Yeşil ile mavinin kucaklaştığı, kömür karasının elmaslaştığı bir yerdir Zonguldak…

Ülkemizin en zor dönemlerinde yurdumuza ısı ve ışık olmuş bir yerdir Zonguldak...

Bağrından birçok aydın insanı çıkarmış modern bir yerdir Zonguldak…

Ülkemizde ilk kez kurulan Amele Birliği ve Maden işçileri sendikası ile ülkemiz insanının sosyal güvencesine örnek ve rehber olmuş bir yerdir Zonguldak…

Emeğin kutsallaştığı ve hizmet aşkının bayraklaştığı bir yerdir Zonguldak…

Kömür karasını alın teri ile yıkayan insanların yaşadığı bir yerdir Zonguldak…

Kısaca emeğin başkentidir Zonguldak… İşte böyle bir yerde yaşayan Türk milliyetçileri Türk Ocağının ateşini Zonguldak kömürü ile yakmadan durabilir mi? Zonguldak, Türk Ocaksız olabilir mi?

Kuruluş gayesi “ Türk milletinin milli varlığını ve birliğini korumak, kültür ve medeniyet sahasında layık olduğu şerefli yeri alması hususunda gayret göstermek…” diye başlayarak “Türk nesillerini yüksek ideallerle yetiştirmek” diye devam eden TÜRK OCAĞI’NIN 1986 yılında yeniden faaliyete başlaması ve arka arkaya birçok ilde kuruluş çalışmaları haberlerinin duyulması üzerine bizlerde ilimiz Zonguldak’ta bu ulvi yuvayı zaman kaybetmeden bölgemize kazandırmak için çalışmalara başladık… İlk önce bu fikrimizi ilimizde yaşayan birçok Türk milliyetçisi ile paylaştığımızda bir heyecan rüzgarının estiğini arkadaşlarımızın yüzlerindeki ifadeden anlıyorduk. Sık sık bir araya geliyor görüş alışverişinde bulunuyor bir taraftan da aramıza yeni arkadaşlar katıyorduk. O günler öyle bir heves ve öyle bir azim oluştu ki daha yetki belgesi almadan binamızı kiralıyor ve tefrişini yapmaya başlıyorduk. Herkes birbirine yardım ediyor en iyisini yapmaya çalışıyorduk. Genel merkezden yetki belgesini aldığımız gün yaşadığımız heyecanı ve sevinci kelimelerle ifade etmek gerçekten zor. O anı yaşamak gerekir. Hani derler ya “yüreğimizdeki Türklük ülküsü…” kabardı birden bire. Ocağın ateşini yakmak, o yuvada sağlam nesiller yetiştirmek, ilimize ve ülkemize feragat ve fedakarlıkla hizmet etmek inancı ve şevki kaplamıştı bütün hücrelerimizi…İlimizin dört bir tarafından tebrik yağmurları yağmış sanki milli ruh yeniden canlanmıştı. Öyle bir tablo ile karşılaşmıştık ki tuttuğumuz binanın bizim faaliyetlerimize yetmeyeceğini anlamış yeni, daha büyük bir binaya taşınmıştık. Öncelikle tarihçi ve eğitimci arkadaşlardan bir “Kültür Heyeti” oluşturmuş ve zaman kaybetmeden kültürel faaliyetlere başlamıştık bile… 23.06.1987 tarihinde kuruluş işlemlerimizi tamamlayarak güzel bir açılış yapmak için kolları sıvadığımızda günlerin nasıl geçtiğini anlamadan yedi ay sonra 23 ocak 1988 tarihinde muazzam bir törenle açılışımızı yapıyorduk. Zamanın Devlet bakanları merhum Veysel ATASOY, sayın Cemil ÇİÇEK açılışımıza katılarak çok anlamlı konuşmaları ile dinleyenlerin heyecanını bir kat daha arttırıyor sanki salonda heyecan fırtınası esiyordu. Zonguldak valisi Tevfik BAŞAKAR Türk Ocağının Zonguldak’ta da açılmış olmasından duyduğu mutluluğu ifade ediyor, İstanbul Türk ocağı başkanı Dr.Cezmi BAYRAM, araştırmacı yazar Sevinç ÇOKUM ve Hüseyin ERDEM milliyetçilik, edebiyat ve sanat konularında tebliğler sunuyor, günlerce hazırlık yapan biz Zonguldak Türk Ocağı yönetimi de İlimizde “Karaelmas Üniversitesi” adı ile bir üniversite açılması konusunu bakanlara aktarıyor ve başbakana, cumhurbaşkanına yüzlerce telgraf çekerek isteğimizi yineliyor ocağımızın açılışına başka bir anlam katıyorduk. (Nitekim bir müddet sonra Zonguldak üniversitesine kavuşacak ve ismi de “Karaelmas Üniversitesi” olacaktır.) Bizden öncede bazı illerde faaliyete geçen şanlı ve şerefli bir maziye sahip olan Türk ocağını, böyle büyük ve ulvi yuvayı bölgemize ve ilimize kazandırmanın sevincini ve gururunu yaşıyorduk.

Çığ yuvarlanmaya başlamıştı bir kere…Her ne kadar birbirini tanımasa bile ta ezelden beri dost olan Türk milliyetçileri artık ocak çatısı altında buluşuyor madenci feneri ışıl ışıl yanıyordu… Gücünü ve heyecanını şanlı-şerefli mazisinden alan, gerçek Türk milliyetçiliği fikrinin membaı olan ve bünyesinde çok sayıda ilim ve fikir adamlarını barındıran Türk Ocağının ateşi artık Zonguldak’ta da etrafı aydınlatıyor geçmişte olduğu gibi ısı ve ışığını tüm yurt sathına yaymakla kalmayıp Koca bir Türk Dünyasına doğru uzanıyordu…