TEMA Vakfı Hukuk Bölümü tarafından 06.11.2009 tarihinde, Çevre ve Orman Bakanlığı'na açılan Zonguldak, Bartın ve Karabük çevre düzeni planının kısmen iptali, öncelikle yürütmenin durdurulması davası için bilirkişi heyetinin inceleme yapmak için bugün bölgeye geleceği ifade edildi.
TEMA Zonguldak İl Temsilcisi Berran Aydan, dernek binasında yaptığı açıklamada, “Bu çevre düzeni planı yöremiz için, özellikle Filyos projesinin gündemde olduğu bugünlerde çok önemlidir.   Planın bazı maddelerinin uygulanması halinde, başta tarım alanları olmak üzere doğal kaynaklar zarar görecektir. 2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli Zonguldak, Bartın ve Karabük çevre düzeni planı incelendiğinde, bölgedeki önemli doğa koruma alanlarının, tarım alanlarının gerektiği gibi korunmadığı, koruma ve kullanma dengesinin her alanda gözetilmediği ve planın amaç ve hedeflerine aykırı kararların alındığı tespit edilmiştir. Bunların arasında en önemlisi de Filyos Vadisi projesi ile ilgili alınan kararlardır. TEMA Vakfı tarafından bu konu takip ediliyor ve edilmeye devam edilecektir” dedi.
Ardından, bölgede inceleme yapmak için TEMA Genel Merkezi'nden gelen Şehir ve Bölge Planlama Uzmanı Esra Yazıcı Gökmen ise “Planlar günümüzde ve gelecekteki arazi kullanımını belirlemektedir. Bu yüzden doğa tahribatlarının oluşmadan önlenebilmesi için planlama çalışmalarının takip etmekte ve gerekli görülen yerlerde itiraz ederek hukuki süreci başlatmaktayız. 2009 yılında onaylanan 1/100.000 ölçekli Zonguldak, Bartın ve Karabük çevre düzeni planı incelendiğinde, bölgedeki önemli doğa koruma alanlarının, tarım alanlarının gerektiği gibi korunmadığı, koruma ve kullanma dengesinin her alanda gözetilmediği ve planın amaç ve hedeflerine aykırı kararların alındığı tespit edilmiştir. Bunların arasında en önemlisi de Filyos Vadisi projesi ile ilgili alınan kararlardır.   Plan açıklama raporunda da belirtildiği üzere, Filyos Vadisi projesi, drenaj ve taşkın önlemleri, Filyos Limanı ve serbest bölgeyi kapsamaktadır. Drenaj ve taşkın önlemleri çalışmaları kapsamında,   Filyos Çayı'nda (Yenice Irmağı) sedde ve barajların inşa edileceği belirtilmektedir. Serbest bölge ise, organize sanayi bölgesi veya endüstri bölgesi olarak değerlendirilmesi öngörülen, ağır sanayi ve termik santrallerin yer alacağı bir alan olarak planlanmıştır. Planlanan Filyos Limanı ise, 25 milyon ton/kapasiteye sahip olacak çok büyük bir liman olarak planlanmaktadır. Akarsu üzerinde sedde ve barajların yapımının, nehir içindeki ve vadideki ekosistemlere zarar vererek, doğal çevre üzerinde tehdit oluşturacak sonuçlar doğurabildiği bilinmektedir. Filyos Çayı (Yenice Irmağı) üzerinde yapılması planlanan bu tip yapılar, bölgedeki dengelerin bozulmasına, değişmesine dolayısıyla doğal çevre üzerinde geri dönüşü imkansız zararlara yol açacaktır. Filyos Limanın yapılması planlanan yer ise, orman alanı sınırına bitişik, sulak alan niteliğinde olup, Amasra Önemli Kuş Alanı sınırları içerisinde yer almaktadır. Bu tip alanların insan faaliyetlerinden zarar görmemesi için özenle korunması gerekirken bir plan kararı ile ticari liman olarak planlanması sürdürülebilir yaşam adına kesinlikle kabul edilemez bir karardır. Filyos Vadisi'nin bir kısmını kaplayan ve organize sanayi bölgesi veya endüstri bölgesi olarak değerlendirilmesi öngörülen serbest bölgede, vadi ve çevresi için ciddi bir kirlilik kaynağı oluşturacaktır. Ağır sanayi ve termik santrallerin, doğal çevre üzerinde geri dönüşü imkansız zararlara yol açtığı bilinmektedir. Doğadaki her oluşum bir zenginlik kaynağıdır. Çevre düzeni planlarının amacı da insanların ihtiyaçlarını doğaya uygun bir şekilde gidermelerini sağlamaktır. Yurtdışında bu tip kullanımlar artık, doğal ve kültürel değerlere zarar vermeyecek şekilde, verimsiz bölgelere yönlendirilirken, çevrenin korunması amacıyla hazırlanması gereken bir çevre düzeni planında doğal ve kültürel değerlere böylesi zarar verecek bir karar alınması taraf olunan uluslararası sözleşmeler, mevzuat ve planlama ilkeleri açısından kesinlikle kabul edilemez.
İnsan faaliyetleri sonucu doğal çevrenin bozulması kaçınılmazdır. Barınma, ulaşım, savunma, gıda gibi her türlü ihtiyaçlarımızı giderirken doğal çevre bu faaliyetlerden etkilenmektedir. Planlamanın amacı da kendi yaşamımızı sürdürebilmek adına, doğal çevrenin en az şekilde etkilenmesini sağlamaktır. Böylelikle kendi ihtiyaçlarımızı giderirken bizden sonraki nesillerin de yaşamlarını devam ettirebilme haklarını ellerinden almamış oluruz. Sürdürülebilir yaşamı tehdit eden plan kararlarının iptalini talep ederken amacımız kalkınmaya engel olmak değil, yaşamı sürdürmektir” diye konuştu.