Dönemin CHP Zonguldak İl Başkanı ve CHP Kurultay Delegesi Av. Osman Yayla, kurultay yapılmasından yana olduğunu vurguladı.

CHP Kurultay Delegesi Av. Osman Yayla, düzenlediği basın toplantısında CHP’nin seçim oy oranı ve teşkilatlar hakkında açıklamalarda bulundu. CHP’nin ülke bazında aldığı oyun, beklentilerin altında olduğunu vurgulayan Yayla, “CHP’nin ülke bazında aldığı oy, beklentisinin altındadır. Tatmin edici olmamıştır. Bunu kabul etmek gerekir. Bilhassa İstanbul, İzmir, Ankara gibi büyük şehirlerdeki olumsuzluk barizce ortadadır. Yüzde 26 oranındaki oy yıkım da, kötü bir netice de değildir. Oy oranı önemsenmelidir. Sonucun böyle olmasında etkili olmuş birçok neden vardır. Elbette doğrusu ile eksiği ile yanlışı ile seçim süreci masaya yatırılmalı, tartışılmalıdır. Öyle de olacağına inanıyorum. Buradaki detaylar Kurultaylarda, aile içinde ele alınacak hususlardır. Bizler örgütlerden gelen, yıllarını oraya vermiş, ne yaptığımızı, nelerin yapılması gerektiğini bilen, sorumluluk bilinci içinde hareket eden insanlarız. Bu nedenle gördüğümüz yanlışları, eksiklikleri ilgili Kurultayımızda dile getirmek mecburiyetindeyiz. Öyle düşünüyoruz. Yoksa eksikleri atlar, bariz hatalara göz kapar, kulak tıkarsak vebal altında kalırız” dedi.
Kurultaylarda yanlışların ayıklanması gerektiğine dikkat çeken Osman Yayla, “Bu seçim arifesinde 40’ın üzerinde İl Başkanı, onun çok üzerinde İlçe Başkanı’nın, dahası onca örgütün dikkate alınmayışı, eksikliklerin en büyüğü olmuştur. Akabinde milletvekili aday belirlemesindeki tutum şekli, kesinlikle irdelenmeli, sorgulanmalıdır. Bu ve bunlar gibi konular Kurultay gibi aile meclisinde uzun uzun görüşülmeli, doğrular etrafında bileşilmeli, yanlışlar ayıklanmalıdır. Gün daha da kenetlenme, bütünleşerek büyüme günüdür. Seçim sonucu kötüdür, bunun sorumlusu da Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve tüm yönetim demek büyük haksızlık olur. Genel Başkanımız dur durak bilmeden, seçim süreci boyunca tüm yurdu dolaşmış, gücünü aşan bir performans göstermiştir. Elden geleni yapmıştır. Ancak netice bu olmuştur. Yüzde 26’lık oy ilerisi için çok iyi tahlil edilmelidir. Bu bağlamda Genel Başkanımızın yanındayız, arkasındayız. Bir bölüm yöneticilerimizle beraberiz. Eksikliklerin ulu orta değil, Kurultaylarda konuşulmasından yanayız. Daha öncesinde, 22 Mayıs 2010’da, 18 Aralık 2010’da nasıl sorumluluk içinde hareket edip, ’bizler sadece iktidar olmak istiyoruz’ dedi isek bugün de aynı duygu ve düşünce içindeyiz. Hizmetten başka bir düşüncemiz de yoktur” şeklinde konuştu.
Parti Meclisi ve MYK’da değişikliklere, tamamlayıcı icraatlara ihtiyaç olduğuna dikkat çeken Av. Osman Yayla, konuşmasına şöyle devam etti:
“Parti Meclisi ve MYK’da değişikliklere, tamamlayıcı icraatlara ihtiyaç vardır. Bu yönde yeni, yapıcı adımların atılmasını diliyoruz, istiyoruz. Bunların konuşulup, tartışılacağı, yapıcı, ileriye yönelik iş ve işlemlerin yapılacağı zemin de yine Kurultaylardır. Büyük aile meclisidir. Örgütler kucaklanmalıdır. Motive edilmelidir. Gerekli önem ve değer örgütlere verilmelidir. Günahı örgütlere yüklemek, her defasında örgütlerin başının üzerinde bir tokmak bulundurmaya kalkışmak doğru değildir. En basit yolun izlenmesi ile ’Olmadı. Örgütler sorumludur. Onları görevden alırız, alacağız’ gibi söylemleri hatta icraatları camiaya en büyük zararları getirmektedir. Bu konuda Kurultayda çok ama çok konuşulacak şeyler vardır. Mutlaka da konuşulacaktır. Elbette görevini yapmayan, yapamayan yönetimler için düzenleme yapılır. Bunun dışında genelleme yapılarak, örgütleri üzmek doğru değildir.”

“ÖRGÜTLER KİMSENİN ADAMI OLMAMALIDIR”
Sadece CHP’nin doğrularını ve halkın değerlerinin adamı olduklarını ifade eden Yayla, “Örgütler, yönetimler, başkanlar kimsenin adamı olmamalıdır. Değildir de, Bizler sadece CHP’sinin doğrularının, Halkın, onun değerlerinin adamıyız. Kendimizden örnek verirsek, Ben iki dönem İl Başkanı olarak önceki Genel Başkan Deniz Baykal ile ve Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ile Önder Sav ile çalıştım. Her zaman İlimde Hizmeti seçtim, işime baktım, görev verildiğinde Genel Merkeze gittim. Doğruların peşinden koştum. Emeğimi Halka Hizmet noktasında harcadım. Onun bunun adamı olmak bizim şahsiyetimize de uymaz. Genlerimizle de bağdaşmaz. Doğruya doğru, yanlışa yanlış demek gerekir. Her zaman böyle yaptım. Genel Başkanlarımızın, Genel Merkezimizin kapılarında onun veya bunun adamı olma peşinde hiç olmadım. Her iki Genel Başkanımız da sağdır. Bu böyle değil ise, aksi ise hesabını veririm. Bu nedenle örgütler arasında ayrımcılık, ötekileştirme, dedikodu kimseye fayda sağlamaz.
CHP’de onun bunun adamı gibi gibi incitici söylemler olamaz. CHP’si çok geniş ve kökü derinlerde bir ailedir. Eskisi ile yenisi ile büyüğü ile küçüğü ile kadını ile erkeği ile yaşlısı ile genci ile el ele verip, sevgi, saygı güven içinde halka hizmet noktasında çalışmaya devam edilmelidir. Biz milletvekilliği de dahil hiçbir takıntı içinde olmadık. Hakkımız olmasına rağmen, aday listesinde yer almamamıza rağmen tek kelime bile etmedik. ’CHP’si İktidarı Önemlidir’ dedik, Hizmete devam ettik. Doğruları yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. Muhterem Zonguldak Halkı 2004 yılından bu yana gerek belediye Meclis Üyeliği görevimi ve gerekse 2007 tarihinden bu tarafa iki dönem İl Başkanlığı Görevimi nasıl yaptığımı bilmektedir. İyi anılmak ve değerlendirilmek bana onur vermektedir. Bu yönü ile de mutluyum. Gücüm yettiğince Zonguldak’a hizmete de devam edeceğim” diye konuştu.
CHP’nin yapılacak kurultaydan sonra Kılıçdaroğlu önderliğinde, çıktığı iktidar yürüyüşüne büyük bir ivme ile devam edeceğini ifade eden Yayla, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Zonguldak CHP’sine seçimlerde sahip çıkmıştır. Herkese çok teşekkür ediyoruz. Oylarımız artmıştır. 2009 yerel seçimleri ve bilhassa 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan Referandumda oy sonuçları ortadadır. Referandumda Hayır cephesinin 184 bin 500 rakamına ulaşması CHP’nin Zonguldak’ta birinci parti olacağı işaretini zaten vermişti. Bu seçim sonuçlarına göre birinci parti olamadık. Olabilir. Bizler bu konuları da irdeleriz, konuşuruz, olumsuz etkenleri gideririz. İleriye bakarız. Şu anda 2 milletvekilimiz bizleri temsil edecekler. Onların da yanındayız. M. Haberal Hocamızın da bir an önce görevi başında yer almasını, bu konuda yasal imkanın ivedilikle sağlanmasını diliyoruz, istiyoruz, bekliyoruz. CHP’ni önüne gelen dilediği şekilde yorumlayamamalıdır. Hele de gerçekler hilafına, hakkı olmayan, bilgisi yetemeyecek kişilerin kasten ve zarar verici değerlendirmelerde bulunması bizleri derinden üzmektedir. Bunlara mahal verilmemelidir. Vermeyeceğiz de. Devlet kuran böyle büyük bir parti ufak tefek eksiklerini içinde konuşur, tartışır ve giderir. Bu bağlamda Kurultay yapılmasından yanayım. Aile içinde, hizmetler noktasında ileriki süreç için mutlaka yararlı olacaktır. Kurultaylar kaynaşma, konuşma şölenleridir. Bunun dışında bir havada yapılabilecek toplantıları kabul etmek mümkün değildir. Bizler yüzde 26 oy oranının üzerine yapılacak katkılar için bir araya geliriz. Hiç bir zeminde Genel Başkanlık Makamının tartışılmasından yana asla olamam. Yapılacak Kurultaydan sonra Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu önderliğinde CHP’si çıktığı İktidar yürüyüşüne daha büyük bir ivme ile devam edecektir.”