Kimi zaman okurlarımızın kimi zaman da kendi başımıza gelenleri paylaşıyorum bu sütunlarda.

Bugün anlatacağım olay ise ibretlik!

Satır satır okunması ve kamuoyunun da herkes ve herkesim tarafından mutlaka bilgilendirilmesi gereken bir gerçek çünkü.

 

Biliyorsunuz  bizim yaş kemale erdiği için sağdan soldan çürük sesler geliyor. Sağ kulak, sağ boyun, sağ omuz ve kol, sağ diz hep dertli!

Kendimi “Ben çok tatlıyım da” diye teselli ettiğim şekerli durumumu kontrol de tutabilmem için verilen dijital cihaz, meğer  normal değil anormal değerlerle beni kandırmamış mı? Ben de gerçekte 150’nin üzerine çıkan oranı 110 falan bilip şeker ayarımı hep kaçırmamış mıyım? “Oh şekeri hallettim” diye kendime verdiğim teselli ne kadar boşmuş. Tam aksine ‘tatlıyım” diye övünüp gurur duyduğum şekerim beni iyice halletmiş mi?

Devlet Hastanesi’nden Hüseyin Avni Kısa “Her şeker rahatsızlığı göze vurur, mutlaka gözüne bir baktır” dediğinde, bir de aynı hastaneden doktor önerdi.

“Tamam” diyerek göz doktoru randevusunu organize edelim derken; bir öneri üzerine beşer şaşar oluverdim?

Bir göz hastanesi var; en iyi onlar bilir diye düşünerek yolumu özele çevirttiler!

Gittik.

Muayene sonrasında, gözümde şekerden kaynaklanan ödem oluştuğu da vurgulanıp küçük bir not kağıdına yazılan “Sağ/sol katarakt fako diabetik komplike” teşhis ile muhasebeye gönderildim. (Dr tarafından yazılan o not kağıdı dosyamdadır.)

Özel ya !

Muhasebeye “Burası banka şubesi mi?” diye takılarak kapıdan girip doktorun verdiği not kağıdını uzattığımda önce 3 bin lira fiyat çıkarıldı ve uygulanan indirimle 2500 liraya ameliyatımın yapılabileceği açıklandı. TGC üyesi olduğumu ve kurum ile TGC’nin anlaşmasının olabileceğini vurguladığımda ise ülke çapındaki yaygın kurumla anlaşma olsa bile kendilerini bağlamayacakları açıklandı. (O göz hastanesinin internet sitesindeki şubeler arasında Ereğl’nin adı ise yok.  Hastanenin İstanbul’daki merkezine gönderdiğim “neden?” iletim ve telefonuma da yanıt verilmedi.)

Muhasebedeki görevliye “Olur mu, genel bir anlaşma tüm şubeleri kapsar” diye yaptığım itiraza  “bizi bağlamaz” diye kesin bir dille konuşuldu.

2500 lira.

Az buz değil ki rakam.

Düşüneceğimi söyleyerek ayrıldım ama karnıma da koca bir kurt düştü.

 

Kurt beni gıcıklığına gıdıklarken, bir başka özel hastaneye gittim ve tanıyıp bildiğim doktora muayene oldum.

“Bir şeyin yok” dedi.

İnanılır gibi değil.

“Bana ödem var, katarakt dediler” diye verilen not kağıdını gösterdim.

“Altı ayda bir kontrolün dışında sana ilaç bile vermiyorum” dedi Mehmet Abi.

Allah Allah !

 

Benim karnımdaki kurt durur mu!

Durmaz !

Başladı tırmalamaya.

Bu kez yolu Devlette buldum.

İnceme, araştırma cihazlar derken; teşhisi şöyle açıkladı doktor:

“Gözlerin benimkinden sağlam.”

Hadi ya !

Devletin doktoru bu teşhisi koyarken,   o anda kendini ziyarete gelen komşu odanın doktoru da inceledi cihazdan çıkan neticeleri.

Bu kez ikisi birden aynı teşhisi koydular.

“Senin gözlerin de ödem ve katarakt yok.” (Devletten de raporu alıp dosyama koydum.)

Sinirden titremeye başladım inanın.

Durmaz…

Tir tir tir…

 

Bu arada O özel hastaneden aradılar “ameliyat önermiştik ne yaptınız?” diye.

Koyulan teşhisin raporunu almak istediğimi belirttiğimde “tabi ki” yanıtı verildiğinde “düşünüyorum az para değil ki. Para ayarlamaya çalışıyorum” dedim. (Telefon kayıtları mevcuttur.)

Gerçekten de verdiler talep ettiğim raporu.

Raporda şunlar yazılı:

Şikayetler: İyi görememe

Hikaye: Şeker hastası

Bulgular: DRP katarakt tanımlanmamış YAPILAN FFA’DA PREPROLİFERATİF DRP TESBİT EDİLDİ

Sonuç: Operasyon önerildi

Icd-10 :H36.0-diyabetik retinopati (ortak dördüncü karakter 3 ile birlikte); h26.9-katarakt tanımlanmamış. (bu rapor da dosyada)

 

Sonuç:

İyi ki kurdum varmış ve beni rahatsız etti de sağlığımla ilgili hemen karar vermeyerek diğer doktorlara da gitmişim.

Ve burada şu an yazmayacağım bir çok bilgiye ulaştığımda ise çok irkildim.

Daha ötesi toplum sağlığı adına da korktum.

Biz  vatandaş olarak kimiz?

Hasta mı, yoksa müşteri mi?

Elbette birincisi olmamız gerekiyor ama…

Ama işte o kadar.

Biz hasta değil müşteriyiz.

Müşteri olduğumuz sürece de, her türlü risk/risklere açığız demektir.

 

Kıssadan hisse…

Gerisi size kalmış…

 

Not: Köylerde, okullarda yapılan ve ücretsiz adı altındaki göz taramalarına aman dikkat! Bu etkinlikler genelde halk sağlığı için değil müşteri bulabilmek için yapılabilir !