Demokratik Sol Parti  ‘DSP) Zonguldak il Başkanı Sercan Günarslan gönderdiği “Türkiye Ne Kadar Vatansa, Kıbrıs’ta O Kadar Vatandır… ” başlıklı açıklamasında,  20 Temmuz 1974 tarihinde başlayan Kıbrıs Barış Harekatından söz etti.

Günarslan “ 44 yıl önce bugün Türkiye garanti anlaşmasından doğan haklarını kullanarak Ulusal liderimiz Sayın Bülent ECEVİT’İN emri ile Kıbrıs’a “Özgürlük ve Barış harekâtı” yaparak adaya çıkmıştır. Kıbrıs Barış Harekâtı Kıbrıs’a barış ve huzur getirdiği gibi Yunanistan da cuntanın devrilmesine yol açarak bu ülkeye de demokrasinin gelmesini sağlamıştır ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Devleti kurulmuştur.” dedi ve açıklamasına şöyle devam etti:

Kıbrıs sorunu olduğunu iddia eden bu günkü AKP hükümeti ve sanki başka hiçbir işi olmayan, her toplantısında Kıbrıs dan söz eden AB verilecek en anlamlı cevap; Kıbrıs da o günde bugüne kadar tarihinde ilk kez kesintisiz barış ortamı yaşanıyor olmasıdır, Bu da Kıbrıs da sorun olmadığını göstermektedir. Kıbrıs da sorun 1974 Barış Harekâtı ile çözülmüştür, Adada iki ayrı devlet, iki ayrı millet, iki ayrı dil, din ve kültür barış içinde yaşamaktadır.

 Kıbrıslı Türklerin can ve mal güvenliği, geleceği ve Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki vazgeçilmez hakları bugün AB’ye kurban edilmek istenmektedir. Bunun karşılığında ise Türkiye ye hiçbir şey taahhüt edilmiş değildir, Kaldı ki hiçbir taahhüt Kıbrıs Türk Halkının özgürlüğünün ve Türkiye’nin Kıbrıs üzerindeki haklarının karşılığı olamaz. DSP’nin öncülüğündeki 57. Hükümet döneminde, 1999 Helsinki Zirvesinde Kıbrıs sorununun Türkiye’nin AB üyeliği için bir ön koşul olmadığı kabul edilmişti. Şimdi ise o günlerden AKP Hükümeti’nin dış politikalarda teslimiyetçiliği esas alan yanlış politikaları sonucu Türkiye’ye Kıbrıs “Rum kesimi ile ilişkilerinizi normalleştirin” yani “onları tanıyın” denildiği günlere gelmiş bulunuyoruz. AKP hükümeti maalesef, Kıbrıs Rum kesimini tanımak ve K.K.T.C nin  varlığını inkâr etmek anlamına gelen, Gümrük Birliğinin kapsamının genişletilmesi anlaşmasına da imzalamıştır. Dolayısıyla AKP hükümeti hiçbir şey değişmeyeceğini bile bile bu protokolü imzalayarak telafisi olmayan bir hata daha yapmıştır.

Türkiye Kıbrıs’ı feda ederek değil, Ulusal çıkarlarını onurla koruyarak AB’ye girebilir. Türkiye gibi stratejik ve potansiyeli çok yüksek bir ülke, dayatmalara boyun eğmeden kendi gücüne dayanarak gelişip dünya ulusları arasında etkili ve saygın bir konuma gelirse, şimdi bizi kapının dışında tutmak için elinden geleni yapan AB, Türkiye’nin önemini görmezden gelemeyecek ve ülkemizi kendiliğinden birliği tam üye yapmak isteyecektir.

Tüm bu olumsuz koşullara karşın bugün bağımsızlık bayramlarını kutlayan K.K.T.C yurttaşı kardeşlerimiz geleceğe kötümser bakmamalıdır. Çünkü Kıbrıs’ı gözden çıkarmış görünen bu hükümet kısa bir süre içinde tarihin karanlık sayfaları arasında yerini alacaktır. DSP olduğu sürece Türkiye Kıbrıs’ın güvencesi olmaya devam edecektir. K.K.T.C Halkının Özgürlük ve Bağımsızlık gününü en kalbi duygularımla kutluyorum.”!