Sözümüz odur ki, yerel ifade ile “Biz Ereğlülüyüz!”

Tabi ki “Ne kadar Ereğlülüyüz?” sorusunu da sorduğumuzda, yöremizi tanıma ve bilmeyi tartıya koyduğumuzda, terazinin kefesinin ayarı kaçıyor.

Evet Ereğlülüyüz de, yaşadığımız kenti ne kadar biliyoruz?

İnanın, Balı Mahallesi’ndeki Roma döneminden kalma su kemerlerini bırakın görmeyi bilmeyenimiz bile çoktur.

Ya Alemdar kahramanlığını?

Ya Ereğli’nin işgalden kurtuluş öyküsünü?

Ya Karakavuz köyünü.

Çavuşağzı, Kireçlik’i?

Güneşli ve Armutlucuma’yı?

A.Sofular ile E. Sofular arasındaki farkı?

Göktepe’yi?

Delihakkı, Kaptaş, Subaşı’nın bir semt olduğunu?

Sorguladıkça “Ereğlülüyüz”ün içini doldurmakta zorluk mu çekiyoruz ne?

*

Balı’daki su kemerleri ile başladım sorgulamaya ve aynı yer ile devam edeyim.

Belediyenin kısmi olarak betonladığı su kemerleri gerçekten de eşsiz bir güzelliğe sahip. O dev kayaları o günün şartlarında nasıl üst üstü dizip de su kemerleri yapmışlar diye düşünürken, alttan akan minik derenin şırıltısı alıp götürür sizi doğanın kucağına.

Orman ve oksijen ekstrası.

Her tarafı yemyeşil.

Ancak…

O bölgeye gidip de, doğanın koynuna o çöp atanlar yok mu?

Şişeleri kırıp keyf (!) yapanlar orada da ortaya çıkıyorlar.

İyi tamam mangalını da yapmışsın ama be kardeşim niye kirletip gidiyorsun?

Temizle.

Hatta senden önce terbiyesizlik ve ayıbını bırakıp gidenlerinkini de topla.

Geriye pırıl pırıl bir ortam bırak!

Hayır!

Muhabbetin deminde, kendisinin nasıl bilgili, görgülü, çevre dostu olduğunu anlata anlata bitiremezler ama…

İşte!

Eskiden umumi tuvaletlerin girişinde şu yazardı “Nasıl bulmak istiyorsan öyle bırak!”

Aslında ne de güzel söz.

Her tarafa böyle pankartlar assak faydası olur mu?

Veya bir fotoğraf vardı. O fotoğrafta ayıyı konuşturmuşlar ve ayı şöyle diyordu:

“Ben bile doğayı kirletmiyorum.”

Anlayan olup da, çevreye verdiği zararı fark eden çıkar mı?

Değişir mi davranışlar?

Arabasından sigara paketini yola atanlar “aaa ne ayıp!” derler mi?

*

Evet Ereğlülüyüz biz. Söz ile öyle de, yaşadığımız kenti ne kadar tanıyor ve koruma konusunda duyarlılığımızı geliştirebiliyor muyuz?

Taşına toprağına Ereğlülü olmlak, önce o yöreyi köylerinden de başlayarak tanımaktan geçmiyor mu?

Orada bir köy var uzakta.

O köy hepimizin köyüdür.