Atatürkçü Düşünce Derneği  Karadeniz Ereğli Şubesi Yönetim Kurulu Adına  yazılı bir açıklama yapan Başkan E. Semih Özkök, Eğitim Birliği Yasası’nın kabulü, Halifeliğin, Şeriye ve Evkaf Vekaletinin kaldırılmasının 90. Yıldönümünü "Türkiye Cumhuriyetinin ulus olma ve çağdaşlaşma yolunda atmış olduğu en önemli adımın 90.yıldönümündeyiz. Tevhid-i tedrisat yani eğitimin birliği  Laik ve Demokratik Türkiye’nin bu günlere gelmesinde önemli bir kilometre taşıdır” dedi.

 

Özkök’ün açıklaması şöyle:

 

Genç Türkiye Cumhuriyeti eğitimi öylesine önemsedi ki; eğitim sorununu devletin birinci sorunu olarak gördü. Avrupa ülkelerinde bile eğitim tabana yayılmamış iken , dağın doruğundaki köylere öğretmen gönderdi. Eğitim parasız ve zorunluydu. Halk çocukları yatılı okutuluyordu. Çok kısa bir sürede yirmi bin köy çocuğu öğretmen olarak yetiştirildi ve köylere gönderildi. 1930 lu yıllarda devletin öğretmene verdiği aylık , kaymakamın aldığından daha yüksekti. Harf devrimi’ nden sonra bu süreç daha da hızlandı.

 

Halkevleri ve Halkodaları’ nın da desteğiyle ülkede bir eğitim seferberliği başlamıştı. Her şey öylesine planlıydı ki 1950 li yılların ortalarında okuma yazma bilmeyen kalmayacaktı.1960 lı yıllarda ise sekiz yıllık eğitime geçilecekti.

 

Ders kitapları ezber yığını haline getirildi. Eğitim , üretimden koparıldı. Gençleri yaşama en iyi şekilde hazırlaması gereken eğitim, hiçbir kişiye hiçbir nitelik  kazandırmayan kuru bilgilerin ezberlenme si dizelgesi biçimine dönüştürüldü. Böylece siyasal partilerce güdülebilen yığınlar yaratıldı. Ülkenin gelişmesinde ve ülke insanının aydınlanmasında önder rolü oynaması gereken siyasi partiler adeta insanımızın karanlıkta kalmasını istediler ve kendilerine oy deposu yarattılar.

 

Bugün , o günlerden çok farklı değil hatta daha da çözümsüzlüğe doğru yol almakta. Kitaplardan ve okulların sınıflarında asılı bulunan Atatürk fotoğraflarına bile tahammülü olmayan bir yönetim anlayışı ile karşı karşıyayız. Daha elim ve vahim olanı ise Atatürk’ün yerine kendilerini koymak ve o’ndan öne geçmek  isteyen bir yapı var.

1960 lı yıllarda geçmemiz gereken sekiz yıllık zorunlu eğitime 1997 de geçebildik. Daha sonra iş sulandırıldı bildiğiniz gibi 4+4+4 sistemi getirilerek eğitimin  ilk ya da ikinci 4 yıldan sonra tercihe bıraktırılıp kesilerek eğitimsiz bir kuşak ve ulus yaratılmaya çalışılmakta.Bu kuşaklar yükselen insani değerlerden uzaklaştırılıp , her türlü sosyal ve siyasal ahlaksızlığa bulaşmış toplulukların peşinden gitmekte tereddüt etmemektedirler.

 

Üniversitelerimizin durumu içler acısı. Üniversite giriş sınavları , gençlerimizi üniversite kapılarında kırmaya devam ediyor. Ders kitapları bilimsellikten uzak.

 

Eğitimdeki bu olumsuzlukları sayfalarca sıralayabiliriz. Ne yazık ki eğitim , hiçbir siyasi partinin programında birinci sırada değil. Siyasi partilerin programlarında eğitime ayrılan bölümler içerikten yoksun paragraflardan oluşuyor. Siyasi partiler yaşadığımız sorunların temelinde eğitimin yattığının ayırdında değil. Bu durum ülkemizin geleceğini karartmaya devam ediyor.

        

Atatürk ilkeleri ve Cumhuriyet Devrimi kazanımlarına sıkı sıkıya bağlı kalınmadıkça sorunlarımız büyüyerek sürecektir.

 

Ülkeyi yönetenler eğitimin önemini kavradıklarında Türkiye, Dünyanın sayılı ülkeleri arasına girecektir, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın.

 

Tek ve en doğru çıkış yolumuz büyük kurtarıcı Mustafa Kemal ATATÜRK’ün dediği gibi;

 

 “Hayatta gerçek yol gösterici bilimdir, fendir. Bilimin ve fennin dışında yol gösterici aramak gaflettir, dalalettir, hıyanettir.”

 

 

 

TEVHİD-İ TEDRİSAT KANUNU’NUN KABULÜ

 Kdz. Ereğli Belediye Başkanı Halil  Posbıyık’ta yaptığı yazılı acıkmamada aynı konudaki görüşlerini şöyle dile getirdi:  

    Tevhid-i Tedrisat Kanunu (Öğretim Birliği Yasası), Türkiye Büyük Millet Meclisi tarafından 3 Mart 1924 tarih ve 430 Kanun Numarası ile kabul edilmiş olan ve ülkedeki bütün eğitim kurumlarının Maarif Vekaleti’ne (Milli Eğitim Bakanlığı’na) bağlanmasını öngören yasadır.

 

     Türkiye Cumhuriyeti’nde eğitimin temel kanunu kabul edilmiş ve daha sonra çıkarılan kanunlara esas teşkil etmiştir. 1982 anayasasında 174. maddeyle koruma altına alınmış “inkılap kanunlarından” bir tanesidir.

 

     Türkiye’de eğitim alanında reform yapabilmek; millilik, laiklik, modernlik esaslarını uygulayabilmek için eğitim kurumlarının birleştirilmesine ihtiyaç duyulması sebebiyle hazırlanan kanun; ülkenin eğitim işlerinde çok başlılığın kaldırılmasını sağladı. Halifeliğin kaldırılmasına dair kanun ve "Şeriye ve Evkaf Vekaleti’nin Kaldırılması hakkında kanun"la aynı gün çıkarıldı.

 

    Tevhid-i Tedrisat Kanunu ayrıca tekke ve zaviyelerin kapatılması; dinsel olduğu düşünülen Arap harflerinin kaldırılıp Harf Devrimi’nin yapılması gibi diğer bazı Atatürk devrimlerinin gerçekleşmesi için de altyapıyı oluşturmuştur.

 

      1924 yılında kabul edilen Tevhid-i Tedrisat Kanunu, modern ve laik Türkiye’nin doğuşundaki en büyük ve önemli başlangıç adımlarından biridir.