-Boşanınca her şey daha mı güzel olacak veya boşanınca daha mı mutlu olacaksınız?

Devamı:

-Topluma faydalı insanlar yetiştirecek çiftler, bir hiç uğruna boşanıyor ve müşterek çocukları psikolojileri bozuk ve topluma yararsız bir şekilde yetişiyor!

*

DİĞER  NOKTALAMALAR

*Kadına şiddete hayır ve kadına karşı şiddetin cezası artsın yerine, hayvana, sanata, doğaya, çocuğa şiddetin cezası artsın sloganları daha insani, daha doğru ve daha adil bir tepki değil midir?

*İstismara, tecavüze uğrayan küçük bir kız çocuğunun haberini yapmak ve bu iğrençliği herkesin duymasını sağlamak ve o çocuğa bir fayda sağlayacaktır ne de bu haberi izleyen topluma.

*Neden kimse sokak çocuklarını konuşmuyor?  Neden kimse, yetim ve öksüz olup da çaresiz durumda olan çocuklarla ilgili bir tek faaliyet içinde dahi bulunmuyor?

*Camilerimiz yatsı namazından sonra kapılarına kilit vurulan mekanlar. Camilerin yatsı namazından sonra evsiz insanlara tahsis  edilmesini öneriyorum.

*Evden uzaklaştırma sırf kadının beyanına göre veriliyor. Erkeği kim koruyacak peki kadın karşısında?

*Uzaklaştırma kararından erkeğin haberi dahi yoktu. Akşam evine geliyor, kadın polisi arıyor. Erkeğe üç gün hapis veriliyor.

*Hanımefendi eşini aldatsa adam yakalasa bile kadına nafaka ödemek zorunda kalğyor.

*Nafakayı ödemedin mi, üç aya kadar zorlama hapis.

*İnsan en zevk aldığı, en fazla mutlu olduğu bir konuda nasıl bu kadar bilinçsiz ve bilgisiz bırakılır?

*Zevk  noktamız olmuş yasak noktamız.

*Yatak odasında mutlu olan çiftler hiçbir şeyi sorun etmez. Orgazm, çiftleri birbirine bağlayan, kadının baş ağrılarını yok eden, en iyi psikologdan daha etkili şekilde kadını ve erkeği tedavi eden bir armağan.

*

GERÇEK BİR OLAY

Adam Van’ın Başkale ilçesine gitmek zorunda. Yoğun kar yağışına yakalanıyor. Otomobil kara saplanınca ve yakıtı da azaldığı için yaya olarak yola koyuluyor. Elleri ve ayakları donmak üzere iken bir evin kapısını çalıyor ve oraya yığılıyor. Uyandığında evin reisi “telefon çok çaldı. Seni merak etmişlerdir. Bira ara istersen aileni” diyerek telefonu veriyor. Telefonda eşi tarafından bırakılmış 35 cevapsız arama ve 43 mesaj var.

Okuduğu mesajların bazıları şöyle:

“Neredesin emre… Emre cevap ver…Emre gerçekten sinirleniyorum… Emre, telefona neden cevap vermiyorsun? Senden nefret ediyorum… Bana konum gönder Emre… Emre beni hemen görüntülü ara… İş seyahati yalanıyla kim bilir neredesin şimdi? Ben bu kadar kötüyken bir cevap bile vermiyorsun. Boynun altında kalsın inşallah… Emre bana cevap ver yoksa annemi arayacağım… Yarın eve geldiğinde beni ve çocukları bulamayacaksın… Kim bilir hangi kadın yüzünden yuvamızı dağıttın. Seni hiçbir zaman affetmeyeceğim ve ahım senin üzerinde olacak her daim…Beni bir daha arama…”

Adam anlatıyor:

“Biliyor musunuz, bu ve diğer gelen mesajları okuduktan sonra keşke ölseydim, keşke ölseydim de  karım yazdıklarına pişman olsaydı ve vicdan azabı çekseydi diye düşündüm… İşin en acı tarafı da nedir biliyor musunuz? Eşimin bana gönderdiği mesajda ‘ İyi misin, sana ulaşamıyorum ve inşallah her şey  yolundadır. Sevgilim seni çok merak ediyorum lütfen beni merakta bırakma. Başına bir şey geldiğini düşünüyorum Emre. Polise haber vereceğim haberin olsun. Sevgilim lütfen cevap ver meraktan uyuyamıyorum. Emre, ben sabah uçağıyla Van’a geliyorum….” Şeklinde bir ibare veya hissiyatın olmamasıydı.

*

2014 verilerine göre; kocası tarafından öldürülen kadın sayısı 249 iken karısı tarafından öldürülen erkek sayısı 119’dur. Ama nedense kimse bu 119’u bilmez.

*

SON  SÖZ.

Yukarıdaki ifadeler bir kitaptan alınma. Kitabın adı “Erkeğe şiddete Hayır”. Yazanı da  Hasan Kocabey.  Av. Kocabey’e ulaştım ve kitaptan alıntı teklifime  olur  verdiği için bu paylaşımları yapablliyorum.

Özellikle her KADININ  mutlaka ve mutlaka OKUMASINI öneriyorum. Ve diyorum ki, bu kitabı okuyan kadınlar,  öncelikle aile birliğine büyük katkı verirler ve mahkemelerdeki şu boşanma davaları büyük oranda düşerek, toplumsal bir mutluluk yaşanır.

Okumak;  zenginliktir, sevgidir, hoşgörüdür, başarıya giden en önemli ve vazgeçilmez yoldur.