Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Derneği’nin davetlisi olarak Kdz. Ereğli’ye gelen “Tiyatro Tatava”nın sahneye koyduğu “Cadı Kazanı” dakikalarca ayakta alkışlandı. Kdz. Ereğli Lisesi Mezunu Erarslan Sağlam’ın kurduğu Tiyatro Tatava’nın oyuncu kadrosunun ortaya koyduğu performans,  oyun sonrasında tiyatro severlerin dakikalarca ve yükselen alkışlarıyla ödüllendirildi.

Oyun sonrasında Tatava Tiyatro’nun Kurucusu ve yönetmeni Erarslan Sağlam başta olmak üzere tüm oyunculara çiçek vererek teşekkür eden Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Başkanı Cihangir Amca ve iki numaraları başkanı Naile Bingöl de mutluluklarını sanatçılara sarılarak paylaştılar.

“SİZ BÖYLE OYUNU KAÇ KEZ İZLEDİNİZ?”

Oyunun coşkusunu üzerinden atamayan Cihangir Amca  yaptığı kısa konuşmada;  “Oyunun kalitesi, performansın güzelliği, bunlar değil söylemek istediğim şey. Çünkü hepimiz aynı fikirdeyiz ben bunu görüyorum, şuanda hissediyorum. Tiyatrodan tat almak diye bir şey sormak istiyorum siz böyle güzel seyirciyi kaç yerde gördünüz?  Bir kısmınız bizi kıramadığınız için geldiniz biliyorum, bir kısmınız bize destek olmak için geldiniz biliyorum, bir kısmınız Ereğli’de büyümüş Ereğlili buranın insanı için geldiniz biliyorum. Hepimiz farklı sebeplerden geldik belki ama siz böyle kaliteli oyunu son zamanlarda kaç kez izlediniz? Kendi aramızda bir söz vermiştik size şu sahneye çıktığımızda karşınıza kesinlikle kötü bir oyun gelmeyeceğiz diye, kötü insanları da bu sahneye çıkartmayacağız, sözümüz de durmaya devam edeceğiz, siz bize güvendiğiniz sürece..  Arkadaşıma, dostuma, yol arkadaşıma, hocama çok teşekkür ederim.” Dedi.

“ÇOK ETKİLEYİCİSİNİZ”

Tatava Tiyatro’nun kurucusu ve hemşehrimiz Erarslan Sağlam, oyun öncesi Sanat Kurumu Tiyatro Topluluğuna kısa da olsa bir eğitim verdiklerini belirttikten sonra şunları söyledi:

“Biz oyunumuzu seviyoruz ve güveniyoruz ama Cihangir’in söylediği bir şey var gerçekten böyle bir coşkuyla ikinci sezonu bitirdik, üçüncü sezona başlıyoruz karşılaşmadık çok etkileyicisiniz gerçekten çok teşekkür ederim bunun için biz daha çok buraya geleceğiz. Bize muazzam katkılarınızla birlikte bence şunu söylemek ayıp değil galiba bu Sanat Kurumu’nun bir çıkarması galiba. O yüzden Sanat Kurumu’na yürekten teşekkür ediyorum. Kısa zamanlarda uzun zamanlarda seyrek sık onlarla bir araya geldiğiniz anlar oldu, minicik de olsa çeşitli eğitim çalışmaları düzenledik ve onlar bence bir sertifikadan daha fazlasını hak ediyorlar. Bizim yapabileceğim tek şey bu.”



CADI KAZANI

Cadı Kazanı, Arthur Miller'ın 1952'de yazdığı bir oyundur. 17. yüzyılda ABD'nin Massachusetts eyaletindeki Salem kasabasında cadılıkla suçlanan bir grup insanın cadı mahkemelerinde yargılanıp idam edilmesi olayını ele alır. Eserde tüm baskı yönetimlerine ve baskı dönemlerine gönderme yapılmakta; özellikle de yazıldığı dönemde ABD'de hüküm süren, pek çok kişinin komünist ya da “komünist duygudaşı” olmakla suçlanıp saldırgan soruşturmalara uğramasına neden olan McCarthycilik hicvedilmektedir. Yazar oyunda cadılıkla suçlananların insanlık onurunu koruyabilmek için ölümü göze almış olduklarına vurgulamış ve gerçeğin her zaman kazanacağı mesajını vermiştir. Miller’in kendisi de bu eserden ötürü komünizmi desteklemekle suçlanarak 1957’de Amerikan Karşıtı Faaliyetleri İzleme Komitesi tarafından yargılandı. Oyun, ilk defa Broadway'de 22 Ocak 1953'te sahnelendi. İlk eleştiriler olumlu olmasa da bir sonraki yıl başka bir yapımla oyun klasikleşti. Günümüzde Amerika'daki lise ve üniversitelerde, diğer ülkelerde de olduğu gibi okutulmaktadır.[kaynak belirtilmeli] Oyun, iki kere beyazperdeye aktarıldı. İlki, Jean-Paul Sartre'ın senaryosunu yazdığı 1957 tarihli Les Sorcières de Salem filmiyle, diğeri de Miller'ın kendisi tarafından yaklaşık kırk yıl sonra oldu. Miller'ın versiyonu, ona senaryo kategorisinde bir Akademi Ödülleri adaylığı kazandırdı. Oyun Robert Ward tarafından 1961'de operaya da uyarlanmış ve Pulitzer Ödüllerini kazanmıştır. Türkçe’ye Sabahattin Eyüboğlu- Vedat Günyol tarafından tercüme edildi. İstanbul Devlet Tiyatrosu'nda 1958-1959 sezonunda Cüneyt Gökçer tarafından sahneye konulan eser,[1] 27 Kasım 1970’te yapımı yeni biten İstanbul Kültür Sarayı’nda İstanul Devlet Tiyatrosu tarafından yeniden sahnelendi. İlk gösterimde bir dekorun projektörlerden tutuşması sonucu çıkan yangında bina büyük hasara uğramıştır ve 1978’e kadar kapalı kalmıştır