Yaşanan sel afetinin hem iklim değişikliği hem de insan kaynaklı meydana geldiğini söyleyen Vali Mustafa Tutulmaz, "bizden kaynaklı olan sebebi var. Bir de iklim değişikliğinden kaynaklanan sebep var. Genelde Devlet Su İşleri, hesaplamalarını yaparken 500 yılda su debilerinin en yüksek sınırını göz önünde bulundurarak tedbir alır veya en azından ölçüsü odur” dedi.

Zonguldak Valisi Mustafa Tutulmaz, Ereğli Kaymakamı Mehmet Yapıcı, AK Parti Zonguldak Milletvekilleri Muharrem Avcı, Ahmet Çolakoğlu, Saffet Bozkurt, Ereğli Belediye Başkanı Halil Posbıyık, Gülüç Belediye Başkanı Mustafa Gökhan Demirtaş, Ormanlı Belediye Başkanı Bayram Başol, Ereğli TSO Başkanı Arslan Keleş, AFAD temsilcileri, AK Parti Zonguldak İl Başkanı Mustafa Çağlayan, kamu kurum ve kuruluşlarının temsilcileri ile halk katılımı ile Gülüç Irmağı’nın sorunlarının görüşüldüğü toplantı gerçekleştirildi. Sağanak yağışlarda Gülüç ırmağının taşması sonucu Bölücek, Topçalı ve Hamzafakıhlı mahallelerindeki iş yerleri, tarım arazilerinin bir bölümü ve evler su altında kalmış, köprüler hasar görmüştü. Benzer durumların her yıl aşırışı yağışların ardından görülmesi; Devlet yetkililerini, yaşanan soruna ‘kalıcı çözüm’ bulmaya itti.

 

EN ÇOK ZARARI ZONGULDAK GÖRDÜ

Genel ve yerel idareciler, Bölücek Mahallesi’ndeki Günay Kıraathanesi’nde bir araya geldi. Yapılan toplantıda konuşan Vali Tutulmaz, “Batı Karadeniz başta olmak üzere bütün Karadeniz Bölgesi’nin 10 ilinde sel meydana geldi. Bu selde en fazla zarar gören il Zonguldak. Yani diğerlerinin tamamı kadar neredeyse Zonguldak'ta sel baskını veya su taşkını yaşandı” dedi.

 

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ YÜZÜNDEN…

Yaşanan su taşkınlarının iklim değişikliği ve insan kaynaklı meydana geldiğini de belirten Tutulmaz, “Sadece sel olarak algılamayalım; su taşkını şeklinde ortaya çıkan bir felaket yaşadık. Benzerini de geçen yıl yaşamıştık. Aynı şeyi yakın tarihte birlikte gördük. Bunun birçok sebebi var. Bizden kaynaklı olan sebebi var. Bir de iklim değişikliğinden kaynaklanan sebep var. Genelde Devlet Su İşleri, hesaplamalarını yaparken 500 yılda su debilerinin en yüksek sınırını göz önünde bulundurarak tedbir alır veya en azından ölçüsü odur. 500 yılda debilerde en yüksek nedir diye. Şimdi size şunun örneğini vereceğim, 500 yılda aynı debide, yani en yüksek debinin altında hiçbir yerde yağış meydana gelmedi. Hepsi debinin ya aynı oranda, en üstü kadar. Ya onun bir buçuk katı, iki buçuk katı hatta dört katı. Yani bugüne kadar yağan, derelerin sutaşıma gücünün dört katı fazla yağış aldık. Bazı bölgelerde, her bölgede değil.

EREĞLİ'DE METREKAREYE 236 KİLO YAĞIŞ DÜŞTÜ

Karadeniz Ereğli'de metrekareye 236 kilogram ile Beycuma'da ise 201 kilogramla en fazla olan yerlerdi.Yani bunun ölçüsünü şöyle tarif edeyim:Eğer yağan yağmur hiç akmasa, yağdığı gibi kalsa buz gibi236 santim yağış var demektir. İlimizin, dağında, taşında, ovasında, tarlasında aklınıza gelen her yerde bu kadar yağış var demektir. Yağışlar yer altına çekilen, çekilmeyen var. Bunlar tamamı derelere yöneldi. Her dere taştı. Yani Ereğli'de de böyle, Devrek'te de böyle, Çaycuma'da, Gökçebey'de her bölgede Kozlu'da bütün dereler taştı. İklim değişikliğiyle ilgili bölümü budur” diye konuştu.

 

İNSAN YÜZÜNDEN…

Yaşanan olumsuzlukların insan kaynaklı nedenlerinin de olduğunu öne ileri süren Vali Tutulmaz, şu sözlerle konuştu: “Ama bizlerle ilgili bölümde var, O nedir? İşte dere yataklarına daha fazla girilmesi. Derenin yıllar boyu oluşturduğu aslında bir alan var. Şimdi bu alanlara bir yerden giriş yapıldığı zaman o ağır ağır geriye doğru beslemeye başlıyor ve bir yerlerden de suyun gücüne erişilemediği için su tamamen kendi yolunu buluyor. Ne yapıyor? Yap tarla tarlalara gidiyor. Ya bahçelere gidiyor. Ya işte evlere gidiyor. Üzerimize düşeni, devlet olarak, vatandaşlarımız olarak sizler kamu kurumları belediyeler başta olmak üzere hepimiz üzerimize düşeni bir yönünden tutmamız gerekiyor. Tamamen bir kurumun üzerine meseleyi yıkarak çözülemeyeceğini de burada söylemek istiyorum. Çünkü bu daha önce değişik zamanlarda konuşulan hususlar, aslında iki defa konuşulan hususta değil. Burayı ilk defa basmadı. Önceden de benzer hususlar var ve konuşulmuş. Ama bu bugüne kadar hep genelde işte Devlet Su İşleri yapsın, belediye yapsın, yan kurum yapsın, o yapsın, bu yapsınlara gelmiş.

"SORUMLULUK PAYLAŞIMINA İHTİYAÇ VAR"

Ama sorumluluğumuzu genel olarak paylaşmamışız. Bizim şu anda bir sorumluluk paylaşımına ihtiyacımız var. Bu sorumluluk paylaşımını yerine getiremezsek verim alamayız. Herhangi bir kurumun tek başına bu derelerin ıslahını yapıp çıkması kısa vadede mümkün değil. Uzun vadede mümkün olabilir ama o zamana kadar yağışın tekrar yağmayacağının bir garantisini de veremiyoruz. O zaman hepimize sorumluluk düşüyor. Bu sorumluluğu da birlikte el ele vererek yerine getirirsek sonuç da başarılı oluruz.”

 

MAKİNELER ÇALIŞACAK

Devlet Su İşleri 23. Bölge Müdürü Yasin Devrim ise “Gülüç Deresi’nin drenaj alanı altı 190 kilometre kare. Saniyede 1440 metreküp su geçiyor. Bu son 8 ve 9 Temmuz tarihinde bizim hesaplamalarımıza göre 200 kilogramın üzerinde bir yağış gerçekleşti. Cumartesi ve pazar olmak üzere Ereğli ilçemizde bugün bu deremizden yaklaşık 200 milyon metreküplük bir su Karadeniz'e aktı” bilgisini aktardı.

KIZILCAPINAR BARAJI BOŞALTILACAK

Kızılcapınar Barajı’nın tamamı ile boşalabilmesi için 20 günlük bir zamana ihtiyaç duyduğunun altını çizen Devrim, “Kızılcapınar Barajı, 1 milyon 200 bin metreküp su boşaltabiliyor günlük olarak. Toplam aktif hacmi 24 milyon metreküp olduğunu düşünürsek bu barajın boşalması için yirmi günlük bir süreye ihtiyacımız var. Su girmeden. Yani yağmur damlası Kızılcapınar Barajı'nın olduğu yere damlamadan bizim barajımızı boşaltmamız için yirmi günlük bir vakte ihtiyacımız var” diye konuştu.

 

GÜLÜÇ IRMAĞI İKİ YANA GENİŞLETİLECEK

İki aşamalı projeyi anlatarak dere yatağının iki yana genişletileceğini söyleyen Devrim, ırmak kenarına dikilen fındık dahil tüm ağaçların kesilmesini istedi. Devrim şu sözlerle konuştu: “Bizim mevcut projemiz 110 metre genişliğinde. Biz bu acıları bir daha yaşamak istemiyoruz. Burada hemşerilerimizden, sizlerden işte herkesten, belediyemizden, kaymakamlıklarımızdan, Devlet Su İşleri olarak kısa, orta ve uzun vadeli bizim yapacaklarımız var. İlk başta yatak kapasitesini artırma maksatlı çalışmalara girmek istiyoruz. Burada işte kendi kadastro sınırında tapulu yerinde olmayıp da orayı eken, biçen hemşerimiz varsa.. Biz kendi kadastro sınırlarımızı bugün aldık. Kadastrodan bunların kazıklarını çakacağız. On gün, on beş gün içerisinde makineli çalışmalarımızla gireceğiz. Bu süre zarfı içerisinde söğüdünü diken, kavağı diken veyahut da işgali olan ceviz diken, fındığı diken kim varsa bunu bir an önce kesmesini istiyoruz. Biz dere yatağının kadastro yol genişliğinde ilk kısa vadede bunu yapmak istiyoruz. Birinci önceliğimiz bu. İkinci önceliğimiz ise işgallerin sonlandırılmasıdır.”

 

EN SIKINTILI BÖLGE ORASI

Söz alan Topçalı Mahallesi Muhtarı Hasan Aksoy da, ırmak boyunca daralmanın olduğu bir bölge olduğunu belirterek Vali Mustafa Tutulmaz’a soru sordu. Aksoy, şu ifadeleri kullandı:

“Sayın valim, yani 30 metre bir taraftan, 30 metre bir taraftan burası alınacak. Yani resmiyete göre. İşte şu anki ideali o ama 30 metre almayıp da şu an bizi 15’şer metre alsak bu işi kurtarabiliriz herhalde değil mi? Yağış rejimine kadar kurtarabilme ihtimalimiz var. Sayın valim, tamam dere yataklarını genişlettik on beşer metre. Bizim ileride ‘S’ dediğimiz bir bölüm var. Yani Topçalı’nın bitişinde tam Kaya bölgesi dediğimiz bir bölüm var. Bir tarafında Oğuzlar Metal, Erba Metal, bu tarafta da.. O boğazda bir daralma yapıyor Sayın Valim. En sıkıntılı bölge orası sayın valim. Önceden oralar düz araziydi. Yol veriyordu. En azından o arazileri sadece bozuyordu. Onun dışında işte o bölge daraldığı için o fabrikalar doldu haliyle. Boğazlar aldı. Boğazları alınca ne yapıyor? Su Suyun gelişiyle gidişi daraldığı için en belirgin sıkıntılı bölge bizim orası sayın valim. Hani orada nasıl bir çalışma yapacaksın? Çünkü her iki tarafı da fabrika onun. En sıkıntılı bölge orası. Biz vatandaşlara bir toplantı yapacağız. Sizden aldığımız bilgileri aktaracağız. Ki bunların belki yüzde yetmişi, yüzde sekseni bu işi okey. İnsanlar 15 metreye sesini çıkarmıyor. Tabii arada bir iki tane pürüz çıkacak. Ha bunları nasıl aşacağız? Onları biz bilmiyoruz.”

Bunu üzerine konuşan Vali Tutulmaz, “tedbir ne gerekiyorsa alınacak. Yani bunu tekrar yaşamak istemiyoruz. Yani tedbir ne gerekiyorsa, yıkılması gereken yer varsa yıkılacak. Açılması gereken yer varsa açılacak. Çözeceğiz. Hep beraber çözeceğiz. El ele vereceğiz. Çözeceğiz” yanıtını verdi.

"AL GÜLÜM VER GÜLÜM" "AL GÜLÜM VER GÜLÜM"

BABASINI SELDE KAYBEDEN VATANDAŞTAN ÖNERİ…

Babasını, yıllar önce aynı bölgede meydana gelen selde kaybeden Recep Gültekin’de söz alarak yaptığı konuşmada, bazı sanayi kuruluşlarından kaynaklı çevre kirliliği yaşandığını öne sürerek şunları söyledi:

"Fakat bence adımlar çok bilinçli ve profesyonel atılmalı. Sürekli yaşıyoruz, yaşayacağız.  Erdemir'in çıkışındaki o hepimiz izah ediyoruz.. Yani iki metrelik gerektiği zaman yükseltilip alçaltılabilecek mekanik bir sistemle biz bunu set öncesinde aşağı düşürürsek..birçok sanayicimiz bile bu işten zarar gördü. Onlar da kurtulacaklar. Halk olarak biz de kurtulacağız. Yani akıllı ve kontrollü çözüm üretmek gerekir. Ama en önemlisi bence kontrollü bir sel bölge afet ekibi gibi bir ekip oluşturulup çok bilinçli, deneyimli bu sel bu sel anında baraj yönetimlerinin gerçekten ciddi bir ekibe teslim edilmesini istiyoruz.”

 

VATANDAŞLARDAN ERDEMİR'E İŞÇİ ALIIM TEPKİSİ

Vatandaşların bir kısmı; Erdemir'in işe alımlarda bölge insanı yerine çevre illerden alım yaptığını, buna karşın ise Gülüç Irmağı’nın taşmasında parmağı olduğunu iddia etti. Serzenişler karşısında ise Vali Mustafa Tutulmaz, işe alım meselesinin şuanın konusu olmadığını söyleri. Milletvekili Ahmet Çolakoğlu da, Erdemir'de işe alım konusunu, diğer milletvekilleri ile bir araya gelip konuşacaklarını ifade etti.

WhatsApp Image 2023-07-17 at 18.46.17

361581521_599824965526337_8846045484970294409_n

361107700_599824715526362_3899096799357000947_n