Kdz. Ereğli Eski Devlet Hastanesi’nin binaları ve arazisinin 2015 yılında Bülent Ecevit Üniversitesi’ne (BEÜ) devir edilmesi ile gelişmenin ilçede ne kadar büyük heyecanla karşılandığını anlatmaya gerek yok.
Tersaneler ile Kandilli’deki Hema ocağının kapatılması, Erdemir’e bağlı çalışan tüccarların 500’den 15’e düşmesi ile başlayan moral bozukluğunu yeniden kazandıran bu gelişmenin üzerinden tam tamına üç yıl geçti.
Geride kalan üç yıl içinde, sadece eski hastanenin binaları yıkıldı.
Başka?
Yok!
Yapıldı, yapılıyor, yapılacak ile diye diye geride kalan yıllar “Geçip !” giderken 17 Mart 2018’de CHP ilçe Başkanı Sertan Ocakçı’nın yaptığı açıklama gündeme bomba gibi düştü. Ocakçı, bu alanın askeriyeye devir edildiğini öne sürdüğü açıklamasının ardından AK Parti Milletvekili Faruk Çaturoğlu ile AK Parti  ilçe Başkanı Fatih Çakır, bu iddiayı “külliyen yalan” olarak değerlendirdiler.
İçimize kurt düşse de “oh!” dedik.
Mart ve Nisan arada bir ay var. Ocakçı’nın bu açıklamasının ardından tam 30 gün sonra; Genel kurmay Başkanlığı’nın 17 Nisan 2018 tarihli “Askeri Güvenlik Bölgeleri” yazısını  ortaya çıktı.  Genelkurmay, Deniz Kuvvetleri, Kuzey Deniz Saha ve Karadeniz Bölge Komutanlığı’nın kararını Gazeteniz Ereğli Önder yayımladı.
Karadeniz Bölge Komutanlığı’nın 25 Nisan 2018 tarihinde Kdz. Ereğli Tapu Sicil Müdürlüğü ile Kdz. Ereğli Belediye Başkanlığı’na gönderilen Genelkurmay Başkanlığının yazısı ile Kırmacı ile Süleymanlar Mahallesi’ndeki  parsellere “Askeri Güvenlik Bölgesi” şerhinin konulduğu  bildirildi.
Bu gelişme üzerine “Gözün aydın Ereğli bir umudun daha söndü.” Demekten başka elden ne gelir?
 
Bu haberi yayımlarken, kamuoyunu doğru bilgilendirmesi amacıyla CHP ilçe Başkanı Sertan Ocakçı, AK Parti ilçe Başkanı Fatih Çakır ve AK Parti Milletvekili Faruk Çaturoğlu’nun bir ay önce yaptıkları açıklamaları da haberin devamına koyduk.
İyi de yaptık!
 
Haberin ardından Milletvekili Çaturoğlu telefonla aradı ve 10 dakika 18 saniye bu kararı konuştuk. Çaturoğlu, bölgenin “Yasak bölge” olarak değil, “Güvenlik bölgesine” alındığının altını çizerken, “Genelkurmay Başkanlığı’ndan iznimizi alır ve yine kampüsümüzü yaparız” dedi.
İyi hoş!
Nasıl olacak peki?
Bekleyip göreceğiz tabi ki.
 
Çaturoğlu, “Bu işi kaşıyorlar. Herhalde yapılmasını istemeyenler var galiba” da dedi bana.
İnanılmaz bir iddia olduğunu ifade ettim kendisine.
Ve devamında; “Ereğli’de bir tek kişi çıkmaz  kampüsün  yapılmasını istemez” dedim.
Size göre böyle bir iddianın doğruluk payı var mı?
 
Aynı konuda Çaturoğlu gibi deneyimli siyasetçinin, kamuoyu baskısını saygı ile karşılaması gerektiğini düşünenlerdenim.
Kampüs olayı 3 yılı yedi.
Ortada ne fol var ne de yumurta.
Tabi ki, başta basın, siyasi partiler, sivil toplum ve meslek örgütleri bu konuda sürekli eleştiriler yapmalı ki, konu unutulmasın ve hızlandırılarak çözüm noktasına taşınsın.
Kim çözecek?
Elbette ki, iktidarın temsilcileri.
Yani, belediye, meclis üyeleri, parti örgütü, milletvekili ve üst düzey yönetenler.
Eleştirilere kızmamak gerek.
Ve hatta, işi sulandıracak sözlerden de kaçınmak gerek ki, odak noktamız olan “ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” da buluşabilelim.
 
Şimdi sonuç olarak, “Genelkurmay Başkanlığı’ndan izin alır ve yaparız” sözü ne kadar inandırıcıdır?
İnanan inanır, inanmayan inanmaz da, geride kalan 3 yıla rağmen ortada kampüs yok.
Ki, ortada sadece protokol var. Bu alanın BEÜ’ye devir edildiğine dönük tapuda da bir şerh olmadığı da iddia ediliyor.
Neler oluyor?
Ve soru sorma hakkımızı kullanarak “işletiyor muyuz?”  diyorum.
 
ÖNEMLİ BİR NOT: Eski Hastane binalarının yıkılmaması gerektiğini ısrarla söylediğini açıklayan AK Parti eski Milletvekili Prof. Dr. Ercan Candan’dan açıklama yapmasını isteyen benim. Ercan Bey, milletvekili adaylarının belirlendiği süreç içinde polemik olabileceği endişesini de ifade etti. Ancak, “kamuoyunun bilmesi gerekmez mi?” ısrarım üzerine, konuyla ilgili iki paragraflık kendi sosyal medya hesabından açıklama yaptı. Bu durumun da özellikle bilinmesini isterim.