Haberleri izliyor musunuz?
Ne tuhaf soru değil mi?
Haberler!
Haber/haberler çok seslidir.
Ses!
Herkesin sesi.
Sadece güçlünün değil, azınlığın da sesi.
Toplumun tüm katmanlarının sesi.
Gür.
Ayrımsız.
Ve de eksiksiz.
 
Bugün ülkemizde haberler bu mantıkla mı veriliyor?
Güldüğünüz tabi ki.
Ne mantığı.
Mantık mı var.
Ta, Ergenekon kumpasları ile başladı yargısız infaz.
Hiç de o dönemki gibi olmamıştı.
Bu ülkenin yetiştirdiği aydınlar, askerle, gazeteciler, bilim adamları önce itibarsızlaştırılarak dolduruldu cezaevlerine.
Türkan Saylan gibi bir insanı bile incitmekten kaçınmadılar.
İftiralar saldırganlıklarla doruğa çıkarken, Türkiye Cumhuriyeti’nin belini kırdılar.
Yetmedi!
Kozmik odaya bile girdiler.
Müthiş bir algı operasyonu başlattılar ki, sap ile samanı ayırabilme şansını bile vermedi medya.
Meslek kriterleri ve etik değerlerin alçakça katledildiği o dönemden bu döneme geldik.
Ne değişti?
Var mı değişen bir şey?
 
Haberleri izlemeye çalıştığınızda tek sesli bir dünya ile karşılaşıyoruz.
Haber yok.
Ne var?
Yayın var!
O yayın borazan.
Öttürüyor sadece.
Basıyor gazı.
Çalıyor sazı.
Oynatmaya çalışıyor toplumu.
Oysa, soran, soruşturan ve sorgulamayan bir toplum olmanın ilk adımı medyanın muhalif olmasıdır.
Muhalifliği de muhalefet borazanlığı da değildir ki!
Muhaliflik, eleştirel bakış açısı ile iktidarın göremediklerini öne çıkarmaktır.
Görüş zenginliği ile her telden düşünce fırtınasına fırsat yaratmaktır.
 
Yok ki, bilgi alma şansımız.
Bilgi alma hakkımıza bile ipotek konulduğu ve yandaşlıkta sınır tanımayan yeni bir yapı ortaya çıktığı şu günlerde, gökyüzünde mavi de kalmadı.
Her yer kamakarışık.
Güneş mi yerde, yer mi güneşte?
Ya da güneş nerede?