Ah bu kar,kar!
Hem nostalji yaşatır insana,
hemde sil baştan yaptırır.
Bende  de öyle oldu.
Çoook geriye gitmedim aslında.
On yıl öncesinde durdum.
Eğer gazetecilik "usta-çırak ilişkisi" ile meslek oluyorsa ,benim ustam Sina Çıladır"a gitti aklım.
O"da  akşamları geç saatlere kadar okur,yazar,
Bu  yüzden sabahları geç kalkardı.
Kar yağdığında  bünyesini korumak adına gazeteye gelmezdi.
O zaman gazete bana kalır:haberleritoplar,ham haliyle haber yapar sonra çantama koyar O"nun evine yol alırdım.
"Haberlerin üzerinde bir iki ufak düzeltme yapar,saçlarımı okşar kocaman bir "Aferin" ile beni gazeteye uğurlardı..
Bazen karda kayar düşer,haberlerim ortalığa saçılırdı.
"Ol"mak,başarmak adına aklımda kalan bir minik hatıra parçaları.
.............
Başucuma koyduğum anılarıma bakıyorum
On yıl önce Ereğli Sevgi Barış Dostluk festivaline gitmiştim.
Uzun süre göremediğim Sina Çıladır"ı ziyaret etmiştim.
Ardımdan birlikteyken çalıştığımız Ereğli demokrat gazetesinde,köşesinde benim için şunları yazmıştı:
"Bu festival, benim için, hoş bir sürprize de tanıklık etti: Demokrat’ın ilk kadrosundan Melek Yüksel Köselerden, eşi ve kızı ile birlikte gazetede beni ziyaret etti. Nasıl sevindim…
Melek, sadece Demokrat için değil, yerel basın için de bir ilktir.. 
Melek’ten önce, gençkızların muhabirlik yapabileceği düşünülemezdi bile. 
Melek, bu önyargıyı arslanlar gibi yıktıydı.
 Kalemi de çok güzeldi. 
Sonra onu bir gün ansızın gelin ettiydik İstanbul’a.. 
O gün bugündür İstanbullu Melek...
 Kartal Maltepe’li..
 Minicikken gördüğüm kızı büyümüş, serpilmiş, modern bir gençkız olmuş..
 Eşi Tayfun kardeşim, hiç değişmemiş, güleryüzlü sevecen…
Melek Maltepe’de bir yerel gazeteyi  yönetiyor şimdi.. 
Şuradan buradan lafladık. Zamanın elverdiği ölçüde meslekten konuştuk.. Uzunca bir aradan sonra mesleğe dönmenin güçlüklerinden sözettik… 
Gelişmesine katkıda bulunmuş bir ağbisi olarak ideolojik açıdan daha berrak, daha az flu bir kalem olmasını istedim ondan… 
Aydın olmanın soyut anlamda çok şey ifade etmediğini, manevi üretimde bulunan herkesin aydın sayılacağını, örneğin Fethullah Hoca’nın da aydın olduğunu; esas önemli olanın, 
Türkiye’nin bağımsızlığı ve emekçi halkın esenliği doğrultusunda mücadele eden bir aydın kimliği kazanmak olduğunu söyledim…
Gözüm üzerinde! Bakalım..
(11.7.2006.Ereğli Demokrat gazetesi)
***
Evet...
On yıl önce beni böyle özetlemiş Sina ağabey.!
O günlerden bugünlere evrildim,çevrildim.
Sonunda Katılımcı Maltepe gazetesinin sahibi oldum.
Yazmak tutkumu-gazetecilik tutkumu  ölümsüzleştirmek adına.
Emek boyutunda en azından kendim kalem işçiliği mücadelemi sürdürüyorum.
--
Çok kara kışlar gördüm ben yine de pes etmedim 
---
Yıl 2016.
1980 ekim in de başlayan kalem işçiliğim,.
Devam ediyoruz anlaşılan.
Kalbimiz çarptıkça.
Beynimiz üretmeğe izin verdikçe.
Kalemimiz tükenmedikçe.
İyi yıllar.