TMMOB Kdz.Ereğli Temsilciliği  İ.K.K. (İlçe Koordinasyon Kurulu) Sekreterliğinden İbrahim Şener Tarafından Bir Yazılı Açıklama Gönderildi.  “Dünden Bugüne Aynı Kararlılık Ve İnançla 19 Eylül Tmmob Mühendis, Mimar Ve Şehir Plancıları Dayanışma Gününü Kutluyoruz” Başlıklı Açıklamada,  38 Yıl Önce, 19 Eylül 1979 Tarihinde Türkiye’nin 55 Farklı İlinde, Toplam 740 İşyerinde TMMOB’nin Çağrısıyla Bir Günlük İş Bırakma Eylemi Gerçekleştirildiği Hatırlatıldı.


“ÖZ GÜÇLERİNİN FARKINA VARILDIĞI TARİH”

Şener  “Ekonomik ve demokratik taleplerle yapılan eylem çağrısına, diğer teknik eleman ve emekçilerin de destek vermesiyle, 100 bini aşkın kamu çalışanı o gün iş bıraktı. Maden ocaklarından enerji santrallerine, fabrikalardan şantiyelere, limanlardan üniversitelere kadar hayatın her alanında etkisini gösteren bu eylem, TMMOB’nin mücadele tarihinde önemli bir yer tutmaktadır. 19 Eylül tarihi, bu ülke için düşünen, planlayan, üreten mühendis, mimar ve şehir plancılarının kendi öz güçlerinin farkına vardığı tarihtir. Bu yüzden bu anlamlı gün, "TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü" olarak kutlanmakta ve yeniden hatırlanmaktadır.” Sözleriyle devam ettiği açıklamasını şöyle tamamladı:


“KAMUSAL ÇIKARIN GÖZARDI EDİLMESİ…”

“Aradan geçen uzun yıllara rağmen bu ülkede emeğiyle geçinenlerin gündemleri çok değişmemiştir. İşsizlik, hayat pahalılığı, düşük ücretler, güvencesizlik, özlük hakları ve örgütlenme sorunları ülkemizde çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının öncelikli sorunları olmaya devam etmektedir. Neoliberal ekonomi politikaları, özelleştirme uygulamaları, sosyal devlet anlayışının terkedilmesi ve uluslararası sermaye çevrelerinin artan etkinlikleri nedeniyle teknik elemanların ekonomik ve sosyal durumları giderek daha da kötüleşmektedir. Kamusal yatırımların ortadan kalkması, kamusal çıkarın göz ardı edilmesi, rant hırsının bilim ve tekniğin önüne geçmesi, sermayenin ihtiyaçlarının halkın ihtiyaçlarının önünde tutulması nedeniyle mühendis, mimar ve şehir plancılığı yıllar geçtikçe sistematik olarak gerilemektedir.


“YASAL GÜVENCE ASKIYA ALINDI”

Yıllar içinde kötüleşen sadece ekonomik ve sosyal koşullar değildir. Ülkenin içinde bulunduğu siyasal koşullar da her geçen yıl kötüleşmekte, yurttaşların her türlü hak ve özgürlüğü giderek daha da budanmaktadır. Bir yılı aşkın süredir devam eden Olağanüstü Hal Rejimiyle yurttaş olarak sahip olduğumuz her türden anayasal ve yasal güvencemiz askıya alınmıştır. AKP Hükümeti, OHAL Rejimini, kendisine muhalif toplumsal kesimleri susturmak ve örgütlü kesimleri bastırmak için kullanmaktadır. Adalet talebi, toplumun tüm kesimlerinin en büyük ihtiyacı ve talebi haline dönüşmüştür.


“CEMAAT YAPILARIYLA DEVLETE EGEMEN OLMAK İSTEYEN ÇETELER”

Son 1 yılda çıkartılan Kanun Hükmünde Kararnamelerle ihraç edilen kamu emekçileri arasında devlet kurumlarında ve belediyelerde çalışan üç bine yakın mühendis, mimar ve şehir plancısı da bulunmaktadır. Haksız ve hukuksuz biçimde işlerinden atılan, farklı kurumlarda çalışmaları yasaklanan, sosyal güvenceleri ellerinden alınan ve yurt dışında çalışmaları engellenen binlerce üyemizin varlığı, bu yılki TMMOB Mühendis, Mimar ve Şehir Plancıları Dayanışma Günü’nü daha da anlamlı kılmaktadır. Ömrünü cemaat yapılarıyla, devlete egemen olmak isteyen çetelerle mücadele ederek geçiren arkadaşlarımızın elinden tutmaya, onlarla dayanışma göstermeye devam edeceğimizin bilinmesini isteriz.


“BİLİM DIŞI VE GERİCİ ANLAYIŞ”

İçinden geçtiğimiz dönemde, toplum sadece kolluk kuvvetleri ve yargı eliyle değil, yaşamın her alanını saran gerici uygulamalarla da zapturapt altına alınmaya çalışılmaktadır. Daha bir yıl önce devletin tüm kurumlarına yerleşen Gülen Cemaati mensupları darbe girişiminde bulunmamış gibi, bakanlıklar ve devlet kurumları yine farklı cemaat ve tarikatlar arasında pay edilmektedir. Milli eğitim müfredatı bilim dışı ve gerici bir anlayışla yeniden yapılandırılmaktadır. Kadınların sosyal hayattaki varlığı ortadan kaldırılmak istenmekte, her türden hak ve özgürlükleri şiddetle bastırılmaktadır. Toplumu bir arada tutan en önemli unsur olan laiklik prensibi yerine mezhepçi, gerici uygulamalar devletin ve sosyal hayatın her alanına egemen hale getirilmiştir.


“KAOTİK ORTAMDAN FAYDALANARAK”

Toplumsal yapıdaki bu çürümeye karşı ülkemizin geleceğini ve meslektaşlarımızın haklarını korumak için mücadele eden TMMOB ve bağlı odalarımız da bu süreçte hükümetin hedefi haline gelmiştir. Hükümet, OHAL nedeniyle yaşanan kaotik ortamdan faydalanarak TMMOB Yasasını değiştirmeye yönelik girişimlerde bulunmaktadır. Birliğimize bağlı odaların kamusal sorumlulukla yerine getirdiği mesleki denetim yetkileri ellerinden alınarak, ekonomik ve kamusal gücü zayıflatılmaktadır.


“MEŞRU DURUŞ”

Odalarımıza, idari ve mali denetim adı altında baskı ve şantaj uygulanmaktadır. Bakanlığın denetim adı altındaki hukuksuz ve keyfi uygulamasına izin vermediği için Kimya Mühendisleri Odası yönetim kurulunun görevden alınması talebiyle dava açılmıştır. Birliğimizin ve bağlı odalarımızın da müdahil olduğu davanın üçüncü duruşması 25 Eylül tarihinde görülecektir. Bu tür hukuksuz girişimler ile Anayasa ve TMMOB yasası ile belirlenen görevlerimizi yerine getirmemiz engellenmeye, TMMOB ve Oda Yöneticileri üzerinde baskı tesis edilmeye çalışmaktadır. Birliğimiz tüm birimleri ile Kimya Mühendisleri Odamızın hukuksal ve meşru duruşunun arkasında olmaya devam edecektir.


”MÜCADELE GELECEĞİNİN SÜRDÜRÜCÜSÜYÜZ”

Birliğimizin çalışmalarını ve yetkilerini sınırlandırmaya yönelik adımların en sonuncusu, Sosyal Güvenlik Kurumu ile Birliğimiz arasında 2012 yılında yapılan asgari ücret belirleme protokolünün feshedilmesidir. Ücretli çalışan mühendis, mimar ve şehir plancılarının hak kaybına neden olacak bu tek taraflı fesih işleminin iptali için idare mahkemesine açtığımız davanın takipçisi olacak, üyelerimizin mesleki ve özlük haklarını korumaya devam edeceğiz.

Birliğimizi ve odalarımızı hedef alan bu saldırıların bizleri yıldırması ve susturması mümkün değildir. Bizler mesleğimizi bilimden, üretimden ve toplumdan yanan kullanan bir mücadele geleneğinin sürdürücüsüyüz. Bu anlayışla TMMOB’nin eşitlikten, özgürlükten, demokrasiden, barıştan, laiklikten, bağımsızlıktan yana tavrını korumaya, geliştirmeye, güçlendirmeye devam edeceğiz.”