Yıllar su gibi?

Öyle su gibi ki, nasıl akıp gittiğini ancak su bitmeye yakın anlamaya başlıyorsun.

Ne tuhaf değil mi?

Yıllar yılları kovalarken, o yıllar içinde ulaşmaya çalıştığın ulaştığın veya ulaşamadığın tüm yaşam bir film şeridinden kareler gibi düşüyor insanın beyninden anılar sepetine.

Hey gidi yıllar hey!..

Nasıl geride kaldı onca günler, aylar ve yıllar.

Her yeni yıl eskisini kovalayarak heyecanla geldi ve bir yıl içinde eskiyip tarihe gömüldü.

Hatta yüzyılların değiştiğini görebilenler de oldu.

Yani neydik ne olduk?

Zaman su oldu.

Su gibi yılları sürükledi ve götürdü.

 

Baksanıza çok yakın tarihimize.

Daha dün 29 Mart 2009 Yerel Genel Seçimleri?ni yaşadık.

Partiler vardı seçimlere katılan.

O partilerin de atamalı adayları çıktı meydane!

Ardından çalışmalar.

Vaatler birbirini kovaladı.

Atan  attı, tutabilen de olmadı.

Sonuçta, padişah demokrasisinde genel başkan veya genel merkezlerin atayarak listeye oturttuğu belediye başkanları, il genel ve belediye meclisleri sözüm ona seçildi.

Oturdular koltuklarına.

Kutlamaları kabul ettiler.

Çiçek gönderenlerin isimlerini tek tek not aldırttılar.

Gelen ziyaretler giden ziyaretlerle devam etti.

Günler günleri kovalarken, seçim sarhoşluklarının üzerinden koskoca bir yıl da geçip gidiverdi işte.

Yıllar su.

Su gibi akıyor da akıyor.

 

Peki aradan geçen bir yıl içinde ne oldu?

Yani vaatler.

Yani verilen sözler.

Yani o elde edilen elbiselerin içi dolduruldu mu?

Nice insanlar gelip geçti çünkü o makamlardan.

Çoğunun üzerinde elbise yoktu ama içi doluydu.

Çoğunda da elbise vardı ama içi boştu.

Bu kez ne oldu?

Elbiselerin içi doldurulabildi mi?

Bir bakalım mı çevremize?

Ne gördünüz?

Var mı içi dolu elbise?

Yıllar.. yıllar? yıllar?

Nasıl da akıyorsunuz su gibi.

 

 

?Söz vermek başka şeye benzemez!?

 

Söz namustur.

Söz insandır.

Söz yürektir.

Söz selamdır.

Söz inançtır.

Söz ibadettir.

?Söz verip de tutmayan ne olsun?? diye sorayım mı şimdi?

Haydi sordum.

Sizin başkanınız ne sözler verdi bir yıl önce.

İl genel ve belediye meclis üyeleriniz.

Hele ki ?Cumhur?u temsil eden muhtarlarınız.

Anımsayın lütfen.

Ve korkmadan hatırlatın.

Sizi bu hatırlatmadan dolayı ?kara listeye? alabilenler çıkabilir.

Şikayet ederek ekmeğinize göz koyan da olabilir.

Hatta can güvenliğiniz bile tehlikeye girebilir.

Ama sorun.

Bu sizin insan olma onuruna sahipliğinizin kanıtıdır.

Zaman su.

Akıp gidiyor.

Ardında ise ?onurlu bir yaşam? bırakabilenler kendileriyle barışık yaşıyor.

 

Şimdi hesap zamanı.

Yeniler için 365 günün, eskiler için ilk andan bu güne kadar geçen sürenin hesabını sorma günü.

Hesap verin ey seçilenler.

Halkın çıkarı için görev yapmak için atamalı da olsa oy istediniz yurttaştan.

Ne yaptınız bir yıl içinde.

O koltuğunu yandaşlarınıza arpalık yaratmak için mi kullandınız yoksa halkın çıkarına mı?

Soru bu kadar basit!..

Ama içi de çok derin.

 

Zaman su gibi akıp gidiyor hınzırca.

Geride ise sadece kum kalacak.

O kumlar da geçmişi asla unutmadan sonsuzluğa koşacak.

Unutmamalı, unutturulmamalı!..