Belediyemizin halk kafesinden şikayet var.

Birinci şikayet çay!

Çayın 3 lira olmasına olan tepkiler “alıştık/alıştırıldık” noktasında pek gündemde değil.

Gündemde olan, halk kafe açıldığından bu yana, bir bardak çay içebilmek için fiş sırasına girmek.

Sıraya girmeye alıştırılmış bu toplum, bekliyor bir bardak çay alabilmek için.

Sıradakiler bitecek ve kasadan 3 lira verip fiş alacak ve yan taraftan demlik çayından isteyebilecek.

İşte bu çok tuhaf.

Çay için farklı bir uygulama getirilmeli ve hem bekleme kuyruğu azaltılır hem de tadında çay içme keyfi yaşanır.

Belediyemiz bu küçük problemi çözemez mi?

Kendilerine mutlaka bu şikayet ile ilgili bir çok çevreden gitmiştir.

Dinle, araştır ve çöz.

Çok zor olmasa gerek.

İkinci şikayet de siparişi değiştirememek.

Hatalı sipariş olur.

Hizmet sektöründe “müşteri hep haklıdır” düsturuna saygı duymak çok önemlidir.

Kendim tanık olduğum bir olayda, kasaya gelen bir vatandaş “çocuk yanlış sipariş vermiş değiştirebilir miyim?” dediğinde, kapı gibi “olmaz!” yanıtını aldı.

Bozuldu vatandaş.

“Nasıl olur yanlış bir siparişi iptal etmem ve değiştirmem mümkün değil mi?”

Yanıta bakar mısınız?

“O sizin sorununuz!”

Nokta!

Şu küçük iki şikayete kulak verecek mutlaka biri ya da birileri vardır belediyemizde.

Ya da “olmalıdır” demek istiyorum.

**

Okurlardan gelen şikayetlerin başında genel olarak pazardaki uygulama ve davranışlar oluyor.

O kötü sözlerden örnek vermek istemiyorum.

Çok ayıp çünkü.

Saygısız olanlardan söz ediyorum tabi ki. Herkes aynı değil. Bu tür söz ve davranışlardan ekmeğini pazardan kazanan gerçek esnaf da çok dertli.

O pis ağızların terbiyesizlikleri sınır tanımıyor ki.

Herkese bulaşan bu şekli bozuklar ah bir temizlense.

En çok da Pazar esnafı bayram yapacak.

Neyse…

Benim söylemek istediğim yorum olarak gönderilen bir şikayetle ilgili.

“Kötü esnaf vatandaşa 1 kilonun altında ürün vermedi” sözü.

Valla ben çok yarım kilo ürün aldım ama bu olay nedir ve niye yaşanmıştır bilemiyorum.

Oluyor işte.

Olmasa çok iyi de.

Yapacak çok şeyi olanlara gönderelim gitsin.

Dikkat ederler mi, bu hoş olmayan durumları dert ederler mi, halkımız bu söz ve davranışları hak etmiyor derler mi?

Bilemiyoruz!

Biz dedik diyeceğimizi, ancak bu kadar.