Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) özelleştirileceği iddiaları gündeme bomba gibi düştü. Kısa adı GMİS olan Genel Maden İşçileri Sendikası  yönetimi tarafından yapılan yazılı açıklamada, “Şunu herkes iyi bilmelidir ki; TTK’yı kapatmayı ve özelleştirmeyi aklının ucundan dahi geçirenler, karşılarında Genel Maden İşçileri Sendikası’nı, maden işçilerini ve bölge halkını, kenetlenmiş ve mücadeleye hazır bir şekilde bulacaklardır.” Vurgusu yapıldı.

 

Sendika yönetiminin yazılı açıklaması aynen şöyle:

 

HUZURSUZ EDEN İDDİALAR

“Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun (TTK) kapatılacağı, bazı müesseselerinin özelleştirileceği gibi iddialar son dönemde yine gündeme getirilmektedir. TTK’nın işçi açıklarının acilen giderilmesinin artık zorunluluk halini aldığı bir dönemde kamuoyuna yansıyan iddialar bölge insanını huzursuz etmektedir.

1848 yılında taşkömürü üretimine başlanan bölgemiz 167 yıllık üretim kültürünün var ettiği bir bölgedir. 167 yıllık bu süreç aynı zamanda bölge insanının da mücadele tarihidir.

Zonguldak ve bölgesi, ülkemizin kalkınması ve sanayisinin gelişmesine büyük katkılar sağlamış, ekonomik gelişmenin lokomotif bölgesi olmuştur.

Bugün Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı yıllık 26 milyon tondur. Özellikle 1990 sonrası uygulanan politikalar nedeniyle TTK sürekli küçültülmüş ve üretimi yıllık 5 milyon tonlardan 1.6 milyon tona kadar düşürülmüştür. Özel sektör ile birlikte ülkemizde üretilen taşkömürü miktarı yıllık yaklaşık 2,5 milyon tondur.

 

ENERJİ İTHALATINA 50 MİLYAR DOLAR

Ülkemizin taşkömürü ihtiyacının önemli bir bölümü ithal edilmektedir ve her yıl bu ithalata 4-5 milyar dolar ödenir duruma gelinmiştir. Ülkemizin cari çağı 50 milyar dolarken, sadece enerji ithalatına ödenen miktar da yaklaşık 50 milyar dolardır.

Diğer yandan TTK’nın kurulu kapasitesi yıllık 5 milyon ton ve norm kadrosu 14 bindir. Ancak TTK’daki işçi sayısı 9 bine kadar gerilemiştir. İşçi sayısı azaldıkça üretim düşmüş, TTK’nın zararları artmıştır. Geçmişte ısrarla TTK’nın zararlarının işçi maliyetlerinden kaynaklandığı iddia edilmiştir. Ancak görülmüştür ki işçi sayısı azaldıkça zarar artmaktadır.

Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak taşeronlaşmaya karşı çıktık. Madencilikte taşeronlaşmanın getireceği facialara dikkat çektik. 2010’da Karadon’da, 2013’te Kozlu’da, 2014’te Soma ve Ermenek’te yaşanan kazalar haklılığımızı ortaya koymuştur. Tekrar ifade ediyoruz; Madencilik, kar-zarar hesabıyla yapılabilecek bir iş değildir.

Biz geçen süreçte hem iş sağlığı ve güvenliği açısından hem de Türkiye’nin taşkömürü ihtiyacı ve TTK’nın durumu konularında uyarılarımızı yaptık, önerilerimizi sunduk. Uyarı ve önerilerimizi sürdürüyoruz. Biz özellikle derin yeraltı madenciliğinin devlet ciddiyetiyle yapılması gerektiğini vurguluyoruz.


İŞÇİ AÇIKLARI VAR

TTK Genel Müdürlüğü, 2013 yılından beri 3 bin 200 işçiye acil ihtiyaç duyduğunu açıklamış, işçi alımı için gerekli girişimlerde bulunmuştur. Ancak geçen süreçte ne yazık ki TTK’ya işçi alınmadığı gibi emeklilikler sürmüştür, sürmektedir ve işçi açıkları her geçen gün artmaktadır.

Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak TTK’nın norm kadroya kavuşturulması ve işçi açıklarının acilen giderilmesi gerektiğini her platformda ifade ediyoruz. Önerilerimizle ilgili raporlarımızı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı başta olmak üzere tüm yetkili kurum ve kuruluşlara sunduk.

Tüm bu gerçekliğe rağmen TTK’nın ülke ekonomisinin sırtında kambur gibi gösterilmeye çalışılmasını bölge insanları olarak kabul etmemiz mümkün değildir.

Geçmişte Zonguldak’a ve TTK’ya artniyetli bakan siyasetçiler siyasetin dışına itilmiştir. Dün TTK ile ilgili olumsuz söylemlerde bulunan siyasetçilerin adı bile hatırlanmazken, bugün TTK üretmeye devam etmektedir.

 

HALK CEVABINI VERİR

Zonguldak halkı ve maden işçileri, bu tür söylemlere geçmişte nasıl cevap verdiyse bugün de gerekli cevabı verecektir.

Unutulmamalıdır ki; Bölge insanı TTK’ya karşı büyük bir hassasiyete sahiptir ve bölge halkının gözü TTK’nın üzerindedir.

Dün olduğu gibi, Zonguldak, Bartın ve Karabük halkı ve maden işçileri ile Genel Maden İşçileri Sendikası, TTK’ya nasıl sahip çıktıysa bugün de aynı şekilde sahip çıkacaktır.

Şunu herkes iyi bilmelidir ki; TTK’yı kapatmayı ve özelleştirmeyi aklının ucundan dahi geçirenler, karşılarında Genel Maden İşçileri Sendikası’nı, maden işçilerini ve bölge halkını, kenetlenmiş ve mücadeleye hazır bir şekilde bulacaklardır.

Biz Genel Maden İşçileri Sendikası olarak TTK’nın işçi açıklarının acilen giderilmesini ve Kurumun norm kadroyla çalışır duruma getirilmesini, üretimin artırılarak ülkemiz ekonomisine daha fazla katkı sağlanması için politikalar oluşturulmasını istiyoruz.”