“…ben doldurur ben içerim 
günah benim kime ne ..”
 
“….gah giderim medreseye 
ders okurum hak için 
gah giderim meyhaneye 
dem çekerim aşk için….. “
 
“…nesimi'yi sorsalar kim 
yarin ile hoş musun 
hoş olam ya olmayayım 
o yar benim kime ne…”
 
**
 
Şu sözlerin derinliğine inin lütfen!
“Ben doldurur ben içerim.”
Bize ne!
 
Daha ne diyor?
“…Günah benim/ ders okurum hak için…”
Ve
“….Gah giderim meyhaneye/dem çekerim aşk için…”
 
Sahi kime ne?
 
Ya sonrası? Ya sonrası? Ya sonrasında?
”Yarin ile hoş musun?”
“Sana ne?” demiyor.
Amma öyle bir şey diyor ki:
“hoş olam ya olmayayım/ o yar benim kime ne…”
 
Vallahi kime ne?
 
**
 
Kime ne dostlar!
 
“…Gözlerimden sel gibi
Yaş olup akıyorsan
Gitmek istiyorsan kime ne!...”
 
Araya “doyulur mu doyulur mu?” diye bir not düşsem!
Devamını mı istediniz?
“Tatlı dile güler yüze 
Doyulur mu doyulur mu 
Aşkınan bakışan göze 
Doyulur mu doyulur mu…”
 
Ah Neşet Ertaş ah!
Ahhhh!
Biliyorum ki, 1979’da yitirdiğim ağabeyim Durmuş Bektaş ile birlikte saz çalıyorsun şimdi cennette!
İçlerinizdeki isyanları vuruyorsunuz tellere.
Hem de koparırcasına!
 
**
 
Aşk insanı olmak!
Aşkı sınırsız ve ödünsüz yaşamak!
Kime nasip olur?
Ya da olmuştur?
“Kim bilir mi?”
Kimse bilmez!
Sadece yaşayan bilir…
 
**
 
“ben melamet hırkasını 
kendim giydim eğnime, 
ar ü namus şişesini 
taşa çaldım kime ne 
haydar haydar taşa çaldım kime ne..”