“Hani ne oldu kampüs?” diye soruyorlar.^

Ya ben vali miyim?

Milletvekili miyim?

İktidar partisinin il veya ilçe başkanı mıyım?

Kaymakam mıyım?

Fakülte sözü veren Erdemir’in yöneticisi miyim?

Tat Metal’in sahibi

Çınar Boru’nun varisi,

Özdemirlerin beyni miyim?

Hatta, o eski devlet hastanesinin asla yıkılmaması gereken binalarını “yıkın!” emri veren biri miyim?

Hiçbiri değilim.

Ama, elbette Eski Devlet Hastanesi’nin Bülent Ecevit Üniversitesi’ne devir edilmesini en çok isteyen ve çokça bu konuda kalem oynatan biriyim.

O kadar!

Elimde yetki yok ki!

Ah bir olsa.

Ya da iş bilenlerin elinde o yetkiler olsa.

Olabilse.

Vermiyorlar ki.

Vermezler ki.

Ereğli’nin canına okumak için işbirliği yapmış ve perdenin gerisinde saklı hinlerle dolu ortalık.

Kimisi yan gelip yatıyor,

Kimisi de önümüzdeki seçimlerde nasıl kime ne külah giydirir onun hesabında.

Kimsenin Ereğli’nin sorunlarına çözüm üretme ve bu çözümleri gerçekleştirme açısından bir sorunu yok.

Vah Ereğlim vah!

**

Aylardır aşağıdaki metni kimi zaman değiştirerek yayımlıyoruz. Bu metin de dedikodu yok, kişisel egoları tatmin yok, bireysel beklenti hiç yok. Ama ne var? Ereğli var. Ereğli’nin gerçek gündemine vurgu var. Üzerinde aylar geçmesine rağmen kılını kıpırdatma zahmetine katlanmayanlara taş var.

Bir taş daha atayım. İşte o yazı:

KORKUTAN SESSİZLİK


Aylar Oldu, Yıllar Oldu, Oluyor Da,
Duymayanlar Duymuyor,
Bakan Körler Görmüyor,
Her Şeye Çalışan Diller Konuşmuyor,
Ve Kimsenin De Kılı Kıpırdamıyor,
Ne Oldu Kampüs Efendiler?


2014 yılında dönemin BEÜ Rektörü ve bugünün Milli Eğitim Bakanı Sayın Prof. Dr. Mahmut Özer eski Kdz. Ereğli Devlet Hastanesine gelip “Burası Üniversite kampüsü olur” dediğini unutmadık.
Oldu mu?
Bina BEÜ’ye devir edildi, ve binaların ruhsatı da verildi ama bir tek kazma sesi, beton mikserinin gücünü gören bilen duyan yine yok.
Nedir bu Ereğli’nin çektiği.
Nedir bu ilgisizlik ve doğaldır ki haksızlık.
122 bine yaklaşan nüfusuyla Zonguldak’ın en büyük ilçesi ama…
O kadar!