Zonguldak’ın Düşman İşgalinden Kurtuluşunun 95’inci Yıldönümü ve Uzun Mehmet’i Anma Günü Nedeniyle yazılı bir açıklama yapan  CHP Zonguldak Milletvekili Şerafettin Turpcu “Zonguldak’ın düşman işgalinden kurtuluşunun 95. Yıldönümü kutluyoruz. Zonguldak taş kömürünün can verdiği sembol bir ildir. Bu anlamda, kalkınma ve ekonomik bağımsızlığa kavuşma yolunda ilk ışığı yakan, 8 Kasım 1829’da taşkömürünü bulan Uzun Mehmet, Zonguldak’ın tarihi ile adeta özdeşleşmiştir.” Dedi.

Turpcu açıklamasına şöyle devam etti:

“Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun içinde bulunduğu durum ve ilimizin ithal kömür işgali altında bulunduğu gerçeğini göz önüne aldığımızda, bugünün anlamı daha net şekilde ortaya çıkmaktadır. Ülkemizin sanayileşmesine, ekonomik ve toplumsal gelişimine büyük katkılar yapan Zonguldak’ın bugün geldiğimiz noktada durumu içler acısıdır.

TTK`ya yatırım yapılmaması, 2002`de 16 binlerde iken bugün 8 bin civarına düşürülen işçi sayısıyla üretim de dibe vurmuştur. Yeni yatırım, işçi ve üretim imkanlarının sınırlandırılması ve ülkeye hesapsız şekilde ithal kömür girmesine izin verilmesi, ülkemizin tek taşkömürü üreticisi olan TTK’yı bugünkü durumuna getirmiştir.

İktidar, Zonguldak’ın sesine kulak vermiş olsaydı, elimizdeki kaynakların değerini bilip, bunları etkin şekilde kullanabilseydik, bugün yapılan tartışmaların birçoğunu geride bırakmış, zaman içerisinde yeni sektörler yaratmış bir ülke olabilirdik. ‘Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu’ bu sektörlerdeki işbirliğinin diğer sektörlerdeki gelişmeyi tetiklemesi sonucu, önce ekonomik bir topluluk haline dönüşmüş, bugün Avrupa Birliği olarak 28 ülkeyi çatısı altında barındıran bir yapı haline getirmiştir. Bu sektörler Avrupa kıtasını ekonomik olarak ayağa kaldırmış, kalkındırmıştır. 

Zonguldak’ın kurtuluşunu kutladığımız bu günde ana gündem maddemiz, ekonomik olarak çöküş yaşayan Zonguldak’ın geleceğini nasıl kurtarırız, nasıl yeniden ayağa kaldırırız, kaybedilmiş yılları nasıl hızla telafi ederiz olmalıdır. Ancak biz bugünlerde, Zonguldak`ın tarihini ve kimliğini taşıyan, ülke ve bölge ekonomisine büyük katkı yapmış, istihdam açısından bölgemizin temel kurumlarından olan Türkiye Taşkömürü Kurumu’nun özelleştirilmesi meselesini tartışıyoruz.  Bu Zonguldak’ın geleceğini de kaybetmesi anlamına gelir. Taş kömürü havzasına dahi ithal kömür gelmesini herkesin sorgulaması gereken bir durumken, bugün bunu herkesin kabullenmiş görünmesi doğru değildir. Taş kömürü havzası, ithal kömürü yakma merkezi haline getirilmiştir.  Bugün Zonguldak farklı yoğunluklarda, birçok krizle karşı karşıyadır. Zonguldak ekonomik olarak çökmüş durumdadır, işsizlik ve göç yaşanan çöküşü hızlandırmaktadır.

İktidar söylemlerinde tutarlı olmalı, bahsetmiş olduğu `yerli kömür` vurgusunun altını Zonguldak’ı da kapsayacak şekilde doldurmalıdır. Türkiye sanayisine yön vermiş TTK ile ilgili tartışma sadece Zonguldak’ın veya bölgenin sorunu değildir, ülkenin bir sorunudur. Cari açık ekonominin yumuşak karnı olmaya devam etmektedir.  Yani, AKP’nin izlemiş olduğu yanlış kömür politikalarının Zonguldak’ın üzerinde ekonomik ve sosyal etkileri vardır.  İktidar bu sorunları çözmek zorundadır. Gerekli yatırım yapılarak ve işçi açığı giderilerek, Türkiye’nin ihtiyacı olan taşkömürü üretimi miktarının artırılması ve ekonomiye katma değeri sağlanmalıdır.”

 

“TAŞKÖMÜRÜNÜ BULAN UZUN MEHMET’TİR”

 

CHP Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş’ta aynı konuda yaptığı açıklamada şöyle dedi:

“Birinci Dünya Savaşı’nı kaybeden Osmanlı Devleti, 30 Ekim 1918 tarihli Mondros Ateşkes Antlaşması’nı imzalayarak savaştan çekilmiş, toprakları da galip devletler tarafından işgal altına alınmıştır. Başta İngiltere olmak üzere, Fransız ve İtalyan kuvvetleri, yeraltı ve yer üstü kaynaklarıyla iştah kabartan ve jeo-stratejik konumuyla göz dolduran Anadolu’da nüfuz bölgeleri oluşturarak işgal faaliyetlerine başlamıştır. Anadolu’da işgal edilen yerlerden biri de zengin kömür rezervlerine sahip olan ve önemli stratejik konumuyla dikkat çeken Zonguldak ve havalisi olmuştur.

 Fransızların bölgede geniş çaplı işgal planlarını gören Zonguldak halkı, bazı kıdemli askerlerin de desteğiyle 1920’lerin ilk yarısında Zonguldak ve çevresinde Kuvayı-milliye birlikleri oluşturmuştur. Bölgedeki Kuvayı milliye hareketinin önderlerinden birisi de Yüzbaşı Cevat Rifat Bey olmuştur. Bugünden tam 96 yıl önce, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve vatanımızın düşman işgalinden kurtarılarak cumhuriyetimizin kurulmasında emeği geçen silah arkadaşları, Zonguldak’taki Fransız işgalini sona erdirmiştir.

Osmanlı Devleti’nin son yıllarında, donanmanın kömür ihtiyacını karşılaması nedeniyle çok büyük bir öneme sahip olan Zonguldak, cumhuriyet kurulduktan sonra da uzun yıllar boyunca Türkiye sanayisini sırtında taşımıştır. “Zonguldak’ın derin toprakları altındaki Maden-i Serveti ne kadar kıymetli ise, bizim nazarımızda Zonguldak da o kadar çok kıymetli bir vilayetimizdir” diyen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, Zonguldak’ı ayrıca onurlandırmıştır ve cumhuriyetin ilk ili Zonguldak yapmıştır. Zonguldak’ımızın hem Osmanlı hem de cumhuriyet döneminde çok büyük bir öneme sahip olması ve ekonomiyi sırtında taşımasındaki en önemli pay, kuşkusuz 8 Kasım 1829 tarihinde Zonguldak’ın altında yatan milli servetimiz olan taşkömürünü bulan Uzun Mehmet’tir. Taşkömürü hem askeri donanmanın hem de sanayinin en önemli girdi maddesi olması sebebiyle, bulunduğu yer olan Zonguldak’ımıza ayrı bir önem atfedilmesini sağlamıştır. Zonguldak’ımız bu yönüyle Türkiye sanayisinin lökomotifi görevini üstlenmiş, zamanla da Zonguldak bölgesinde kurulan demir-çelik sanayi tesisleri, Zonguldak’ımızı ve Türkiye’yi daha da kalkındırmıştır.”