CHP MYK Üyesi Ali Koçal, Karadon’da meydana gelen grizu faciasından sonra hazırlanan bilirkişi raporunda TTK ve taşeroonun kusurlu olduğunu tespit ettiklerini açıkladı.

KUSURLAR

1-Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığı,
2-Kullanılmakta olan pervanelerin gücünün ana havalandırmadan gelen hava miktarına göre uygun olmadığı,
3-Kontrol ve Degaj sodajlarının güvenliğinin yeterli düzeyde yapılmadığı,kontrol sondajlarının sonuçları değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınmadığı,
4- (-540) katında kullanılan elektrikli ekipmanların kablolarda ekler yapıldığı ve gazlı ortama uygun özelliklerinin uygun olmadığı,
5-Ocak içersinde metan gazı oranının %1,5’u geçmesine rağmen kesicilerin enerjiyi kesmediği,
6- (-540) katı irtibat lağımları ile su havuzlarında yapılan çalışmalarda düzenli olarak gaz ölçümlerinin yapılmadığı ve ölçüm sonuçlarının Yapı-Tek İnşaat San.Tic.A.Ş. tarafından düzenli olarak kayıt altına alınmadığı,
7-Metan gazı tehlikeli düzeye çıkmasına rağmen, gerekli ve yetkili kişilere haber verilmediği, izleme merkezi ve ocak arasında seri bir düzenek oluşturulmadığı ocağın zamanında tahliye edilmediği,
8-Çalışma alanlarına yerleştirilen sensörlerin yerlerinin değiştirildiği, ayarlarının değiştirildiği ve donanımlarının amaçları dışında kullanıldığı,
9-İşyerinde çalışan yetkili kişilere yeterli sayıda gaz ölçüm cihazı verilmediği ve gerekli yerlere (çalışma arınlarına) GP 322 otomatik gaz ölçüm cihazının yerleştirilmediği,
10-(-540) katında çalışan Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. unvan alt işveren işçilerine CO veya ferdi kurtarıcı maske verilmediği,maskelerin kullanılması yönünde denetimler yapılmadığı ve çalışanların sadece belirli bir kısmına CO maske kullanma eğitimi verildiği,
11-Noterce onaylı Teknik nezaretçi rapor defteri oluşturulmadığı ve teknik
nezaretçi tarafından gerekli denetimler yapılmadığı,
12-Asıl İşveren-TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nün risk analizi yapılmadığı ve   risk analizinin olmadığı, Alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. nin sağıl ve güvenlik dökümanı ve acil durum planı olmadığı,
13-Olay günü kaza vardiyasında TTK Karadon müessesi kablo döşeme aracılığı ile devre dışı bırakıldığı bu durumun kafesin  acil bir durumda kullanılmasını ortadan kaldırdığı,
14-Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. nin işçilerinden 23 işçinin mesleki eğitim belgesinin bulunmadığı,
15-30.03.2005 tarih ve 7562 sayılı sözleşme ile kurulmuş olan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin  4857 sayılı iş kanununun 2.maddesine aykırı olduğu,

ALİ KOÇAL’IN MADEN İŞ KAZALARIYLA İLGİLİ DÜŞÜNCELERİNİ DE KAPSAYAN AÇIKLAMASI AYNEN ŞÖYLE:

Türkiye Taş Kömürleri Kurmuna ait Karadon Bağlantı Galerisi yapım işini ihale ile alan Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. şirketinin  yürüttüğü çalışma sırasında 17 Mayıs 2010 tarihinde saat 13.28 sularında meydana gelen grizu patlaması sonucu 30 işçimiz hayatını kaybetmiştir.

Zonguldak’ı ve tüm Türkiye’yi üzüntüye boğan bu kaza, ağır ve tehlikeli işkolu olan maden işyerlerindeki çalışma koşullarını, işçi sağlığlığı ve işgüvenliği mevzuatını, madenlerdeki özelleştirmeyi ve taşeronlaşmayı  sorgulamamız gerektiğini, bir kez daha ortaya koymuştur.

Sayın Başbakanın “…Bu mesleğin kaderinde malesef bu var…” “..Bu yörenin insanları aslında bu tür olaylara alışık…” “…Bu mesleğe giren kardeşlerim bunu bilerek giriyorlar…” sözleri sadece maden kazalarında hayatını kaybeden işçi kardeşlerimizin ailelerini değil, ülke olarak hepimizi bir kez daha üzmüştür. Yine Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Sn. Ömer DİNÇER hayatını kaybeden Maden şehitlerimiz için “güzel öldüler,,  diyebilmiştir.

İş kazası oranı bakımından Avrupada birinci, Dünyada  üçüncü olan ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliği mevzuatı uygulanmamaktadır. 2004 yılında AKP iktidarının Maden Kanununu değiştirmesi ile ülkemizin dörtbir yanında özelleştirilen  ve taşoranlaştırılan maden ocakları ortaya çıkmış, buna bağlı olarak da iş kazalarında ve ölümlerde korkunç artışlar olmuştur.

Madencilik sektöründe  2003-2008 yılları arasında toplam 41.111 iş kazası olmuş,  488 işçi iş kazası   nedeniyle hayatını yitirmiştir. Kaynak: SGK ILO’nun en son güncelleyerek yayınlamış olduğu 2006 yılı verilerine göre; Türkiye’de her yüzbin işçi için iş kazası sonucu ölüm oranı tüm sektörler için 20,5, madencilik sektörü için ise 74.2 olarak rapor edilmiştir. . ILO verilerine göre bu oran Polonya için 4.6/15.8, Portekiz için 6/17.1, İtalya için 5/22, Fransa için 3/19.2, İspanya için 4.4/38.4, İngiltere için 0.7/15.4, Kanada için 5.9/31.6’dır. Gelişmiş ve AB ülkelerindeki oranlar ile karşılaştırıldığında Türkiye’deki ölüm oranları oldukça yüksektir.

2008 yılında hiç toplu ölüm yaşanmadan münferit olaylarda 43 işçi kardeşimiz hayatını kaybetmiş, 2009 yılında 92, 2010 yılının ilk altı ayında ise 68 işçi kardeşimiz hayatını kaybetmiştir.

2009 yılının Aralık ayında  Bursa Mustafa Kemal Paşa da kazada 19 işçi kardeşimiz, 2010 yılının Şubat ayında Balıkesir Dursunbey de 17 işçi kardeşimiz, mayıs ayında da Zonguldak Karadon da 30 işçi kardeşimiz hayatını kaybetmiştir. Son olarak da Edirne Keşan da meyda gelen iş kazasında   3 işçimiz mahsur kalmıştır. Görüldüğü üzere  son 8 aylık dönemde grizu patlaması nedeniyle toplu ölümler korkunç derecede artmıştır.

Konunun uzmanlarına göre özelleştirmeye ve taşeronlaştırmaya bağlı olarak artış gösteren iş kazalarının eğer gerekli önlemler alınırsa %98’İ önlenebilirdi. Burada AKP iktidarı  özelleştirilen ve taşeronlaştırılan maden ocaklarında gerekli önlemlerin alınması için siyasi irade gösterememektedir. Kazalar olduğunda, kazanın oluşmasında sorumluluğu ve kusuru olanları ortaya çıkarmak için gereğini yerine getireceği yerde, sorumluluğu olanlar ortaya çıkmasın diye ilgili görevliler üzerinde siyasi baskı kurmaktadır. Çünkü sayın başbakan ihmal sonucu olan kazaları, “kader” olarak nitelendirerek, kendisinin ve ilgililerin sorumluluğu olmadığını ifade etmeye çalışmaktadır.Bu durumda da sorumlu kişiler ortaya çıkarılmamaktadır.                   

Zonguldak Karadon’da 30 madencimizi şehit verdiğimiz kazanın Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı İş Teftiş Kurulu Başkanlığı Raporunda asıl iş veren TTK Genel Müdürlüğü %30, Alt İş veren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. nin %70 oranında kusurlu bulunduğu tespit edilmiştir. İşçilerin ise hiçbir kusurunun bulunmadığı ortaya çıkmıştır. Raporda; 

1-Sistemdeki hava kapılarının güvenli olmadığı,

2-Kullanılmakta olan pervanelerin gücünün ana havalandırmadan gelen hava miktarına göre uygun olmadığı,

3-Kontrol ve Degaj sodajlarının güvenliğinin yeterli düzeyde yapılmadığı,kontrol sondajlarının sonuçları değerlendirilerek gerekli önlemlerin alınmadığı,

4- (-540) katında kullanılan elektrikli ekipmanların kablolarda ekler yapıldığı ve gazlı ortama uygun özelliklerinin uygun olmadığı,

5-Ocak içersinde metan gazı oranının %1,5’u geçmesine rağmen kesicilerin enerjiyi kesmediği,

6- (-540) katı irtibat lağımları ile su havuzlarında yapılan çalışmalarda düzenli olarak gaz ölçümlerinin yapılmadığı ve ölçüm sonuçlarının Yapı-Tek İnşaat San.Tic.A.Ş. tarafından düzenli olarak kayıt altına alınmadığı,

7-Metan gazı tehlikeli düzeye çıkmasına rağmen, gerekli ve yetkili kişilere haber verilmediği, izleme merkezi ve ocak arasında seri bir düzenek oluşturulmadığı ocağın zamanında tahliye edilmediği,

8-Çalışma alanlarına yerleştirilen sensörlerin yerlerinin değiştirildiği, ayarlarının değiştirildiği ve donanımlarının amaçları dışında kullanıldığı,

9-İşyerinde çalışan yetkili kişilere yeterli sayıda gaz ölçüm cihazı verilmediği ve gerekli yerlere (çalışma arınlarına) GP 322 otomatik gaz ölçüm cihazının yerleştirilmediği,

10-(-540) katında çalışan Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. unvan alt işveren işçilerine CO veya ferdi kurtarıcı maske verilmediği,maskelerin kullanılması yönünde denetimler yapılmadığı ve çalışanların sadece belirli bir kısmına CO maske kullanma eğitimi verildiği,

11-Noterce onaylı Teknik nezaretçi rapor defteri oluşturulmadığı ve teknik
nezaretçi tarafından gerekli denetimler yapılmadığı,

12-Asıl İşveren-TTK Karadon Müessese Müdürlüğü’nün risk analizi yapılmadığı ve   risk analizinin olmadığı, Alt işveren Yapı-Tek İnşaat Sanayi ve Tic.A.Ş. nin sağıl ve güvenlik dökümanı ve acil durum planı olmadığı,

13-Olay günü kaza vardiyasında TTK Karadon müessesi kablo döşeme aracılığı ile devre dışı bırakıldığı bu durumun kafesin  acil bir durumda kullanılmasını ortadan kaldırdığı,

14-Yapı-Tek İnşaat San ve Tic.A.Ş. nin işçilerinden 23 işçinin mesleki eğitim belgesinin bulunmadığı,

15-30.03.2005 tarih ve 7562 sayılı sözleşme ile kurulmuş olan asıl işveren-alt işveren ilişkisinin  4857 sayılı iş kanununun 2.maddesine aykırı olduğu , Tespit edilmiştir.

Bu rapor ile: Başbakanın hayatını kaybeden maden şehitlerimizin ailelerine söylediği   “…Bu mesleğin kaderinde malesef bu var…” söyleminin doğru olmadığı, kazanın ağır ihmaller sonucu meydana geldiği  ortaya çıkmıştır. Yine bu rapor ile Çalışma Bakanının ifade ettiği gibi, işçilerimizin “güzel ölmediği,, büyük bir ihmal sonucu hayatını kaybettiği ortaya çıkmıştır.

Zonguldak’ taki, kazanın üzerinden geçen yaklaşık 50 güne rağmen, kazanın sorumluları henüz ortaya çıkarılmamıştır. Sorumlular hakkında hiç bir işlem yapılmamıştır. Bir an evvel sorumlular ortaya çıkarılmalı ve acılı ailelerin gözyaşları dindirilmelidir.

3 işçimizin mahsur kaldığı, Edirne Keşan’da  Kale Mad.San. ve Tic.A.Ş.ye ait madenle ilgili, Maden İşleri Genel Müdürlüğü tarafından düzenlenen heyet raporu gereği, 28 Haziran 2010 tarihli ‘...faaliyetin durdurulduğuna ilişkin...’ tebligat, MİGEM deki personel eksikliği ve ödenek yokluğu nedeniyle, 02.07.2010 tarihinde postaya verilmiş ve bu tebligat da 08.07 2010 tarihinde Edirne valiliğine ulaşmıştır. Ne acıdır ki  tebligat, Edirne Valiliğine ulaşmadan 07.07.2010 tarihinde bu talihsiz kaza yaşanmıştır. Şu anda 8.000 tebligat MİGEM de beklemektedir. Enerji Bakanı Taner YILDIZ ise, kazadan dolayı, ruhsat sahibi şirketi sorumlu tutmaktadır. Oysa Bakanlık, faaliyet durdurma kararını zamanında, hızlı bir şekilde tebliğ edilebilseydi kaza yaşanmayacaktı. Kazanın bir sorumlusu da Enerji Bakanlığı’dır.

Öte yandan bir kez daha benzer kazaların, benzer acıların yaşanmaması için maden ocaklarındaki özelleştirme ve taşeronlaşma kaldırılmalıdır. Madenlerdeki denetimler sıklaştırılmalı ve mevzuata uymayan işverenlere  verilen cezalar caydırıcı olacak şekilde artırılmalıdır. Mevzuata uygun davranmayan ve uyarıları dikkate almayan işverenlerin ocakları kapatılmalıdır. 

Ayrıca AKP Hükümetini uyarıyorum.Yetkilileri uyarıyorum. Soma’daki maden ocaklarında MTA’nın ölçümleri sonucu metan gazı değerleri çok yüksek çıkmıştır. Gerekli önlemler alınmadığı taktirde burada da grizu patlamasının  yaşanması an  meselesidir. Sayın Bakanı uyarıyorum. Soma’da yaşanacak muhtemel kazalardan siz sorumlusunuz. Bu tespitler doğrultusunda  gerekli önlemler bir an önce alınmalıdır.

Bu düşüncelerle maden kazalarının bir kez daha yaşanmamasını diliyorum.