Büyük Birlik Partisi Karadeniz Ereğli İlçe Başkanı Turabi Çelik, önceki kaymakam İsmail Çorumluoğlu’na yönelttiği “yalancı” suçlamasını okuyunca şok oldum.

Bir siyasetçi eski de olsa kaymakamı doğruları söylememekle suçluyor ise bu söz öyle gündemin yoğunluğu arasında unutulup ya da unutturulup gitmemeli.

Bir tarafta iktidarın direkt ya da endirekt de destekçisi olan Büyük Birlik Partisi var, diğer yanda da iktidarın değil devletin görevlisi kaymakam var.

İddia korkunç.

Ne diyor Turabı Çelik?

“Çalışmalarına gönülden katıldığım Karadeniz Ereğli Geleceğine Sahip Çıkıyor Platformu ile birlikte Zonguldak’a, Bülent Ecevit Üniversitesi’nin rektörü ile görüşmeye gittik. Rektör bize yeni fakülteler konusunda hiçbir söz vermedi; ama Ereğli’ye dönüşümüzde Ereğli Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu basına yalan konuştu. Sanki biz gittik; fakülteyi aldık, geldik. Öyle bir şey yok. Umut tacirliği yaptı. Buraya ne fakülteler yapılır ne de yeni bir ürün verilir. Üniversite konusu hayalden öte bir şey değil. Seçim bitti; vaatler de gelip geçti. Yeni seçim dönemine giriyoruz. Bugün Ereğli’nin Hükûmet Konağı da yok, Emniyet Müdürlüğü binası da yok. O yok, bu yok… Ereğli’ye ne verildi? Hayalden başka Ereğli’ye ne verdiler?”

Yani, Rektör Mustafa Çufalı Ereğli heyetine fakülte sözü vermemiş.

Kaymakam da bu toplantıda rektörün “fakülteyi aldık geldik” diye umut tacirliği yapmış.

Bu sözler tarihtir.

Bu iddia boşta kalmaz, bırakılamaz.

Çorumluoğlu mutlaka konuşmalı.

Bu iddianın diğer tarafı olarak kamuoyunu bilgilendirmeli.

*

Konu çok ciddi.

Devletin kaymakamını “yalancılıkla” suçlayan siyasetçi, ancak kaymakam görevden alınıp gönderildikten sonra konuştu.

Aklıma ilk gelen, kaymakamın gönderilmesinde dahli olanlardan biri midir Turabi Çelik?

Bilemem.

Bildiğim gördüğüm ve değerlendirdiğim şudur:

Kaymakamın kamuoyunu aldatması ve de bu olayı bilen BBP ilçe Başkanı Çelik’in bu ayıbı saklaması.

Neden o dönemde konuşmadı BBP ilçe Başkanı?

Konuşmalıydı.

Ereğli’yi aldatan, haklarının çiğneyen ya da çiğnenmesine seyirci kalan siyasetçiler, meslek örgütlerinin başkan ve yöneticileri, kamu görevlileri, milletvekilleri ya da başkalarının yaptıkları yanlarına kâr kalmamalı.

Ereğli treni gitmiyor.

Yürümüyor.

Hizmet alan değil, hizmetleri çalınan bir kent olma kaderini değiştiremiyor.

Biliyorsunuz Ereğli’nin suyunu bile çalmadılar mı?

Ne oldu?

Giden gitti.

Halen daha gidiyor işte.