Sabah sabah dilime takıldı. Fuzuli’nin ünlü Şikâyetnamesi. İlle de giriş tümcesi: “Selam verdim rüşvet değildir deyu almadılar…” Divan şiirimizin çok sevdiğim şairlerinden biridir Fuzuli de birbirinden güzel onca şiiri beyiti dururken neden Şikayetname? Nedeni var elbet. Bayramları İstanbul’da karşılama durumunda kalan yurttaşlardan biriyseniz iki alternatiften birini seçeceksiniz. Ya uzun tatil boyu paşa paşa evde oturup kendinizi oyalayacak bir şeyler bulacaksınız ya da “canım herkes İstanbul dışında kent bize kaldı bir güzel gezeriz” deyip kendinizi sokaklara atacaksınız. İşte o ikinci tercihiniz sizi doğduğunuza pişman eder. Otobüse, vapura, adalara giden motorlara binebilmek için amansız bir itiş kakış içinden geçmeniz gerekir. “Nerden çıktı bu kalabalık” diyene kadar zaten akşamı edersiniz. Çünkü bayramlarda otobüsler, motorlar, tramvaylar, vapurlar bedavadır. Bizler de bedavacılığı çok severiz. İktidarların bayram rüşvetlerine bayılırız. Hele de seçim rüşvetlerine. Peki Fuzuli’yi de kızdıran bu rüşvet seviciliği nerden geliyor? Osmanlı’dan günümüze dek süren, üzerimize sinen çirkin bir alışkanlık.

Oysa geçmişimizden gelen nice insani değerleri özümsemekte, sahip çıkmakta aynı ısrarı, özeni göstermiyoruz. “Dürüst olmak başka, hakkını yememek, paylaşıcı olmak, yoksullara yardım etmek,…” uzar giden bu yitirilen değerler. Dünya değişiyor diyor kimileri. Değişen dünya değil insanlar. Giderek daha da gaddarlaşan ana mal düzeni, insan yaratıcılığını, emeği paspas eden vahşi sermaye piyasası… Hem günümüzde devletlere devletlerin rüşvet verdiği ortadayken insanların ilkelerini yitirmelerine neden takmalı ki.

Söz bedavadan açılmışken medyamızı da atlamamak zorundayız. Bedrettin Dalan İstanbul Belediye Başkanıdır (1984-1989 ). Dalan gazete sahiplerine İkitelli’de “bedava” arsa vereceğini buna karşılık Babıali’yi bırakmalarını önerir. Bedava sirke baldan tatlıdır. Babıali İkitelli'ye taşınır. Böylelikle de basınımızın çöküşü başlar. Medya günümüzdeki konumuna ışınlanır. Muhabirlik biter, sektörde işsiz gazeteci sayısı 10 binleri aşar. Meslek dayanışması yerle bir edilir. Söze rüşvetten, havadan para kazanma hayallerinden başlayarak girdik. Dönüp geriye göz atıyorum insanımızda değişen pek bir şey yok. Zamana ayak uyduramayan, yeniçeri adımıyla bir ileri iki geri giden bir toplum olduk. Orhan Veli de toplumumuzun encamını önceden görenlerdir. Gelin o güzel şiiri bir kez daha paylaşalım.

BEDAVA
Bedava yaşıyoruz, bedava;
Hava bedava, bulut bedava;
Dere tepe bedava;
Yağmur çamur bedava;
Otomobillerin dışı,
Sinemaların kapısı,
Camekanlar bedava;
Peynir ekmek değil ama
Acı su bedava;
Kelle fiyatına hürriyet,
Esirlik bedava;
Bedava yaşıyoruz, bedava.