Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın açıklamalarına tepki gösteren TKP İl Başkanı Baykut, “Baştan aşağı tüm yönetici kadrolara müdahale eden-kendi yandaş yönetimini kuran AKP ye mensup olduğunu sanan bir Belediye Başkanı görevini yerine getiriyor doğrusu. Ne yapıyor, tüm olumsuzluklardan sorumlu iktidar partisine tek kelime edemeyeceği için bürokratlara, bürokratların emrinde çalışan, onların direktiflerini yerine getirmek zorunda olan emekçiye saldırıyor” dedi.

 

Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın  yaptığı açıklamalar Türkiye Komünist Partisi Zonguldak İl Komitesi’nin haftalık olağan toplantısında da değerlendirildi ve Bektaş’ın açıklamalarına sert tepki gösterildi.

 

OYLAR UNUTULMAMALI

 

TKP Zonguldak İl Başkanı Sami Baykut konuya ilişkin yaptığı açıklamasında şu görüşlere yer verdi: Uzun yıllar siyasetin içinde olan biri olarak Bektaş’ın siyasilerin, özellikle de iktidar partilerinin yerel yönetimler ve kamu alanı nasıl müdahale ettiğini bilmiyormuşcasına iktidar partisini aklama adına bürokratlara ve büro emekçilerine hakaret edip yüklenmesi anlaşılır gibi değildir. Üstelik sarf ettiği sözler öyle kuru bir özürle geçiştirilebilecek cinsten de değil. 10 Bin kişin oyuyla göreve geldiğini söyleyen birinin, o 10 bin kişinin içinde ne kadar emekçi olduğunu da az çok bilmesi ve onlara gereken saygıyı göstermesi gerekir. O oyları hangi siyasi partiyi temsilen aldığı da unutulmamalı elbette. Görünen o ki sayın Bektaş bu gerçekleri AKP’ye geçtiğini sandığı andan itibaren unutmuş. Yoksa, bir büro emekçisi için aşağılayıcı-lekeleyici-damgalayıcı sözleri kabul edilir bir şey değildir. Bir insan görevini layığıyla yapmaz-yapamayabilir, beğenirsin yada beğenmezsin, eleştirirsin-üstlerine şikayet edersin bu senin doğal hakkındır. Ama hakareti de aşan bir söylemle aşağılar-damgalarsan bunun hesabını da sen verirsin. Belediye Başkanı olmak insanlara hakaret etme-damgalama hakkını kimseye vermez. Anlaşılan o ki Sayın Bektaş mensubu olduğunu sandığı partinin genel başkanının söylev tarzından oldukça etkilenmiş. Öyle  ya, başbakan dokunulmazlık zırhına güvenip önüne gelene hakaret edip fırça atıyor. İyi de Sayın Bektaş, kendinizi fazla kaptırıp esip gürlerken bu muafiyetin size uygulanmadığını bilmiyor musunuz? Unutmadan; “Ben iktidar partisinin belediye başkanıyım” diyorsunuz ama AKP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, “Kozlu Belediye Başkanı Ali Bektaş’ın AK Partili olduğu haberi gerçeği yansıtmamaktadır, doğru değildir”diyor, meğer mensup olduğunuz bir parti de yokmuş. Görüyorsunuz ya Alaborina’da Ertuğrul Günay’ın taktığı parti rozeti AKP’li olmanıza yetmiyormuş. Bunu da mı bilmiyordunuz yoksa?

 

HAKARET EDİYOR

 

“Bürokrat takımları bu memleketi yönetiyor. O takımların istediği kanunlar çıkıyor” diye yakınan Bektaş, 8 yıllık AKP iktidarı döneminde kamuda üniversiteler başta olmak üzere AKP yandaşlarının liyakat ve deneyime-yeteneğe bakılmaksızın kilit noktadaki görevlere getirildiğini bilmiyor mu yani? Baştan aşağı tüm yönetici kadrolara müdahale eden-kendi yandaş yönetimini kuran AKP ye mensup olduğunu sanan bir Belediye Başkanı görevini yerine getiriyor doğrusu. Ne yapıyor, tüm olumsuzluklardan sorumlu iktidar partisine tek kelime edemeyeceği için bürokratlara, bürokratların emrinde çalışan, onların direktiflerini yerine getirmek zorunda olan emekçiye saldırıyor. Hakaret ediyor, damgalayıp aşağılıyor. Kanunların mecliste çoğunluğu elinde bulunduran AKP milletvekillerinin oylarıyla çıkartıldığını, bürokratların da onları, o hak etmedikleri makamlara AKP iktidarının atadığını bilmediğini mi varsayalım şimdi?

 

NEDEN AYRI DÜŞTÜNÜZ?

 

“Senin orada oturmaya hakkın yok” diye yüklendiği TTK Genel Müdürünü o makama kimin taşıdığını bilmeyen var mı Zonguldak ta? Üstelik aynı kişi için “O kadar beraber çalıştık ve hiçbir zaman düşünce farkımız olmadı”diyen de Sayın Bektaş. Ne oldu da ayrı düştünüz, şimdi aynı kişiyi yerden yere vuruyorsunuz? Mensubu olduğunuzu sandığınız partinin il yönetimine-milletvekillerine aktardınız mı? Kendinizce olumsuz olarak yorumladığınız uygulamaları? Sizin göreve getirdiğiniz bürokratların tümü de beceriksiz be kardeşim, adamına göre değil, işe uygun adam seçsenize; ülkenin geleceğini mahvetmeye ne hakkınız var diye sordunuz mu hiç? Soramazsınız. O partinin Genel Başkanı böyle bir parti içi demokrasiye izin vermez. O ne derse o dur AKP de. Size kalan tek yol, sizin yaptığınız gibi topu taca atmak, gücünüzün yettiğine yüklenmektir. Ancak şu unutulmamalıdır; kim, hangi makamda bulunursa bulunsun hiçbir emekçiye hakaret etme, hele hele damgalama hakkını kendisinde bulmamalıdır. Aksi halde bunun hesabı mutlaka sorulur, sorulacaktır da, bundan kimsenin şüphesi olmasın.