Erhal Koltuk’u Zonguldak’ta tanımayan yoktur. Kendisi İyi bir eğitmen iyi bir İngilizce hocasıdır. Türkiye Taşkömürleri Kurumu Eğitim Daire Başkanlığında yıllardır çalışanlara İngilizce dersi veriyor.

Erhal Koltuk bu sıralarda başka bir ders daha vermeye başladı.

Dersin konusu “ Sobanın Borusu” değil. Koltuk’un birebir başından geçen olaylar.

Aslında Erhal Hoca’nın sosyal medyada paylaştığı ve noktasına virgülüne dokunmadan aşağıda yayınladığımız yazı tam bir ders niteliğinde

Yani  “ What happened to the dog?  Türkçe si ise  “Köpeğe ne oldu?

Erhal Hocanın ‘Belki okumaya değer ‘  diye Sosyal Medyada paylaştığı yazıyı  bende sizler ile paylaşıyorum.

 

 

BELKİ OKUMAYA DEĞER...

 

“Tarih 6 Temmuz, bu yıl... Fener mahallesinde gezinirken bir köpeğin saldırısına uğradım, dizkapağımın hemen altında derin yaralar açıldı. Derhal Atatürk Devlet Hastanesine gittim, oradan Tıp Fakültesi Hastanesine gönderildim. Gerekli tedavi yapılıp, kuduz aşısı takibine başlandı. Fakülte hastanesinde doktor, köpeğin gözetim altına alınması gerektiğini söyledi. Buraya kadar okuduktan sonra 'Nolmuş yani' diyebilirsiniz. Komedi zaten bundan sonra... Bunun üzerine Zonguldak Belediyesi Zabıtasını arayıp durumu bildirdim (Biir). Bana 188 'i aramam gerektiği söylediler. Aradım, tam üç gün aradım, Dördüncü gün telefonuma yanıt verildi ve bana kendilerinin temizlik işiyle ilgilendiklerini söyleyerek başka bir numara verdiler(ikiii). Verilen numarayı aradım karşıma özel idare çıktı ve kendilerinin konuyla ilgilerinin olmadığını söyleyerek Belediyeyi aramam gerektiğini söylediler (üüüççç). Belediyeyi aradım Başkan ile görüşmek istediğimi söyledim, Başkanın sekreteri Başkan yerinde yok, siz Erhan Darende'yi arayın dedi (dööörrrrt). Tekrar Belediye santralinden Darende'i istedim karşıma çıkan bayan yerinde olmadığını söyledi. Her defasında yaptığım açıklamayı tekrar yaptım. Geldiğinde durumu ileteceğini söyledi.... Aradan birkaç gün daha geçti. Tekrar Darende'yi aradım, telefona çıkan bayan kendisinin yerinde olmadığını, benim Başkan yardımcısı Hikmet Beyle görüşmem gerektiğini söyledi (Beeeeşşşş). Söylenen numarayı aradım, Karşıma Sayın Başkan Yardımcısı çıktı, kendisine yaşananları tek tek anlatarak bu nasıl iştir bir yetkiliye, ilgiliye bir haftadır ulaşamıyorum, sağlığım söz konusu diyoruuuuum ve aldığım yanıt; 'Ulaştınız ya'. İşte film orada kopuyor, açıyorum ağzımı, yumuyorum gözümü... Olayın ne olduğunu kavrayamayan şahıs bana soruyor (gönlümü alacak, sinirlerimi rahatlatacak ya) 'Sizi kim ısırdı ?' Ben tabi yanıtlıyorum; B...n ! Film tekrar kopuyor. Zat-ı Muhterem hemen Veterineri gönderip köpeği aldıracağını söylüyor, hatlar gergin vaziyette telefonu kapattım. Haaa siz şimdi köpeğin ne olduğunu merak ediyorsunuz (Bu arada ben aşılarımı oldum, risk yok) ; köpek henüz alınabilmiş değil ve benden sonra bir başka kişiye daha saldırdı, onun akıbetinden haberim yok. KÖPEKLERDEN ARINDIRLMIŞ BİR FENER DİLEKLERİMLE...”