Karaelmas Gazeteciler Derneği (KGD) Yönetim Kurulu ve üyeleri, Babıali Şenlikleri kapsamında gittikleri İstanbul’da Habertürk Gazetesi’ni ve Cumhuriyet Gazetesi’ni ziyaret etti. İlk olarak Habertürk binasını ziyaret eden Zonguldaklı gazetecileri, Habertürk Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Fatih Altaylı’nın yurtdışında olması nedeniyle Genel Yayın Yönetmen Yardımcısı Doğan Satmış karşıladı.

KGD Başkanı Atilla Öksüz, Genel Sekreter Çetin Sezgin, Halkın Sesi Gazetesi Sayfa Editörü ve KGD Mali Sekreteri Aydın Arslanyılmaz ile Çaycuma Demokrat Gazetesi Muhabiri Erhan Altıparmak, öncelikle yerel basının sıkıntı ve sorunlarını anlattılar. Doğan Satmış da, Zonguldaklı gazetecilerle kendi çalışma sistemlerinden internet gazeteciliğine ve abonelik sistemine kadar görüşlerini paylaştı.

Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Satmış, Habertürk markasının ve farklılığının nasıl yaratıldığını yerel düzeyde neler yapılabileceğini anlattı.

Satmış, konuşmasında şunları söyledi;

 

SATMIŞ; “İNTERNET, GAZETEYİ YOK EDİCİ BİR ŞEY”

“Bütün dünyada yazılı basın biterken, bizim gazetenin çıkışına herkes çok şaşırmıştı. Londra’ya ödül almaya gittiğimde, yeni bir gazetenin başarılı olması nedeniyle gazetemizden övgü ile bahsediliyordu. Bizimle birlikte Portekiz’de yeni bir gazete çıktı ve o da başarılı oldu. Bizim başarılı olmamızın sebebi, teknik alt yapısı, ebadının küçüklüğü ve kağıt kalitesinden kaynaklandı. Aksi halde uzun vadede işimiz çok zor, dolayısıyla sizin işiniz de çok zor. Şimdi resmi ilanları kesmeye çalışıyorlar. O zaman bu gazetelerin hiç biri çıkmaz. Yeni maddi kaynaklar bulmanız gerekir. İnternet, gazeteyi yok edici bir şey. Şimdi bir de tablet bilgisayarlar çıktı. Eğer tablet bilgisayarlar biraz daha yaygınlaşırsa, bizim yapacak hiçbir şeyimiz kalmayacak. 12 saat film izleme durumu bile var. Allah’tan pahalı bir cihaz, ama ucuzlayacağı zaman olacak. Ucuzladığı anda kağıt üzerinde işimiz çok zor. ‘İnternetle bağlantılı ne yapabiliriz?’ diye kafayı ona yormalıyız. Çünkü sizin bir gazeteyi hazırlayıp basarak ertesi güne rekabet etme şansınız yok. Gerçi bizim de yok. Haberleri artık kimse gazeteden okumuyor. Yüzlerce haber sitesi var. Ertesi gün gazetede okuyup da ‘Aaa, bu böyleymiş’ dediğimiz bir haber sayısı gittikçe azalıyor. Ben Amerika’da bir yerel gazeteye gittim. O gazetede dört hafta konuk rejisörlük yaptım. Bu gazetede 400 gazeteci çalışıyor. Kağıt tüketimini karşılamak için matbaanın içine tren giriyor. O gazetenin abone, ilan ve reklam işlerine bakan müdürüyle konuştum. Gazetenin yüzde 70’ini evlere götürüyorlar. Zaman Gazetesi de aynı sistemle çalışıyor. Ama onlar parayı topluyor mu, toplamıyor mu, bilemiyoruz. Oradaki gazetenin müdürü diyor ki; ‘Gazetenin bir abonesi gazeteyi bırakırsa, gidip onunla kendim kontak kuruyorum, ‘Arkadaşım niye bizim gazeteyi bıraktın?’ diye soruyorum. ‘Haftada şu kadar parayı veremiyor musun?’ diye soruyorum.’ O bölgede herkesin telefonu, adı, soyadı müdürde kayıtlı ve bir tek onda varmış. Oradaki herkesi tanıyormuş. Herkese bire bir markaj yapıyormuş. Ama biz bunu Türkiye’de yapamıyoruz. Bizim gazete bile yapamıyor. Ama bunu yapmamız gerekiyor. Ancak o şekilde ayakta durabiliriz. Bütün mahalle ve köydeki insanların telefonu sizde olacak. Gidip, ‘Niye bizim gazeteyi almıyorsunuz?’ veya “Niye bıraktınız?’ diye soracaksınız. Promosyonlu çalışmalar yapabilirsiniz, ‘Bizim gazeteyi alın, size bir hediye vereceğiz’ gibi çalışmalar yapılabilir. Bu yöntem ulusal çapta çok zor, ama sizin Zonguldak’ta kolay, Amerika’daki bütün gazeteler böyle çalışıyor.”

Satmış, Zonguldak’ta maden ocağında göçük altından çıkarılamayan 2 işçi için Zonguldaklı gazetecilere bir öneride bulundu. Satmış, konu ile ilgili gazetecilere, “Siz bir mesaj gönderin, Şili’deki madencileri örnek göstererek, ‘bizim madencilerimiz hala göçük altında duruyor’ diye. Bence bu konu çok ses getirir” şeklinde öneride bulundu.

Ardından Habertürk’ü gezen gazeteciler, Habertürk Spor Müdürü Halil Özer ile görüştüler. Zonguldakspor’un durumunu soran Özer, takımın amatör kümede olmasının üzüntü verici olduğunu söyledi. Daha sonra gazetenin ekonomi yazarı Abdurrahman Yıldırım ile görüşen gazetecilere, Yıldırım, Zonguldak’a geldiğini ve Zonguldak’ın mutfak kültürünü köşesinde yazdığını söyledi. “Madenci, evinde yer yemeği” şeklinde başlık attığını belirten Yıldırım’a, Çatı Kebap’ta yediği “Soslu Kebap”ı, “Çorlu Kebap” yazdığını gösteren gazetecilere, “Evet, hata yapmışım. Ben de ilk defa siz gösterince gördüm” dedi. Ardından gazetenin ekleri ile magazin servisini gezen Zonguldaklı gazeteciler, hatıra fotoğraf çektirerek Habertürk’ten ayrıldılar.

 

YILDIZ; “EN İYİ BAŞLIĞI BULANA PRİM VERİYORUZ”

Habertürk’ün ardından Cumhuriyet Gazetesi ziyaret edildi. Cumhuriyet Gazetesi’nde ise, gazetecileri, Zonguldaklı Aykut Küçükkaya karşıladı. Küçükkaya gazetecilere önce Cumhuriyet’in müzesini ardından da ofisleri gezdirip bilgi verdi.

Haber toplantısından çıkan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni İbrahim Yıldız da, bir düğün için Ankara’ya gidecek olması dolayısıyla Zonguldaklı gazetecilerle kısa bir sohbet gerçekleştirdi. İbrahim Yıldız, Zonguldaklı gazetecilerin yaş ortalamasını çok genç bulduğunu söyledi. Yıldız, gazetenin manşetindeki haberle ilgili bütün gazete çalışanlarının ortak fikrine başvurulduğunu, en iyi başlığı bulana da prim verdiklerini, “başlık parası”nın da buradan geldiğini esprili bir şekilde açıkladı.  

Zonguldaklı gazeteciler, hem Babıali Şenlikleri, hem de ulusal gazete ziyaretlerinden çok şey öğrendiklerini belirterek, geziyi gerçekleştiren KGD yönetimine teşekkür ettiler.

Ziyaretlerde, Zonguldak gazeteleri ile Zonguldaklı yazarların kitapları hediye edildi.