Hatırlayanınız vardır mutlaka bu iki adamı?

Vardır vardır!

Bir söylesem isimlerini.

Desem ki, “Nasıl bilirdiniz?” diye.

İçiniz cızlayacak.

Diyeceksiniz ki “Erken göçtüler” diye.

Bana göre de öyle.

İki Adam!

İkisi de adam.

Adam gibi adam.

*

Onlar, yaşamları boyunca hep sevgi dediler.

Dost dediler.

Arkadaş dediler.

Paylaşım dediler.

Yerel kültür dediler.

Sevgi dediler.

“Ah a benim evlatcum” dediler.

Böylece insan gibi insan olmanın erdemlerini ortaya koydular.

Ama!

Derken gün geldi.

Onlar da “an gelip” gitti!

*

Metin Sesli ve Alaattin Gelen çok erken ayrıldı aramızdan.

Veda ettiklerinde su gibi gençti her ikisi de!

Büyük umutları vardı yaşamdan.

İş kuracaklar.

Eleman çalıştıracaklar.

Ereğli’de yaşanmamışları yaşatacaklar.

Sosyal yaşamın dinamosu olacaklar.

Yerel kültür ve sanatı da tanıtacaklar.

Olmadı olamadı!

Üzüntüleri ve dertleri sağlıklarını bozdu.

*

Aradan yıllar geçtikten sonra niye bu iki ismi gündeme getirdim?

Birincisi, ikisi de çok iyi bir insandı.

İkisi de sanata ve kültüre hizmet etmek istiyordu.

Birbirlerinin kol kanadı olmuşlardı.

Alaattin veda etmeden önce “Telaşe yok”u besteledi.

Metin ise…

Bir gece aradı ve “Seninle başbaşa konuşmam lazım, anlatacaklarım var abi” dedi.

“Tamam! Senden haber bekliyorum. Her zaman senin dediğin yere gelirim” dedim ki, aradan bir hafta geçmeden göçüverdi bu dünyadan.

Alaattin gibi bir çok özel ortam da dostluklarını yaşadığım Metin’in bu dünyaya veda haberini yazdıran yakınlarından aldığımda, çok şeyler düşündüm.

“Keşke” dedim. “Keşke hemen geliyorum” deseydim.

Bilmem ne/neler anlatırdı?

*

İki insan.

İki adam.

Unutulmadılar.

Unutmuyorum da!