Kırşehir Postası Gazetesi Sahibi ve Yazı İşleri Müdürü Havva Karakaya'ya verilen meslekten men cezasını değerlendiren Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) gazeteciliğin kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütüne üye olunarak yapılan bir meslek olmadığına dikkat çekti. TGC "Kararın temyiz süresinin geçmiş olması nedeniyle sorunun Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma yetkisini kullanmasıyla çözümlenebileceği anlaşılmaktadır.Adalet Bakanlığı’nın yetkisini kullanmasını bekliyoruz" dedi.

 

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Kırşehir Postası Gazetesi sahibi ve yazıişleri müdürü Havva Karakaya’ya verilen meslekten  men cezasının, hukukun  temel kuralları ile çelişen bir uygulama olduğunu vurguladı.

 

Açıklamada şöyle denildi:

 

“Meslektaşımız Havva Karakaya’ya verilen meslekten men cezası, niteliği yönünden ülkemizdeki ilk uygulamadır.

 

Kararın dayanakları irdelendiğinde bu kararda da, Hopa Cumhuriyet Savcılığı’nınkine benzer bir yaklaşımla kamu görevi yapan gazeteciler ile kamu görevlisi olan memurların niteliklerinin örtüştürüldüğü görülmektedir.

 

Kararın gerekçesinde belirtildiğinin aksine gazetecilik, kamu kurumu niteliğindeki meslek örgütüne üye olunarak yapılan bir meslek de değildir.

 

Anayasa Mahkemesi’nin, bayram gazetesinin meslek örgütlerince yayınlanmasını öngören yasa maddesini 1993 yılında iptal ederken “Bütün gazeteci ve yazarların mesleki görevlerini yerine getirmelerinin engellenmesi” gerekçesiyle birlikte temel hakların kullanılmasının durdurulmasının ancak savaş, sıkıyönetim ve olağanüstü hallerde mümkün olduğuna, bu durdurmanın bile uluslar arası hukuktan doğan yükümlülüklerin ihlal edilmemesi koşuluna bağlı olduğu vurgulandığı da bilinmektedir.

 

1680 Sayılı Basın Yasası’nda bazı suçların işlenmesi halinde gazetecilerin yazı işleri müdürlüğü ile muhabirlik yapamayacakları öngörülmüşken 2004 yılında yapılan 5187 Sayılı Basın Yasası’nda bu kuralın da kaldırılmış olduğu ortadayken meslekten men cezası verilebilmesi, basın hukukunun bu açıdan da gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır.

 

Kararın temyiz süresinin geçmiş olması nedeniyle sorunun Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma yetkisini kullanmasıyla çözümlenebileceği anlaşılmaktadır.

 

Adalet Bakanlığı’nın yetkisini kullanmasını bekliyoruz.”