi, Önder Gazetesi muhabirine yaptığı açıklamasında, işverenin işçilerin ailelerine kadar tehdit ettiğini, işyerinde iş barışını bozacak davranışların had safhaya ulaştığını belirtti. Süreci barış içerisinde sonuçlandırmak istedikleri belirtilen açıklama şu şekilde:

"İŞÇİNİN ANAYASAL HAKKI"
"Düzce ve Ereğli Borcam'da çalışan işçi arkadaşlarımız işyerindeki çalışma koşullarının iyileştirilmesi, maaşlarının yükseltilmesi amacıyla bir hak mücadelesi vermek istemişlerdir. İşçinin en doğal anayasal hakkı olan sendikal mücadele başlatılmıştır. DİSK'e bağlı Dev Maden Sen ile örgütlenme süreci hızlı bir şekilde sürmektedir. İşçi kardeşlerimiz insanca yaşayabilmek, iyi bir ücret, iş güvenliği ve işçi sağlığı önlemlerinin alındığı bir çalışma ortamı istiyorlar.

"MAAŞLAR DÜŞÜK"
Oradaki sorunların en belirgin ortaya çıkanlarından biri maaşların düşük oluşu. 6 Yıldır aynı işyerinde çalışan ve kalifiye eleman olan arkadaşların maaşları işe yeni giren arkadaşlarla aynı. Asgari ücrete yapılan zamlar arkadaşlara bir türlü yansıtılmadı. Her yıl zam konuşulurken işveren ve amiri arasında birbirine havale edilen ve çözülemeyen maaş sorunları en belirgin sorunlardır.

"KUM İLE UĞRAŞANLAR MESLEK HASTALIĞI İLE KARŞI KARŞIYADIR"
Bu arkadaşlar kum ile uğraşıyorlar. Kum ile uğraşan insanlar bir takım mesleki hastalıklarla karşı karşıya kalıyorlar. Yıllık yapılan sağlık taramalarının sonuçları hiçbir zaman kendilerine verilmiyor. Mesleki hastalıkların ayrıca tespit edilmesini istiyoruz. Gerekli önlemlerin alınmasını istiyoruz. Bütün haklarını korumak için ortak mücadele etmek için örgütlenme talebi ile bizlere geldiler. Bu örgütlenme karşısında biz orada yeterli çoğunluğa da ulaştık. Fakat işveren bizim sendikal olarak kendisinden görüşme taleplerimizi reddetti her seferinde. Sorunu dinlemek için dahi görüşmedi.

AİLELERE KADAR BASKI
İşyerinde bir takım baskılar yapmaya başladı, baskılar oluştu, aileleri ile görüşmeye başlandı, dışarıdaki aile ilişkilerini ortaya koyarak işçileri tehdit etmeye başladı. Bu da arkadaşlarımızda bir gerilime ve gerginliğe yol açtı. Bu da arkadaşlarımızın iş barışını ve ev barışını bozdu.

"KEPÇENİN YAPACAĞI İŞİ
KAZMA KÜREKLE İŞÇİYE YAPTIRDILAR"

Servislerin güzergahını ve mesafesini değiştirerek işçileri sabahları 1 saat yol yürüttüler, neden bunu yapıyorsunuz dediğimizde ise bir aksilik olduğu belirtildi. Aynı gün içerisinde kepçe ile yapılan taşıma işlerini kazma kürekle yaptırmaya çalıştılar. Bant altında kepçe ile yapılan işlemleri kazma kürek ile yaptılar, aradık yetkilileri araçların bozuk olduğunu söylediler. 6-7 Yıldır çalışanlar da ilk kez bunların yaşandığını belirtiyorlar, bunların da örgütlenme sürecinde meydana geldiğini gördük. İş yerinin şefinin dışarıdaki kişisel ilişkilerini kullanarak çalışanların eşlerini işten atmakla tehdit etmeye kalktığını biliyoruz. Çalışanların anne babalarını aramak tehdit etmek, anayasal suçtur.

"İŞVERENE BUNU ANLATTIK"
İşverene de bunları anlattık. Sendika bir işçinin anayasal hakkıdır. Sendika örgütlenmesinin bu şekilde engellenmesi anayasal suç teşkil eder. İşveren üye olduğunu düşündüğü işçileri yıllık izne çıkardı. Muayene olmak isteyen hastalanan işçileri göndermediler. Bu bir insanlık suçudur. İşveren bu gibi yöntemlerle arkadaşlarımızı sendikal mücadeleden vazgeçirmeye çalışıyorlar. mücadelemiz devam edecek işveren ile iş barışını bozmadan işveren ile işçinin arasını bozmadan mahkemelik olmadan barış içerisinde çözmek istiyoruz. Henüz işçi arkadaşlarımız tepkisel eylemlerini dahi yapmadılar. Sadece işverenin bu meseleyi kavramayı bekleniyorlar"

(Haber Merkezi)