Her yaz ayında iki ayda bir okur sayaçları doğalgazcılar.

Sebep tabi ki tüketimin azalması.

Yazın mutfak ve banyo dışında harcama yok ki.

Geçen yaz aylık 20-25 lira civarında gelen faturalar bu yıl ne oldu?

Tahmin edin.

Bakmadınız ise faturaya bir bakın ve enflasyonun nereye zıpladığını iyi görün.

Rakamlar yüzde yüz.

Hey yavrum hey.

*

Elektrik farklı mı?

Veya bir başka tüketim maddesi.

Zamlar hep tavan yapıyor.

Bizde öyle bir ticaret hukuku var ki, hep fırsatçıları besliyor.

Bakar mısınız ülke yanıyor, yangın eldiveni satanlar rakamları ikiye üçe dördü zıplatıyor.

Yangınlar nedeniyle bal ve peynir fiyatlarına bir bakın yakında.

Tahmin etmek güç.

İnanmak ise zaten güç.

*

Ahlaksızlığın prim yaptığı bir düzenin ortasında kalanlar kime ve nereye tutunsun da hakkını arasın?

Var mı bir çaresi?

Hah işte şu şekilde ben hakkımı arar ve bulurum dediğiniz neresi var?

Ve ne kadar inanılır?

Hatta güvenilir?

*

Corona belası çıkmadan önce 5-6 liraya (50 adedi) satın alınan plastik eldivenler kaça çıkmıştı?

Şaşırmıştık!

“Olamaz!” desek de olmuştu.

Fırsat bu fırsat, dayan zamları.

Dayandılar!

Hem de topluca!

*

Nereye tutunsak elimiz yanıyor.

Yetmiyor, cebimiz yüreğimiz yanıyor.

Yandıkça yanıyoruz.

Üzüldükçe de üzülüyoruz.

Vatandaş olarak çaresizliğin koynunda bir ışık arıyor ama bulamıyoruz.

Yok!

Demokrasiyi katletmekte işbirliği yapmış olanların kucağına düşmüş ve çaresizlikten debelendikçe daha çok batıyoruz.

Gelen vuruyor giden vuruyor.

Köşeye sıkıştırılmış kedi gibiyiz.