Türkiye Kamu-Sen İl Temsilcisi, Türk Büro-Sen Şube Başkanı Kadir Bacıoğlu yazılı açıklamasında; Türkiye Kamu-Sen Araştırma Geliştirme Merkezi’nin yaptığı 2014 yılı Ağustos ayına ait yoksulluk sınırı araştırması açıkladı.. Araştırmada yoksulluk sınırı geçtiğimiz ay %0,77 oranında yükselerek 1.996,41 TL olarak tespit edildi. 
Bacıoğlu’nun açıkladığı araştırma sonuçları şöyle:  
“Bir çalışanın kendisi ve ailesinin (toplam 4kişi) insanca yaşaması için gerekli olan en düşük tutarı ifade eden refah sınırının (asgari geçim haddi)  bir ay içinde %1,0 oranında yükselerek 4.078,71 TL olduğunu ortaya konmuş ve buna göre aylık geliri 4.078 TL’nin altında kalan ailelerin yoksulluk riski ile karşı karşıya olduğu belirlenmiştir.  Araştırmada çalışan tek kişinin açlık sınırının ise bir önceki aya göre %0,75 oranında artarak 1.542,93 Lira olarak hesaplandığı ifade edilmiştir. Okulların açılmış olması nedeniyle öğrenim gören çocukların okul harcamalarında yaşanacak artışın aile bütçesine ek yükler getireceği belirtilen araştırmada ilköğretime giden bir çocuğun aile bütçesine aylık 846,24 TL ek yük getirdiği açıklanmıştır. İlköğretimde okuyan bir çocuğun aile bütçesine getirdiği ek yük 2013 yılının aynı ayında 734,46 TL olarak hesaplanmıştı. Buna göre okul masrafları son bir yılda %15,2 oranında yükselmiştir. Geçtiğimiz yıl ile karşılaştırdığımızda sadece okul masraflarının 112 lira arttığı ortaya çıkmaktadır. 
Bir yıl için memurlara 123 lira zam verildiği düşünüldüğünde, memurlarımızın enflasyon farklarının elinden alınarak ne büyük bir zarara uğratıldığı görülmektedir.  Zaten zorunlu tüketim harcamalarındaki artış, yılın başında alınan zammı eritmişti. Artan enflasyonla birlikte okulların açılması da aile bütçesine ek bir yük olarak karşımıza çıkmaktadır. Hayat pahalılığı almış başını giderken, memurların enflasyon farkı haklarının da gasp edilmesi aile bütçesine indirilmiş en büyük darbe olmuştur. Vatandaşı ekonomik açmazda olan bir ülkenin ilerlemesi, büyümesi, kalkınması mümkün değildir. 
Bu bakımdan, özellikle memurlarımızın yaşadığı hak kayıplarının giderilmesi ve yeniden tasarruf yapılabilir hale getirilmesi ülkemiz geleceği açısından da zorunluluktur. Geleceğimizi emanet edeceğimiz çocuklarımızı yokluklar içerisinde belirsiz bir eğitim sistemine mahkum etmemeliyiz. İyi bir eğitimin yolu, doğru bir sistem ve yeterli ekonomik kaynaktan geçmektedir. Bu bakımdan memurlarımızın eriyen maaşlarını enflasyondan korumak için enflasyon farkı uygulamasına derhal geçilmeli, çocuğu eğitim gören vatandaşlarımıza eğitim öğretim yardımı yapılmalıdır.” (Haber Merkezi)