Kdz.Ereğli Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Yaşar Tetiker, sac tüccarlarının İstanbul Ataşehir’de bulunan Erdemir Ofisi önünde gerçekleştirdiği eylemin ardından Erdemir tarafından yapılan açıklamaya tepki gösterdi.

 

Erdemir’in hangi yetkili tarafından hazırlanıp yazıldığı belli olmayan isimsiz ve istismara açık beyanatını yerel basından öğrendiklerini belirten Tetiker, “Bizlerin içinde olmadığı sadece belli bir haksızlığa uğramış grubun haksızlıkların son bulması ümidi ile gerçekleştirdiği bir eylemden dolayı bizleri üstü kapalı bir şekilde hukukun ismi altında tehdit etmek anlatıldığı gibi bizlerinde gücünü ve ismini kabul ettiğimiz bu kuruma yakışmaz, yakışmamıştır” dedi.

 

“TARİHÇEYE BAKMAK GEREK”

Erdemir’in tahrik dolu uygulamaları bulunduğuna dikkat çeken Tetiker, oda üyelerinin eylemlerine devma edeceğini belirterek şunları söyledi: Erdemir’in gücünden ve geldiği noktadan bahsederken bu kadar gücün içerisinden bizim ve Kdz.Ereğli halkının hiç mi? Katkısı olmamıştır. Sorusuna cevap aramak gerekir. Anlatılan kapasite artırımlarından ve öncelikle çalışma ortamına verilen destekler, üretime yapılan katkıların başında verimlilik noktasında zarardan kurtarmak için sadece serbest stok tabir edilen malzemelerin nasıl piyasaya tanıtıldığı ve Ereğli tüccarının 40 yıl önce bu mücadeleyi nasıl verdiğinin tarihçesine bakmak gerekir.

 

“KÜÇÜMSENECEK

BİR FEDAKARLIK DEĞİLDİR”

Kalite ve Ebad dışı defolu tabir edebileceğimiz bu malzemeler daha önce hurda olarak dönüşüme sevk edilirken sadece Ereğli tüccarının verdiği mücadele ile bu ürün piyasalardan talep bulmuş ve Erdemir’in bu konudaki zararı ortadan kaldırılmıştır. Yıllarca üretimin aksamaması ve Erdemir’in gelişerek büyümesi noktasında sanayicimizin talaşlı imalat ile iştigal eden kardeşlerimizin gayretleri ve yardımları küçümsenecek bir fedakarlık değildir. Erdemir’in 300 bin ton kapasiteden bahse konu 10 milyon ton kapasiteye çıkartılmasında bizlerin yani Kdz.Ereğli tüccar, sanayici ve kurumlarının yapmış olduğu fedakarlıkları alt alta koyar isek bu beyanatı verenlerin değil tehdit etmek tam tersine utanarak başlarını öne eğmeleri kaçınılmazdır.

           

“ANLAMAK İSTEMEDİĞİNDEN KAYNAKLANIYOR”

Son olarak 1999 krizinde ithalatın ülke yassı hadde pazarının kontrolünü tamamen eline geçirdiği ortamda 5 bölgeden aldığı üç aylık sipariş 40 bin tonu geçmez iken bu siparişleri 800 bin tona çıkartan yine Ereğli tüccarıdır. Bizlerin sıkıntısı haklı olduğumuz konuları Erdemir’e anlatamamak, daha doğrusu Erdemir’in anlamak istemediğinden kaynaklanmaktadır. Bizler yetkililer ile görüşmekte her türlü zorlukla karşılaşırken Erdemir İdare Meclis Başkanının randevu talebini sevinerek hemen kabul etmemize rağmen kendisinin kendi talep ettiği randevuya neden gelmediği manidardır.

 

“PAYLAŞMAK MECBURİYETİNDE KALDIK”

Bizlerin örf ve adetlerimizde randevuya bir dakika geç kalana bile samimiyetle bakılmazken bizler her türlü olanları sineye çekmiş ve sorunları dağlara taşlara anlatmayacağımız için kamuoyu ile paylaşmak mecburiyetinde kaldık, kalıyoruz. Bizleri bu ortama iten sizlerin tahrik dolu uygulamaları tepeden bakarak yaşananları küçük görmenizden kaynaklanmaktadır.  Sonuç olarak iki seçenek en doğru seçenektir. Birincisi kurumlar arası karşı karşıya gelmek, ikincisi ise insani ve vicdani değerler çerçevesinde iyi niyet sınırlarında uzlaşmadır. Uzlaşma olmadığı taktirde çıkar değil ekmek kavgası dahilinde üyelerin zaman zaman gösterecekleri tepkilerin devam etmesi haklı gösteri haline gelir. Bize göre en tehlikeli durum budur. Üzülerek bildirilen Kanuni haklarımızın korunması sadece size ait olmadığı gibi bizlerin de sabırla beklediğiniz ve kanuni haklarımızın ne olduğunu yeri ve zamanı geldiğinde bizlerde üzülerek ve fakat vicdan rahatlığı içinde ortaya koyarız”

 

(Haber Merkezi)