CHP Zonguldak Milletvekili Köktürk, AKP iktidarını eleştirirken Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar bugünkü kadar iç ve dış tehdit karşısında kalmadığına dikkati çekerken, Zonguldak il geneline bakıldığında da bu geriye gidişin yansımalarının daha da acı olduğunu söyledi.

Köktürk, "Filyos Vadi Projesi gibi en temel projelerle ilgili vaatlerde hiçbir somut gelişme olmamış, kamu kurumlarının küçültülmesi ve İlimizden alınarak başka illere taşınması bütün hızıyla devam etmiş, insanlarımız işsizlikten bunalımlara ve intiharlara yönelir noktasına gelmiştir" dedi.

CHP Parti Meclisi Üyesi Zonguldak Milletvekili Ali İhsan Köktürk, CHP'nin 86. kuruluş yılını kutladığı basın açıklamasında ulusal kurtuluş mücadelesinden kesitler verdi. Laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar hiç bugünkü kadar büyük iç ve dış tehdit karşısında kalmadığını belirten Köktürk yaptığı yazılı açıklamasında şu ifadelere yer verdi. Cumhuri-yet Halk Partimizin 86. Kuruluş yılını kutluyor, başta Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partimizin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere; tüm Kurtuluş Savaşı ve devrim şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyorum. Yurdumuzu işgal eden emperyalist güçlere karşı Mustafa Kemal Paşa önderliğinde Samsun'da başlatılan Ulusal Kurtuluş Mücadelesi; tüm dünyanın hayranlıkla izlediği büyük bir uyanış ve direniş hareketidir.

KARAR ALINDI
Emperyalizme karşı bu direnişte Türk Halkı varını yoğunu ortaya koyarak adeta bir destan yaratmış ve bağımsızlığa ulaşmıştır. Bu destanı yaratanların çatısı altında toplandığı Müdafa -i Hukuk Cemiyetleri, Sivas Kongresinde "Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti" adıyla birleştirilmiş, aynı kongrede; Vatanın bağımsızlığını sağlamak için Mustafa Kemal Paşa'nın Önderliğinde "Ya İstiklal Ya Ölüm" kararını almıştır.  9 Eylül 1922 yılında işgalci Yunan Ordusu ve onu destekleyen emperyalist güçler İzmir'de denize döküldükten sonra Cumhuriyet Halk Partisi, Büyük Önderimiz Atatürk tarafından, "Halk Fırkası" adıyla 9 Eylül 1923'de Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Örgütünün devamı olarak kurulmuş ve akabinde 29 Ekim 1923'te Cumhuriyeti kurmuştur. 20 Ka sım 1923'de, "Anadolu ve Rumeli Müdafa-i Hukuk Cemiyeti" Halk Fırkası'nın bünyesine katılmış, partimizin adı 10 Kasım 1924'de "Cumhuriyet Halk Fırkası", 1935 yılında da (4. Kurultay)  "Cumhuriyet Halk Partisi" olmuştur.

ÖDÜNSÜZ SAVUNUCU
CHP saltanat ve hilafetçilere karşı halkın mücadelesiyle oluşmuş, yaptığı devrimlerle çağın kapılarını aralamış, bir sınıf partisi olmamakla birlikte her zaman emeğin yanında olmuş, devletçilik ve özel sektörün birlikte neleri başara bileceklerini uyguladığı ekonomik model ile en güzel şekilde kanıtlamıştır. Kurduğu laik-demokratik cumhuriyetin de her zaman koruyucusu ve ödünsüz savunucusu olmuş, bunu öncelikli - temel görev kabul etmiştir. Bundan sonrada bu anlayıştan hiçbir şekilde ödün vermeyecektir. Ancak, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyeti,  kuruluşundan bugüne kadar hiç bugünkü kadar büyük iç ve dış tehdit karşısında kalmamış, Ülkemizi, ulusumuzu, demokrasimizi "Küreselleşme" adını alan yeni emperyalizm hiç bu kadar tehdit eder bir noktaya gelmemiştir. Yıllar öncesinden planlanarak harekete geçirilen "Büyük Ortadoğu Projesi" (BOP) Afrika'dan Asya'ya ülkelerin haritalarını değiştirmiş, emperyalizme hizmet edecek yeni ülkeler yaratmış,  son yıllarda bu plan doğrultusunda ülkemizin Laik ve üniter yapısını bozmaya yönelik saldırılar artmıştır. Bir yandan yıllardır süren etnik terör, diğer yanlan Laik yapıya karşı örgütlenen cemaatler, planları doğrultusunda ne yazık ki, büyük yol almışlardır.

AKP REKOR KIRDI
AKP İktidarı ile başlayan süreç ülkemizde yeni, olumsuz bir dönemin başlangıcıdır. Bu dönemde; ülkemizin iç ve dış borcu hızla artarak yaklaşık 400 milyar dolarlar seviyesine yükselmiş, cari açık - dış ticaret açığı Cumhuriyet Tarihi rekorları kırmış, devletin elinde bulunan Kamu malları özelleştirme adıyla yağmalanmış-yabancılaştırılmış, ülkemizin büyük sanayi kuruluşları ve bankaları büyük oranda yabancıların eline geçmiş,  yeni istihdam alanları yaratılamadığı için işsizlik büyük boyutlara ulaşmış, halkımızın büyük bölümü yoksulluk ve açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edilmiştir. Bu durumun yaratıcısı AKP Yöneticilerinin büyük bölümü devlet olanakları kullanılarak aileleri ve çocuklarıyla büyük bir zenginliğe ulaşmışlar, daha dün bursla okuttukları çocuklarına milyon dolarlık gemiler, villalar alma, şirketler açma ve bu şirketlerle büyük ihaleler alma noktasına gelmişlerdir. Bugün AKP Hükümetince "Demokratik Açılım" denilen ve ne olduğu halkımıza açıklanmayan bir süreç başlatılmış, Ulusumuzu etnik ayrışmaya sürükleyecek bir tartışmanın önü açılmıştır. Yine AKP Hükümeti; bugüne kadarki ulusal çizgimizi bir kenara bırakarak, Ermeni politikası ve soykırım iddiaları konusunda bir değişim yaşanmamasına karşın,  Ermeni sınır kapısının açılması konusunda içeriği belirsiz girişimleri başlatmıştır. Kıbrıs konusunda ulusal çıkarlarımız ve KKTC'nin varlığı AB sürecinde önümüze masaya sürülmüş, büyük ödünler verilmiştir.

KUVVETLER AYRILIĞI
AKP'nin ulusal egemenliğimizin asli unsuru olan vatan topraklarımızı basit, vazgeçilebilir bir mülkiyet sorunu olarak görmesi örnekleri yabancılara toprak satış yasası ve Mayınlı Arazilerin Temizlendikten sonra 49 yıllığına İsrail gibi yabancı ülkelere terk edilme yasa tasarılarıyla en acı biçimiyle karşımıza çıkmıştır. AKP İktidarında yasama,  yürütme ve yargının birbirinden bağımsızlığı, "Kuvvetler ayrılığı ilkesi" yok sayılmış, yasama organı tamamen yürütmenin kontrolüne girmiş, bağımsız yargı içeriden ve dışarıdan adeta kuşatılmış, baskılanmaya çalışılmıştır. Adalet Bakanının açıkladığı Yargı Reformu Strateji Taslağı ile HSYK'nın yapısının değiştirilmesine dönük çalışmalar AKP'nin yargıya egemen olma ve parti devletini yaratma çabalarının açık örneğini oluşturmuştur.  İlimiz Zonguldak'a baktığımızda da, bu geriye gidişin yansımaları daha da acıdır, Filyos Vadi Projesi gibi en temel projelerle ilgili vaatlerde hiçbir somut gelişme olmamış, kamu kurumlarının küçültülmesi ve İlimizden alınarak başka illere taşınması bütün hızıyla devam etmiş, insanlarımız işsizlikten bunalımlara ve intiharlara yönelir noktasına gelmiştir.
Tüm bunlara karşın, Cumhuriyet Halk Partisi olarak bugüne kadar, ülkemizin çıkarlarını oy kaygısına düşmeden kararlılıkla ve dirençle savunduk. Bundan sonra da tıpkı Cumhuriyetimizin kuruluş sürecinde olduğu gibi aynı heyecanla ve kararlılıkla duraksamadan ve yılmadan savunmaya kararlıyız. İçinden geçtiğimiz süreçte de CHP modern Türkiye'nin temel değerleri olan Cumhuriyetin ve Laikliğin asli güvencesidir. Cumhuriyetimiz, CHP ile birlikte sonsuza kadar yaşayacaktır.
Bundan hiç kimsenin şüphesi olmamalıdır. Bu duygu ve düşüncelerle bir kez daha Cumhuriyet Halk Partimizin 86. Kuruluş yılını kutluyor, başta Cumhuriyetimizin ve Cumhuriyet Halk Partimizin kurucusu Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere tüm Kurtuluş Savaşı ve devrim şehitlerimizi saygı ve şükranla anıyoruz"