CHP Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, 2011–2012 Öğretim yılının tüm öğrenci ve öğretmenlerimize başarı, sağlık ve mutluluk getirmesini diledi.

Köktürk, ileri demokrasi adı verilen ülkede tutuklu bulunan öğrencilerin durumunu da dile getirerek şöyle dedi:

Eğitim kamusal bir hizmettir. Eğitimin nitelikli hale getirilmesi, herkes için parasız, ulaşılabilir ve nitelikli olması, kamunun en temel görevlerindendir.

Ülkemizi 9 yıldır yöneten AKP İktidarı; 12 Haziran Seçimlerinden sonra Milli Eğitim Bakanlığına Sayın Ömer Dinçer'i atamıştır. Ömer Dinçer döneminde, Milli Eğitim Bakanlığında var olan sorunların daha da büyüyerek süreceği daha ilk günden başlayarak ortaya çıkmıştır.

Siyasal iktidar ve Onun Milli Eğitim Bakanı Dinçer, TBMM'den aldıkları Kanun Hükmünde Kararname yetkisi ile 3797 sayılı Milli Eğitim Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun yürürlükten kaldırılmıştır (Madde 44).  Oysa söz konusu kanun 10.04.1992 yılında TBMM tarafından çıkartılmış olup, söz konusu kararname ile bir anlamda Meclis devre dışı bırakılmıştır. 

Bu kararname ile eski kanunun Milli Eğitim Bakanlığının görevlerini sıralayan 2. Maddesinin a fıkrasında söylenen Atatürk inkılap ve ilkelerine ve Anayasada ifadesini bulan Atatürk milliyetçiliğine bağlı, Türk milletinin milli, ahlaki, manevi, tarihi ve kültürel değerlerini benimseyen, koruyan ve geliştiren, ailesini, vatanını, milletini seven ve daima yüceltmeye çalışan, insan haklarına ve Anayasanın başlangıcındaki temel ilkelere dayanan demokratik, laik ve sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyetine karşı görev ve sorumluluklarını bilen ve bunları davranış haline getiren vatandaş olarak yetiştirmek üzere ifadeleri kaldırılmıştır.

Kararname bütünüyle ele alındığında Atatürk ile ilgili tek bir atıf ya da ifade olmadığı gibi, laiklik, Türk ve Türkiye Cumhuriyeti sözcüklerine de bağımsız olarak hiçbir yerde rastlanmamaktadır. Böylece Atatürk, laiklik, Türklük ve Türkiye Cumhuriyetine karşı görev sorumlulukların eğitimini içeren her şey Milli Eğitim Bakanlığının görevleri arasından çıkartılmıştır. BELKİ DE KARARNAMENİN ASIL AMACI BURADA GÖRÜLMEKTE, Türkiye Cumhuriyeti'nin temel niteliklerinin değiştirilmesi yolunda bir adım daha atılmaktadır.

Yine; AKP İktidarı döneminde kalabalık sınıf sayılarını azaltmak, okul, derslik, öğretmen, memur ve hizmetli açığını kapatma yönünde herhangi bir somut adım atılmamış, kütüphane, laboratuvar, ders araç gereç eksikliği giderilememiştir.

Eğitim Emekçilerimizin ekonomik durumu hala en büyük sorun olarak karşımıza çıkmaktadır.

Anayasa ve yasalarımıza göre İlköğretim parasız olmasına karşın, eğitim alanında özelleştirme son yıllarda bir devlet politikası haline getirilmiştir. Yoksul çocuklarının zorunlu eğitimden, fırsat ve olanak eşitliği içinde nitelikli eğitim almaları giderek zorlaşmıştır.

Parasız eğitim istediği için üniversite öğrencilerimiz aylardır tutukludur. Bu İleri demokrasi iddiasında bulunulan bir ülkede utanç verici bir durumdur.

KPSS, YGS ve LYS sonuçlarının üzerindeki şaibe halen ortada durmakta ve aydınlatılmayı beklemektedir.

Sözleşmeli öğretmenlik uygulamasından derhal vazgeçilmeli, sözleşmeli çalışan öğretmenlere kadro verilmeli, tüm öğretmenler kadrolu istihdam edilmelidir.

Öğretim birliği içinde verilecek Laik ve bilimsel eğitim, eğitimimizin temelidir. Partimiz CHP, bugüne kadar her alanda olduğu gibi, eğitim alanında da kararlı mücadelesini vermiş, bundan sonra da verecektir.

Bu duygu ve düşüncelerimle; tüm öğrencilerimize ve öğretmenlerimize yeni öğretim yılının sağlık, başarı ve mutluluk getirmesini diler, onların her zaman yanında olduğumuzu, sorunlarının takipçisi olacağımızı ve çözümlenmesi için her türlü katkıyı yapmaya hazır olduğumuzu belirtiriz...