Türk Ocağı Zonguldak Şube Başkanı Erol Şeref, ülke gündeminde yer alan "Kürt Açılımı" konusundaki tartışma ve talepleri "tehlikeli gidiş" olarak niteledi.
Türk Ocağı Başkanı Şeref, basın açıklamasında, şu noktalara değindi;

"YOL HARİTALARI HAZIRLANIYOR"
"Son yerel seçimlerinin arkasından Kürt bölücülüğü hızlı bir yükselişe geçti. Böylece çeyrek asırlık terörle mücadele dönemi yerini açılım ve müzakere dönemine bıraktı. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve İçişleri Bakanı tarafından 'tarihi fırsattır', 'olmazsa olmaz' denilerek; Kürt sorunu ve açılımlar konusunda arka arkaya açıklamalar yapılıyor. Bazı siyasi partiler, sivil toplum örgütleri ve medya mensuplarıyla görüşülerek yol haritaları hazırlanıyor. Bu Kürt açılımı çalışmaları medyada geniş yer buluyor. Devletimizi ve milletimizi idare mevkiinde bulunan yetkililerin; çoluk-çocuk, yaşlı- genç, kadın-erkek, Türk-Kürt demeden binlerce vatandaşımızı şehit eden PKK terör örgütünü ve bunun arkasındaki sinsi oyunları göremedikleri ve doğru algılayamadıkları anlaşılıyor."

"TALEPLER BÖLÜCÜ, AYRIŞTIRICI"
"Demokratikleşmeyi ağızlarından düşürmeyen bu malum çevreler, 'Kürt sorunu, Kürt açılımı, demokratik açılım' diyerek, bir ayrıştırma projesini tartışmaya açtılarr. Anayasada 'Türklük' vurgusu yapılan maddeler değiştirilsin, Türk vatandaşlığı yerine 'Türkiye Vatandaşlığı' kabul edilsin, 'Ne Mutlu Türküm Diyene' sözü her yerden silinsin, 'Türküm, doğruyum, çalışkanım' andı okullardan kaldırılsın, genel af çıkarılsın, PKK'lılardan öldürülenlerin failleri bulunup cezalandırılsın. Kürtçe yer isimleri iade edilsin, yerel yönetimlere özerklik tanınsın. Kürtçe ana dilde eğitime geçilsin, Apo'ya özgürlüğü verilsin, Anayasada Türk-Kürt kimliğine vurgu yapılsın, PKK ve Öcalan muhatap alınsın… talepleri Kürtleşmeyi ve ayrıştırmayı anlatmıyor da acaba neyi anlatıyor? Üniter devlet yapımızı bozmayı hedefleyen bu talepler çerçevesinde yetkililerin, milletin gözüne baka baka 'Kürt açılımı' diyerek hala barıştan, birleşmeden ve demokratikleşmeden, bahsetmeleri acaba neyin nesidir? Terör sorununu 'Kürt sorunu' deyip, Türk milli kimliğini ortadan kaldırmaya ve Türk Milleti içinden devlet eliyle Kürt milleti oluşturmaya çalışmak hangi projenin gereğidir? Bazı PKK'lı itirafçıların suçlamalarını doğru sayarak, ordumuzu ve güvenlik güçlerimizi psikolojik bir savaşla yıpratmakla ne yapılmak isteniyor? Devleti, PKK ile pazarlık masasına oturur hale getirmekle kime hizmet ediliyor? PKK ile yıllardır ölümü göze alarak mücadele eden TSK ve güvenlik güçleri mensuplarının terör uygulayıcısı olarak suçlanmalarına zemin hazırlamak hangi güç odaklarının talepleridir?"
"TÜRK MİLLETİ FIRSAT VERMEZ"
"Unutulmasın ki; yüce Türk Milleti ABD ve AB'nin oyunlarına, Büyük Orta Doğu Projesi'nin fitne dolu ortaklığına fırsat vermeyecektir. Türk Milleti, milli kimliğine, üniter devlet yapısına ve cumhuriyet ilkelerine karşı başlatılan bu hain saldırıyı püskürtmeyi de başaracaktır.
Zira Türk milleti milli refleksini ve sabrını zorlayarak henüz son sözünü söyledi. Demokratik açılımlara, ayrıştırmacılara, kürtleştirme yolunda olan ırkçılara, diyalogculara, vicdan, izan ve iman yoksunu olan liberallere tavsiyemiz, en kısa zamanda akıllarını başlarına almaları ve bu tehlikeli gidişe son vermeleridir.
Anayasamızda yer alan 'Hak ve hürriyetlerden hiç biri devletin ülkesi ve milletiyle bütünlüğünü bozmayı ve insan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyeti ortadan kaldırmayı amaçlayan faaliyetler biçiminde kullanılamaz' hükmüne ve buna benzer diğer hükümlere özellikle, Anayasa ve yasalara bağlı kalacağına TBMM'nde yemin eden siyasilerimiz olmak üzere herkes uymalıdır. Yasa tanımayanlar için ise, hukuk içinde yetkiler tarafından gereği mutlaka yapılmalıdır."