AKP Milletvekili Polat Türkmen’in milletvekili seçilmeden önce öğretmenlikten ekmeğini kazanan CHP’li Ali Koçal ile ilgili yaptığı açıklamaya tepkiler sürüyor.

Eğitim-İş Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci de Polat Türkmen’in sözlerini eleştirirken, “Vekilin danışmanı öğretmen, aynı ilin ve aynı partinin milletvekili Fazlı Erdoğan  öğretmen, devletimizin kurucusu  ulu önder Atatürk’ün baş öğretmen olduğunu bilmiyor mu?” dedi.

 

Zonguldak AKP Milletvekili Polat Türkmen’in öğretmen kökenli CHP Millet vekili Ali Koçal hakkında basında yer alan ‘teşvikte maden vardır onun kafası çalışmaz o öğretmendir ne anlasın sanayiden’  açıklamasının; öğretmen toplumunu üzdüğü gibi bir nevi de öğretmen olan  herkese de hakaret ettiğini dile getiren Eğitim-İş Zonguldak Şube Başkanı Metin Kahveci “Böyle bir söylem seviyenin  ne kadar düştüğünü göstermektedir” dedi.

Kahveci, milletvekillerinin siyasi çalışmalarının birbirleriyle alıp veremeyeceği davaları veya sürtüşmelerinin  öğretmenlik mesleğini ilgilendirmediğine dikkat çektiği açıklamasında Polat Türkmen’e olan tepkisini şöyle dile getirdi:.

ATATÜRK’TE BAŞÖĞRETMEN

“Kaldı ki öğretmenlik mesleğinin küçük düşürülmesi, horlanması, aşağılanması  lüksünü sayın Polat Türkmen kendisinde de göremez. Siyasi  bir rakibi eleştirirken onun  öğretmen olmasını, kafası çalışmamakla eş değer tutmak kadar saçma bir durum da  olamaz.  Kişiler  yapacağı eleştirileri kurallar çerçevesinde yaptığı müddetçe kimse bu eleştirilere  bir şey diyemez. Hoşgörü ve medeniyet bunu gerektirir. Aksi taktirde eleştiriler eleştiri olmaktan çıkar.    Bu eleştirme tozunda işi mesleklere çekerseniz  karşınıza milyonları da  alırsınız .Çünkü bu işin siyasi bir birlikteliği olmadığı gibi hitap tarzı  da milyonlarca eğitimciyi ilgilendirmiş olur. Sayın vekilin danışmanı öğretmen, aynı ilin ve aynı partinin millet vekili Sayın Fazlı Erdoğan  öğretmen, devletimizin kurucusu  ulu önder ATATÜRK’ün baş öğretmen  olduğunu bilmiyor mu? Yüce meclisin mimarı  baş öğretmen değil midir? Kendisini 6 yaşından alarak  ve mühendis olana dek  yetiştiren öğretmen değil midir? Bu söylem tarzı kendisini yetiştiren öğretmenlerine de hakarettir. Onu yetiştiren öğretmeni şimdi  ne düşünür. Bin bir sıkıntı ve sorunlar içerisine girerek öğrencilerini yarınlara hazırlayan öğretmenin sosyal statüsünü korumak sorunlarına çözüm üretmek sayın vekilin görevleri arasında değil midir? Bu söylemi bir millet vekili yaparsa vatandaş neler yapar neler söylemez ki .Bu durum öğretmenlik mesleğini zedelediği gibi  toplumda  öğretmenin güvenini sarsmaya neden olur.Sonra ilimizde kimlerin kafası çalışıp çalışmadığını yapılan işlerden ve memnuniyetten ,çağı yakalayıp yakalamadığını,sanayinin gelişip gelişmediğini,işsizler ordusunun azalıp azalmadığını,emeği ile geçinen veya geçinemeyen herkes açık bir şekilde  görüyor.Öğretmenliği kafası çalışmamakla eş değer tutmak demek ,doğruluğu , dürüstlüğü ,ülkü birliğini anlatmak, genç nesilleri yarınlara hazırlamayı kabul etmemekle birlikte ,yolsuzluk yapmak ,yer altı ve yer üstü kaynaklarını peşkeş çekmek, fabrikaları babalar gibi satmak,emekçi sınıfı ezmeği vb  kafa çalışması ile eş değer tutmaksa eğer ve buna ekonomik model deniliyorsa  bu ülke bitiriliyor demektir.

AKP ÖĞRETMENE DEĞER VERMİYOR

Aynı zamanda bu söyleyiş tarzı ülkeyi 7 yıl yöneterek eğitimini yaz  boz tahtasına çevirerek,  eğitimine ve öğretmenine değer vermeyen AKP politikasıyla da örtüştüğünü görüyoruz.

Gelişmiş toplumlar öğretmenine ve  eğitimine verdiği değerler sayesinde kalkınmışlardır. Kalkınmayı ve değeri bilmeyenler toplumu çağdaş bir seviyeye getiremezler. Cahil toplum yaratmak, ümmetçi bir toplum yaratmak, kendi dertlerini anlatamayan  bir toplumu  tarikatlar ve cemaatler feodalizm, emperyalizm, çeteler ve iş birlikçileri çok sever. Çünkü onlar, toplumun aydınlanmasını istemediği gibi  işaretle yönetmeyi, çıkar  ve menfaatleri her şeyin üstünde olmasını isterler. İşte öğretmen elindeki meşalesiyle etrafını aydınlatması, doğrulardan ödün vermemesi  birilerinin işine  gelmez. Bu nedenle öğretmenlerin aktif siyasette  yer almalarını  da istemezler. Meydanlar   kendilerinin her şeyi çok iyi bildiğini iddia edenler, aslında hiçbir şey bilmediği şehir tacirlerine, aşiretlere, tarikatlara ve ağalara kalmıştır.. Onların kafalarındaki ekonomik model nalıncı keseri gibi hep kendilerinedir. Sosyal devlet olmayı hiçbir zaman istemezler. İşte öğretmen doğruları, yenilikleri öğreterek, medeniyet ateşini yakarak aydın toplumların öncüsüdür.

ÖZÜR DİLEMELİ

Öğretmenler alınıp satılamadığı gibi birilerinin çıkar ve menfaatlerinde de yem olmazlar. Verecekleri karar sınıflarında öğrettiği doğrular, ilkeler ve vicdanlarının sesiyle örtüşmek zorundadır. Aksi taktirde meslek gereği rahatsız olmak durumunda kalırlar. ÖĞRETMEN alınamayan ve satılamayan kavramların tümü olmakla birlikte insana şekil veren, boş beyinlere bilgi dolduran insan mimarı mesleğidir. Mesleklerin babası ve mihenk taşıdır.

Eğitim İş olarak diyoruz ki bizler öğretmenleriz Başka bir öğretmenlik mesleği olmayacağına göre bu mesleği küçük düşürenlerin ve aşağılayanların hep  karşısında olduk şimdiden sonrada karşısında olmaya devam edeceğiz. Bu işin sağı solu olamaz . Aynı şekilde AKP millet vekili öğretmen kökenli Sayın Fazlı Erdoğan’a  CHP millet vekillerinden birisi aynı söylemi kullandığında  da  aynı tepkiyi o millet vekiline de gösteririz. Bizler evrenseliz ve Ulu Önder Atatürk’ün bizlere bıraktığı ilkeler ışığında yetişen öğretmenleriz. Bu nedenle sayın vekilin öğretmenleri üzen bu söylem tarzını kınadığımız gibi  öğretmen camiasından  özür dilemeye davet ediyoruz. Özür dilemezse, nasıl ki  öğretmen hasmı  olan bakan Çelik ile mücadele ettiğimiz gibi, sayın vekille de Zonguldak’ta ve ülkemizin her yerinde demokratik tepkimizi hiç çekinmeden göstereceğimizi kamuoyuna sunarız. Ayrıca  ülkemizde öğretmenlik  mesleğini şamar oğlanı pozisyonuna sokmak isteyenleri, horlayanları, hakaret edenleri, alay edenleri  ve küçük düşürenlere karşı hiç  yılmadan  mücadele etmeye devam edeceğiz.