TBMM'de maden sektörünün sorunlarını ve iş kazalarını CHP grubu adına dile getiren Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, kamusal denetimin gevşetilmesiyle iş kazalarının kaçınılmaz hale geldiğini söyledi.

KÖMÜR ENSTİTÜSÜ KURULSUN: 2002 yılında 15 bin 760 olan TTK çalışan sayısının 10 bin 300'e düştüğünü vurgulayan Koçal, faturanın görev yapanlara kesildiğini ifade ederken "TTK'da yılda 5 milyon ton taş kömürü üretmek mümkündür. Kömür geçmişimiz değil geleceğimiz olmalıdır. Önümüzdeki yıllarda belki de yerdeki kömür tozlarını da toplamak zorunda kalacağız. O nedenledir ki en kısa zamanda, ayrıca bir kömür enstitüsü kurulması gerekmektedir. Bu enstitüde, ülkemiz kömürleriyle ilgili kapsamlı araştırmalar yapılmasına ortam hazırlanmalıdır" dedi.

KÖMÜR ÜRETİMİ SÜREKLİ GERİLİYOR: Ülkemizin yıllık taş kömürü ihtiyacı 20 milyon ton civarındadır. Ülkemizde ucuz enerji üretiminin sağlanması ve bu enerjinin sürekli ve güvenilir olması bakımından yerli kaynaklarımızın kullanılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Türkiye, hemen her yıl, yaklaşık 2 milyar dolar ödeyerek taş kömürü ithal etmektedir. Bu rakamın giderek 4 milyar doları bulacağı tahmin edilmektedir. Bir taraftan Türkiye'nin taş kömürü ihtiyacı artarken diğer yandan taş kömürü üretimi gerilemeye devam etmektedir.

ZONGULDAK 5 BİN ŞEHİT VERDİ: Madencilik sektörü, zor, yıpratıcı, yüksek oranda risk taşıyan ve bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en ağır iş koludur. Yüksek kâr sağlamak amacıyla yapılan üretim projeleri, hızlı ve yüksek kazanç için yapılan üretim zorlamaları, bir yandan yetersiz, liyakatsiz kişilerin siyasal amaçlarla kilit mevkilere atanması ve diğer yandan da kamusal denetimin iyice gevşetilmesi, iş eğitimi eksikliği kazaların kaçınılmaz hâle gelmesine neden olmaktadır. Kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer almaktadır. Bu nedenle madencilik sektörünün daha yakından izlenmesi, değerlendirilmesi ve kaza önleme çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmesi gerekmektedir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde maden sektörü tartışıldı. Bu konuda meclis araştırma önergesinin kabul edilmesi yönünde CHP grubu adına konuşan Zonguldak Milletvekili Ali Koçal, taşkömürü, mermer ve bor madenleriyle ilgili düşüncelerini dile getirdi. Madenciliğin emek-yoğun bir sektör olduğunu ifade eden Koçal, sektörün sorunlarının derinlemesine incelenmesini istedi.
Koçal "taş kömürü denince ilk akla gelen Zonguldak ilidir. Zonguldak Türkiye Taşkömürü İşletmeleri Kurumu" ifadesiyle başladığı konuşmasında, taşkömürü üretiminde verimliliğin artırılarak maliyetlerin düşürüleceğini belirtirken şöyle konuştu:
YILLIK 20 MİLYON TON GEREKSİNİM
Taş kömürü, ülkemizin enerji ve demir-çelik sektörü için stratejik bir öneme sahiptir. Geçmiş yıllardan günümüze üretimin de giderek azaldığı, 20 milyon ton/yıl ihtiyaca karşılık 1 milyon 350 bin ton/yıla düştüğü bir gerçektir. Kurumda ciddi anlamda işçi açığı vardır. İşçi sayısındaki azalma ciddi üretim düşüklüğüne neden olmaktadır.
YATIRIMIN ÖNÜ AÇILDI
2004 yılına kadar havzaya özgü yasal düzenlemeler ile Maden Kanunu'na tabi olmadan faaliyette bulunan kurum, Maden Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun hükümleri çerçevesinde Maden Kanunu kapsamına alınmıştır. Taş kömürü havzasının Maden Kanunu'na tabi olmasıyla, hukuku kurum uhdesinde kalmak şartıyla işlettirme yetkisinin tanınmasıyla, özellikle rödovans uygulamalarında ortaya çıkan yasal problemlerin çözülmesinde kuruma kolaylıklar sağlanması, ayrıca, günümüze kadar havzada devletçe yapılan taş kömürü üretim ve yatırımlarının yanı sıra özel girişimciler tarafından da yatırım yapılabilmesinin önünün açılması öngörülmüştür.
İŞÇİ ALINMALI
Önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanımız Sayın Hilmi Güler'in "Kendi ayağımızın dibindeki kömürü çıkaramıyoruz. Türkiye'nin kendi kaynaklarını harekete geçirmek için yapılan çalışmalarla taş kömürü üretimini 10 milyon tona çıkaracağız. Bunun 5 milyon tonunu Türkiye Taşkömürü, 5 milyon tonunu ise özel sektör üretecek. Hesaplarımıza göre 8 bini özel, 2 bini kamuda olmak üzere toplam 10 bin ek istihdam sağlanacak." şeklindeki söylemi Maden Yasası kapsamına giren Türkiye Taşkömürü ve Zonguldak halkını ne yazık ki umutlandırmıştı. Ancak, gelinen noktada Türkiye Taşkömürü Kurumu yönetiminin tüm çabalarına karşın beklenen verim alınamamıştır.
ÜRETİM GERİLİYOR
Demir-çelik sektörünün yanı sıra yüksek kalorisi nedeniyle taş kömürü kullanan diğer sektörler de hesaba katıldığında ülkemizin yıllık taş kömürü ihtiyacı 20 milyon ton civarındadır. Ülkemizde ucuz enerji üretiminin sağlanması ve bu enerjinin sürekli ve güvenilir olması bakımından yerli kaynaklarımızın kullanılması kaçınılmaz bir gerekliliktir. Türkiye, hemen her yıl, yaklaşık 2 milyar dolar ödeyerek taş kömürü ithal etmektedir. Bu rakamın giderek 4 milyar doları bulacağı tahmin edilmektedir. Bir taraftan Türkiye'nin taş kömürü ihtiyacı artarken diğer yandan taş kömürü üretimi gerilemeye devam etmektedir.
ERDEMİR'İN KÖMÜRÜNÜ KARŞILAYAMIYORUZ
Zonguldak'ın maden ocakları, 1970'li yıllarda, başta bölgedeki iki demir çelik fabrikası olmak üzere, Türkiye'nin tüm ihtiyacının neredeyse tamamını karşılayabilecek durumdaydı ama 1980, 1990 ve özellikle de 2000'li yıllardan sonra izlenen ekonomik politikalarla Zonguldak ve taş kömürüne yapılan yatırımlar ihmal edilmiştir. Taş kömürü üretimi sürekli gerilemiş yani Türkiye Taşkömürü Kurumu küçültülmüştür. 2002 yılında Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti geldiğinde yılda 2,5 milyon ton üretim yapan Türkiye Taşkömürü, geçen yıl ancak 1,5 milyon ton kömür üretebilmiştir. Bölgede bulunan KARDEMİR ve ERDEMİR'in yıllık taş kömürü ihtiyacı 2,5 milyon ton olmasına rağmen, Türkiye Taşkömürü ancak 400 bin ton kömür verebilmiştir bu ilgili kuruluşlara. Geriye kalan daha düşük kalorili kömür ise Çatalağzı Termik Santralinde kullanılmıştır. Demir-çelik sektörüne ve diğer sanayi sektörüne kaliteli kömür verilememiştir, ihtiyaçları giderilememiştir ve dolayısıyla dışarıdan ithal kömür almak zorunda kalınmıştır. Oysa önceki Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Sayın Hilmi Güler, 24 Haziran 2004 tarihinde Zonguldak'a yaptığı ziyarette bir açıklamada bulunmuş ve Türkiye taş kömürünü canlandıracaklarını ve yılda 5 milyon ton kömür üreterek tam kapasite çalışacaklarını söylemişti. Ancak söylenen gerçekleşmemiş, aksine tam tersi olmuştur. Adalet ve Kalkınma Partisi Hükümeti kurulduğunda yani 2002 sonunda Türkiye Taşkömüründe 15.760 işçi çalışıyordu değerli arkadaşlar, bugün ise işçi sayısı 10.300. Eğer taş kömürü üretiminin artırılmasını istiyorsak derhâl üretim işçisi alınması zorunludur, aksi hâlde ocaklarda yapılan hazırlıklar heba olacaktır. Yüz altmış yıllık üretim kültürüne sahip olan Türkiye Taşkömürü Kurumunu dikkate almamak, gözden çıkarmak ülkemize ve o bölgeye yapılabilecek en büyük kötülüktür. Kömür, yer altında hazır ve kazılıp ekonomiye kazandırılmayı bekliyor. Bu kömürü şimdi üretmeyeceğiz de ne zaman üreteceğiz? Ancak öyle anlaşılıyor ki AKP Hükümeti IMF'den korkusuna maden ocaklarına gerekli yatırımı yapamamaktadır. 5 milyon ton üretim kapasitesine sahip olan Türkiye Taşkömürü, kapasitesinin ancak üçte 1'iyle çalışıp zarara mahkûm edilmekte ve sonra da orada çalışanlara, görev yapanlara fatura kesilmektedir.
SİYASAL AMAÇLI LİYAKATSIZ KİŞİLER
Madencilik sektörünün ülkemiz için önemi göz önüne alındığında, sorunlarımızın çözümü ve sektörün ülke ekonomisi içindeki payının artırılması için madencilik bakanlığının kurulması da büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, TTK'da yılda 5 milyon ton taş kömürü üretmek mümkündür. Bunun için, biraz önce de ifade ettiğim gibi, öncelikle üretim işçisi alınmalıdır. Kömür geçmişimiz değil geleceğimiz olmalıdır. Bu pencereden bakmak zorundayız. Önümüzdeki yıllarda belki de yerdeki kömür tozlarını da toplamak zorunda kalacağız. O nedenledir ki en kısa zamanda, ayrıca bir kömür enstitüsü kurulması gerekmektedir. Bu enstitüde, ülkemiz kömürleriyle ilgili kapsamlı araştırmalar yapılmasına ortam hazırlanmalıdır.
Madencilik sektörünün sorunlarının araştırılması çerçevesinde iş kazalarını da değerlendirmek gerekmektedir diye düşünüyorum. İş kazaları sonucu, yüz altmış yıllık kültüre sahip olan Zonguldak'ta bugüne değin beş bin civarında maden şehidi verilmiştir. Bu şehitleri, Zonguldak ve bu işlerle ilgilenenler, artık daha da artırma yoluna gitmek yerine, bunları azaltmanın çarelerini aramaktadır. Elbette, tabii, madencilik sektörü, zor, yıpratıcı, yüksek oranda risk taşıyan ve bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren dünyanın en ağır iş koludur. Yüksek kâr sağlamak amacıyla yapılan üretim projeleri, hızlı ve yüksek kazanç için yapılan üretim zorlamaları, bir yandan yetersiz, liyakatsiz kişilerin siyasal amaçlarla kilit mevkilere atanması ve diğer yandan da kamusal denetimin iyice gevşetilmesi, iş eğitimi eksikliği kazaların kaçınılmaz hâle gelmesine neden olmaktadır. Kömür madenciliği, işçi sayısı başına düşen kaza ve ölüm sıralamasında bütün sektörlerin başında yer almaktadır. Bu nedenle madencilik sektörünün daha yakından izlenmesi, değerlendirilmesi ve kaza önleme çalışmalarına daha fazla ağırlık verilmesi gerekmektedir.