TED Kdz. Ereğli koleji kültür ofisi bu ay ‘’ Bir masal, Bir şiir ‘’ adlı etkinlik ile Ereğli kültür takipçilerinin karşısına çıkıyor.
23 Şubat Salı günü saat 19.00’ da düzenlenecek etkinliğe Şair, Minyatür sanatçısı ve Masal anlatıcısı Ruhi Konak katılmakta.

Bu ilginç etkinlik için açıklama yapan TEDKdz.Ereğli Koleji Temel Eğitim Okulu Müdiresi Devrim KÖKTUĞ;
“Sanatçımız Ruhi Konak’ın katılacağı etkinliğe esasen ‘’ Müzikli masal ve şiir anlatımı’’ diyebiliriz. Okulumuz bu tip farklı etkinleri belli aralıklarla düzenlemekte. Sanatın ve kültürün öğrencilere olduğu kadar velilerimize ve tabi ki Ereğli toplumuna sunmak bizim görevlerimizden biri.

Kastamonu Üniversitesi güzel sanatlar bölümü dekan yardımcısı olan Ruhi konak aynı zamanda Uluslararası alanda minyatür sanatçısı olarak tanınmakta. Bu etkinliğimize kendine özgü yorumu ile Masal anlatımı ve son çıkarttığı ‘’ Gülün kalbi yok’’ adlı kitabı ile katılacak olan sanatçı. Bize ilginç ve farklı bir sunu hazırladı. Velilerimiz olduğu kadar Ereğli’den sanatseverleri de bekliyoruz.” dedi.
TED Koleji Kültür Ofisi ise; Bu dikkat çekici etkinliği  ‘’Binlerce yıl öncenin hislerini günümüze çizgileriyle taşıyan Ruhi Konak, adeta modern zamanların ‘’eski duygular’’ ile donatılmış ‘’yeni yüzünü’’ oluşturmakta’’  diyerek tanımlamakta.

Kültür Ofisi, "Etkinlik, katılımcıları bilmediği parçalar ile kuşatacak olan şair, minyatür sanatçısı ve masal anlatıcısı Ruhi Konak'ın şiirlerini ve masallarını konu etmektedir. 
Bu edebi macera, onun için başta bir oyun gibidir. Bir heves olarak başlar, sonrası bir göreve dönüşür ve ağızdan ağza dolaşan masalları ‘’kendi anlatı kültürüne’’ kazandırır. 
Kastamonu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan yardımcısı olarak görev yapan sanatçı, kendi iç yaşamının imgelerini bizim uzak geçmişi görme isteğimize kapı aralayacak bir içerikle sunmak niyetindedir.
O sunumlarını, gıcırtıyla açılan kapının ardında olanları merak eden yönümüze ışık tutacak gizemli bir girişle başlatmak için yola çıkmıştır:

Tavan arasındaki eski sandığın içindekileri, bir an önce gösterme dürtüsüyle ilerletmekte ve gösterisini adeta eski dönemlerin ocak başı anlatıcısı tadında gerçekleştirmek istemektedir. 
Bildiğimiz gibi, akşamları ocağın başında, gezginin anlatılarını, kocaman açılmış gözleriyle dinleyen sadece çocuklar değil aynı zamanda yetişkinlerdi.