Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü ve Sarı Basın Kartları Komisyonu Üyesi Turhan Bozkurt gazetecilerle bir araya gelerek ekonomi muhabirliği - editörlük ve gazetelerin ekonomik olarak ayakta durabilmesine yönelik görüş ve düşüncelerini paylaştı. Yapılan görüşmede yaygın basında yer alan reklamların yerel gazetelerde de yayınlanabilmesi için ortak bir çalışma yürütülmesi üzerinde duruldu.

 

Zaman Gazetesi Ekonomi Editörü ve Sarı Basın Kartları Değerlendirme Kurulu Üyesi Turhan Bozkurt, Cumartesi günü Zonguldaklı meslektaşlarıyla deneyimlerini paylaştı. Karaelmas Gazeteciler Derneği?nde gerçekleşen buluşmaya çok sayıda gazeteci katıldı. Yaklaşık 2 saat süren buluşmada, kısa bir değerlendirme yapan dernek başkanı Atilla Öksüz; ?Yaygın medyada çok sayıda başarılı Zonguldaklı gazeteci dostumuz, ağabeyimiz var. Turhan Bozkurt onlardan birisi. Daha önce tanışma fırsatımız olmamıştı. Yaygın medya ile her anlamda iletişim kurma çabalarımızın son halkasını Turhan Bozkurt ile oluşturduk? dedi.

 

Bozkurt ise, gördüğü ilgiden ve katılımdan dolayı memnuniyetini dile getirerek özgeçmişi hakkında bilgi verdi. Aslen Zonguldak Elvanpazarcıklı olan Bozkurt, Uzun Mehmet Lisesi mezunu olduğunu belirterek, Zonguldak?a duyduğu özlemi dile getirdi.

 

Zonguldak?ta ve Karaelmas Gazeteciler Derneği?nde gazetecilerle bir arada olmaktan mutlu olduğunu belirten Bozkurt; ?Beni davet ettiğiniz için çok memnun oldum. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti üyeliği, TOB Medya İletişim Meclisi Üyeliği, Basın Kartları Komisyonu Üyeliği, Ekonomi Gazetecileri Derneği Üyeliği gibi mesleğin her kademesinde görev aldım ve  bu mesleğin gelişmesi için  hala gazeteciliğe  yeni başlamış  gibi aynı şevkle ve yine yılların verdiği tecrubenin de etkisi ile  ciddi bir gayret içerisinde çalışmaya devam ediyorum. Memleketimizin her köşesinde görev yapan ,siz değerli gazetecilerle ,hemşerilerimizle bir arada olmaktan her zaman gurur ve de onur duydum.Yine  burada taşı toprağı kömür kokan bu şehirde, zor şartlarda gazetecilik yapıp, yer yer bir takım sıkıntılara da maruz kalan sizlerle de bir arada olmak ve  paylaşımlarda bulunmak, beni ziyadesi  ile çok memnun etti ve bu bundan büyük mutluluk duydum.? dedi.

 

Yerelde gazeteciliğin çok daha zor olduğunu belirten Bozkurt, aynı oranda yerel basının öneminin her geçen gün daha da arttığını söyledi. Sarı Basın Kartlarıyla ilgili düzenlemeler hakkında da bilgi veren Bozkurt ,şunları söyledi; ?Gazeteci hep soru işaretiyle yaklaşır. O yüzden biz, bizim meslektaşlarımızda özellikle, Basın Kartları Komisyonu olarak,bu mesleğin itibarını arttıracak çok ciddi adımlar atıyoruz. Aras Kargo?dan, Sarar Mağazasına kadar, Basın Kartı taşıyanlara, ciddi indirim fırsatları yaratıldı. Şimdi bu indirimlerin devamı niteliğinde  Türk Telekom, Türk Hava Yolları ve GSM operatörleriyle görüşmeler devam ediyor. Bizim meslektaşlarımız çok zor şartlarda gazete çıkarıyorlar. Özellikle Yerel Medyada çok zor şartlarda gazete çıkarıyorlar. Çarşamba günü 2010 yılının ilk toplantısını yapacağız. Toplantıda müracaatları değerlendireceğiz. Komisyonda önümüze Türkiye?nin her yerinden yerel gazeteler geliyor. Ne kadar zor şartlarda çıkarıldığı, ne büyük fedakarlıklar yapıldığını, elinize aldığınızda hissediyorsunuz. Biz rotatiflerin arasında yetiştik ama pedallı makinelerle, kurşun harflerle bu gazeteciliği yapan meslektaşlarımız, üstatlarımız var. Cemil Meriç; ??   hür tefekkürün kalesi ?? der, dergiler ve gazeteler için. Gazete ve deri çıkaranların , Hür tefekkürün kaleleri olması lazım. Şehir uyurken bizim gazeteci arkadaşlarımız telsiz dinliyor, haber peşinde koşuyor. Böyle olunca, mesleki örgütlerin önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Mesleki örgütleri, bizi bir araya getirir. Anayasa Basın Kanunu ve Basın Kartları yönetmeliğiyle bize, kamunun bilgilenme hürriyetini yerine getirme vasfını biçmiş ve bize bu görevi vermiş ve  yasal hakkımız olarak sunmuştur .Bunu kimse engelleyemez.Bizim eğer ,bir yerel habere gittiğimizde, haberi alma, okuyucuya ulaştırma hakkımız engelleniyorsa, her türlü yasal yola başvurma hakkımız mevcuttur. Haber ulaştırma hakkımıza karşı yapılan her türlü engellemelere karşı  Savcılıklara, Basın Savcısına, mülkü amirlere   başvuru hakkımızı sonuna kadar kullanma hakkımız saklıdır. Onların görevleri, bizim haber alma imkânlarımızı geliştirmek, yardımcı olmaktır. Yer yer bu konuda hala sıkıntılar  yaşanıyor ama genel anlamda çok ciddi gelişmeler olduğunu da ifade etmek gerekir. 27 Mayıs öncesi, 12 Mart muhtırası gazetelerine bakıyorum .Örfü idare tarafından, boş bırakılmış sansürlenmiş yerler var. Türkiye, o günlerden bu günlere geldi. Eleştiriler bile bu ülkede zaman zaman çok sert değerlendirilebiliyor. Ama biz bu bilinci kıracağız. Bu işin ,bir haber kaynakları var ve bir de haberi yapan, bizler varız. Karşılıklı iyi ilişkileri geliştirdiğimizde basın özgürlüğünü, vicdan hürriyetini, fikir hürriyetini hep birlikte geliştireceğiz. Bunların yeşerdiği,geliştirildiği  ortamlar ve gruplardır , bu tür cemiyetler, dernekler. Buralarda çok büyük hedefler, projeler  belirtiliyor ve biz gazetecilerin çok daha iyi şartlarda çalışabilmesi hedefleniyor. Bu nedenle yereldeki basınla da iç içe bulunmayı ve yine buraya gelip , sizlerle tanışmayı ,bir paylaşım oluşturmayı çok istedimi ifade etmeliyim ? dedi.

 

Turhan Bozkurt, Zonguldak?a olan ilgi ve sevgisini anlatırken, Zonguldak?ın ekonomideki  ve siyasi anlamdaki yerinin  önemine  yönelik çarpıcı açıklamalarda ve tespitlerde  bulundu. Zonguldak?ta ki yatırımcılardan da bahseden  Bozkurt; ?Bu şehirde Uzunmehmet Lisesini bitirmiş, Elvanpazarcık köy ilköğretim okulunda çok zor şartlarda okulu bitirmiş ve yine bu şehrin imkanları ile üniversiteye gidip , ardından  gazetecilik hayatında bu imkânlara kavuşmuş biri olarak,Zonguldak ? a  bir  vefa borcum var. Bu yüzden Zonguldak ile ilgili her konuda çok hassas olmaya çalışıyorum. Filyos Projesini en çok gündeme getiren ulusal gazete olduk. Ama ne hazindir ki, Zonguldak hep sahipsizlik sıkıntısı yaşıyor. Ne Bakan düzeyinde ne de Milletvekili düzeyinde Ankara?da sahiplenilemedi. Potansiyeli olan bir kent Zonguldak.En basitinden  burada santraller var ve bu kaynaklar değerlendirilemiyor. Hayvancılık, meyvecilik konusunda da çok ciddi bir  potansiyele sahip yine Znguldak. Yörsan?lar yokken, bizim Çaycuma yoğurdumuz vardı. Ama vizyon yetersiz olunca bunlar geliştirilemedi. Ne şirketler o hıza ayak uydurabildiler ne de şehrin ileri gelenleri bu işe destek olabildiler. Zonguldak?ta bir Yurtbay Seramik var ama o da ne olacak bilmiyorum. Yurt dışında varisi olmadığı için satılmış şirketler var. Böyle bir şeye de dönüşmemesi lazım. Yol meselesi vardı, yeni yeni aşılıyor. İstanbul bu şehrin burnunun dibinde olmasına rağmen  5-6 saatten önce gidilmiyordu, daha yeni yeni bu sorun aşılmış ve  ben dün üç saate geldim.Aradaki tüneller ve yarım kalan işlerde biterse , İstanbul - Zonguldak arası 2,5 saate indirilebilir. Teknolojideki  gelişmelere geç sahip olunuyor.Bunun örneğini  ulaşım sektöründe de yaşıyor olmamız sebebi ile ,bölgemizin  turizmden de gerekli payı alamamamıza neden oluyor. Hükümetlerin de  bu konudaki bakış açısı, mevcut kapasiteye bakılmadan sadece seçimden seçime adam yerleştirmek mantığı hakim olması sebebi ile bölgede bir kazanım sağlanılamıyor.Örneğin, TTK zarar ediyor .Peki neden  TTK  zarar ediyor? Geçmişe dönük hesabını yapsak çok ciddi yanlışlıkların var olduğunu görürüz. Dünyada  madenciliğin parladığı bir dönemde TTK zarar ediyor. Bu irdelenmesi gereken bir konu.Bunda bir yanlışlık var ki ,TTK zarar beyan ediyor.Mesela ,TTK nın  işletmecilik anlayışını sorgulamak gerekli.  Maliyetler de bir problem var demek ki ,bunu irdelemek gerekli. Ama her şeye rağmen, hiçbir şey yokken,  bu şehir bu Cumhuriyete bir anlamda omuz vermiştir. Karabük Demir Çelik, Ereğli Demir Çelik ve madenleriyle  Zonguldak  kalkınma da ciddi bir destek olmuştur. Bu ülkenin sanayileşme serüvenini anlamak istiyorsanız öncelikle Zonguldak?ı anlayacaksınız. En yetişmiş, eğitimli kadrolar Zonguldak?taydı. Maden Mühendisleri, Harita Mühendisleri, Jeoloji Mühendisleri, Makine Mühendisleri buradaydılar ve onların laboratuarları burası oldu. Ve bu şehir daha düne kadar sanayinin bel kemiği idi. Bu şehirde daha düne kadar İstanbul?a feribot seferleri vardı. Siz denizi kullanamıyorsanız, limana gemi giremeyecek kadar , bütün atıkları denize doldurursanız, arıtmayı kullanmıyorsanız, hangi parti olursa olsun bu belediyenin ayıbıdır. Bu şehre hiçbir belediye layıkıyla hizmet etmemiştir. Devlet binaları bile gece kondu binası gibi yapılıyor. Bu yapılaşma bu şehre büyük bir haksızlık değil mi? Dolayısıyla bunları gösterecek ve gelecek vizyonu çizecek olan sizlersiniz. Yerel medyadır. Yani sizin bakışınızla bu şehir eksilerini görecek artılara dönüştürecek. Gazeteci, bir ideolojinin taşıyıcısıdır. Sağ ya da sol sonuçta bir değerler sistemi olacaktır. Ortak fayda Zonguldak ise, orada ideolojilerin körlüğüne de girmemek lazım. Eğer Zonguldak için bir şeyler yapılacak ve bir şeyler çekilecekse o zaman Zonguldaklıların birlik olması lazım. ??Vur ağzına, lokmayı al ağzından?? derler ama, bu Zonguldaklıların saflığından değil, yüreğinin zenginliğindendir. Gazeteciler içinde bile Zonguldaklıların farkında değiliz? dedi.

 

Ziyaret sırasında mesleki deneyimler paylaşılarak karşılıklı örnekler verildi. KGD Başkanı Atilla Öksüz yaygın basında yer alan reklamları, Zonguldak?taki yerel basına da taşımak istediğini belirterek bu konuda destek istedi. Bozkurt ve gazeteciler bu konuda yapılabilecek çalışmalar üzerinde görüşlerini paylaştılar.