Karadeniz Ereğli’de, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu’nun (KESK) 22. kuruluş yıl dönümü ve Zonguldak Eren Enerji’de işten çıkarılan işçilerle dayanışma amacıyla Eğitim Sen, SES ve KESK’e bağlı sendikalar tarafından düzenlenen dayanışma konserinde sanatçı İlkay Akkaya sevenleriyle buluştu.

Konserde, geniş repertuarından onlarca parçayı zaman zaman dinleyicilerle birlikte seslendiren Akkaya, parça aralarında da müzik yaşamı ve geçmişe dair anılar paylaşarak izleyenlere hoş dakikalar yaşattı.




EREĞLİ’YE İKİCİ GELİŞİ
Akkaya, Ereğli’ye 1987’de ilk kez geldiğini ve geçen uzun yıllara rağmen Ereğli’ye ait anılarının hala canlı kaldığını belirtti. Sanatçı daha sonra, Ereğlili müzisyen Aysun Timurcan’a ait, dağların kızı Aze parçasını seslendirdi.




POLİSTEN, İSTEK PARÇA
Konser boyunca sık sık anılarını anlatan Akkaya, İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nde göz altında yaşadığı bir anıyla salondakileri güldürdü.
90’lı yılların sonunda İstanbul’da, insan hakları ihlallerine dikkat çekmek için düzenlenen bir etkinliğin Valilikçe yasaklandığını söyleyen Akkaya anlatımını şöyle sürdürdü:
“Etkinlik yasaklanmıştı, ancak biz yine de etkinliğin gerçekleştirileceği yere gittik. Bir süre sonra güvenlik görevlileri müdahale etti ve topluca göz altına alındık. İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün Vatan Caddesi’ndeki binasında hücrelere konduk. Güvenlik taraması yapılarak serbest bırakılıyorduk. Ancak sayı fazla olunca işlemler uzadı ve bazı arkadaşlar geceyi hücrelerde geçirdik. Yan hücrelerde bulunan bir arkadaş, içinde bulunulan durumu ve uygulamaları protesto etmek adına türkü söylemeye başladı. Fakat arkadaşın sesi o kadar detone ve sözlere de hakim değildi. Bir çok yerde sözleri kendisi uyduruyordu. Bu durum birde sesiyle birleşince gerçekten dinlenmesi zor bir şey. Bir süre sonra ayak sesleri yaklaştı. Arkadaşın hücre kapısına gelen görevli polis, “artık susmasını” söyledi. Arkadaş bu uyarıyı, kendi haklı tavrına dönük bir engelleme olarak algıladı ve daha yüksek sesle söylemeye başlayınca durum daha da kötüleşti. Bir müddet sonra daha kalabalık ayak sesleri duyuldu. Herhangi olumsuz bir müdahaleye karşı arkadaşa destek için bende ona eşlik etmeye başlayınca ayak sesleri durdu. Arkadaşta benim sesimden sonra susunca doğallığında söylemeye devam ettim. Adeta bir konser gibi oldu. Tam bitiriyordum ki yeniden bir ayak sesi hücreme yaklaştı. Ne oldu acaba diye düşünürken, kapım açıldı ve görevli polis memuru bir kağıt uzattı. Meğer kağıtta, istek parça olarak, Pir Sultan Abdal’ın, kul olayım kalem tutan ellere türküsü yazılıydı.”
Akkaya, bu anısını paylaşmanın ardından, "kul olayım kalem tutan ellere türküsünü"  izleyenlerle birlikte söyledi. Akkaya konserini 2. Dünya Savaşı’nda İtalyan yurtseverlerinin marşı olan Çav Bela ile tamamladı.