Alaplı’da Gıda Mühendisi Tuğçe Temel, soğuk havalarda meydana gelen grip, soğuk algınlığı, bronşit gibi kış hastalıklarından korunmanın en büyük ilacının düzenli ve dengeli beslenmeden geçtiğini söyledi.

Alaplı'da gıda mühendisi Tuğçe Temel, kış mevsiminin yaklaşması ve havaların soğuması ile birlikte sağlıklı kalmak isteyen vatandaşların kış hastalıklarından korunması için mutlak suretle et, süt, sebze, meyve ve tahıllardan oluşan besin gruplarını dengeli bir biçimde alması gerektiğini belirtti. Kış aylarında özellikle taze sebze ve meyvelerin tüketilmesi gerektiğini ifade eden Temel, ”Kışın vücut ısısı düşer bu nedenle vücut, ısıyı dengelemek için daha fazla enerji harcar ve enerji ilavesi olarak daha fazla enerji sağlayan yağ ve karbonhidrat içeren gıdalar tüketiriz. Bu da kış ayarında daha fazla kilo alımıyla sonuçlanır. Bu durumun önüne geçmek için ne yiyeceğimiz konusunda bilgili olmamız gerekir. Soğuk kış günlerinde yenebilecek en güzel yemek çorbadır. Hem sindirimi kolay, hem ısıtıcı, hem de faydalıdır. Çorba harici sebze yemeklerine ağırlık vermek gerekir bol meyve tüketmek ve kahve ve siyah çay değil bitki çayları içmek daha faydalı olacaktır. Vücuttaki D vitamini güneşten sağlanır. Kışın güneşten yeteri kadar faydalanamadığımızdan, D vitaminini eksikliğini balık yiyerek giderebiliriz. Dengeli beslenmenin en büyük kuralı tek tip değil çeşitli beslenmedir. Her gün mutlaka protein içeren et, süt, yumurta, peynir ve kuru baklagilleri tüketmek gerekir” dedi.

AÇIKTA SATILAN BİTKİ ÇAYLARINA DİKKAT
Kış aylarında, vücudun direncini artıracağı düşüncesiyle açıkta satılan bitkisel çaylarının alınmasının içine karışan yabancı atıklar nedeniyle fayda yerine sağlık sorunlarına neden olabileceğini belirten Temel, ”Bitki çaylarının çok popüler ve faydalı olduğunu biliyoruz. Bitki çaylarını doğru şekilde hazırlamazsak yararını göremeyiz, ayrıca bu çayların düzenli içilmesini ve içerisine tatlandırıcı amaçlı şeker yerine bal katılmasını öneririm. Yeşil çay; kolesterolü düşürür, tansiyonu dengeler, kan şekerini ayarlar, gribi önleyicidir, strese iyi gelir, toksinleri vücuttan atar, antioksidandır, deriyi besler, kemik erimesini önler, zayıflatıcıdır. Günde 3-4 bardaktan fazla tüketmemek gerekir. Ihlamur, öksürüğe iyi gelir, uykusuzluk problemine iyi gelir, balgam söktürücüdür, rahatlatıcıdır. Adaçayı; direnci artırır, hafızayı güçlendirir, sinirleri yatıştırıyor, bulantıyı kesiyor, antiseptik özelliği vardır. Kuşburnu; C vitamini içerir, direnç sağlar, öksürüğe iyi gelir, vücuda güç kazandırıp canlandırır. Defne; antiseptik özelliği vardır, saç dökülmesini önler, hazmı kolaylaştırır, rahatlatıcıdır ve uykusuzluk sorununa iyi gelir. Nane; mide bulantısını önler, ferahlatıcıdır, çarpıntıya iyi gelir, soğuk algınlığına iyi gelir. Papatya; sinirleri yatıştırır, sindirim sistemini düzenler, ağrıları keser, idrar söktürücüdür. Sinameki; bağırsak faaliyetini düzenler ve kabızlığı önler. Rezene; sindirimi düzenler, ağrı kesici özelliği vardır, mideye iyi gelir. Biberiye; baş ağrısını önler, dolaşımı hızlandırır, vücuttaki zehirli maddeleri atmaya yardımcıdır. Bitki çaylarının düzenli kullanımı çok önemlidir. Bu çaylar hazırlanırken kullanılan suyun derecesi 80'i geçmemelidir. Çünkü çayın içindeki vitamin ve mineraller yüksek ısı ile yok olur. Zayıflama çayı diğer adıyla form çayları sindirimi düzenler bu nedenle zayıflamaya yardımcıdır. Beslenmeye dikkat edilmese bir yararı olmaz. Zayıflama çaylarını kesinlikle şekersiz içmek gerekir. Ayrıca açıkta satılan bitki çayları karışım şeklinde olabileceği gibi etkinliği azalabiliyor. Bu nedenle kapalı ambalajlı olması çok daha iyidir” diye konuştu.