Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Tiyatro Topluluğu'nu profesyoneller arasından sıyrılarak "Seyirci Ödülü"nü kazandı.

Kirasını ödeyemediği binada tiyatroyu sevdirmek için varını yoğunu ortaya koyan ekibin Yönetmeni Cihangir Amca, yaşadıkları haklı gururu Önder'e anlattı.



Kiralık bir binada tiyatro sanatını yaymak, geliştirmek ve sevdirebilmek için bağışlar ve sahneledikleri oyunlardan elde edilen gelirlerle ayakta durmaya çabalayan ve birikmiş kira borçlarını ödemek için çaresizlik içinde kıvranan Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Tiyatro Topluluğu'na yaşadıkları zorlukları ve sıkıntıları unutturan olay, "15. Direklerarası Seyirci Ödülleri"nden gelen haber oldu. Seyirci ödüllerini kazandıkları bildirilen Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Tiyatro Topluluğu, Samsun'da düzenlenen törene ekip olarak katılıp ödülünü alırken, Kdz. Ereğli'ye de büyük bir gurur yaşattı.

Yerel düzeyde ve yerel kaynakları kullananlardan hiçbir destek ve ilgi göremeden sanat yapmaya çalışan Kdz. Ereğli Sanat Kurumu Tiyatro Topluluğu'nun yönetmeni Cihangir Amca, ödül töreni sonrasında ayağının tozuyla yaptığı açıklamada, jurinin ve diğer tiyatro topluluklarının dikkatlerini çektiklerini belirtirken, "Tiyatroyu seviyoruz, herşeye ve zorluklara rağmen de yapmaya devam edeceğiz" sözleriyle duygularını ifade etti.

Amca açıklamasında şunları söyledi: 

“Bizim için en önemlisi Türkiye’de 15. Yapılan Direklerarası Seyirci Ödüllerinden birini aldık. Ödülün en çok bizi heyecanlandıran taraflarından biri seyirciler tarafından veriliyor olması. Jüri seyircilerden oluşuyor. Ve bunu organize eden bir ekip var. Seyircilerin fikirlerini alarak belirliyorlar. En önemlilerinden biri de şu, ödülü almaya çıktığımızda fark ettik bunu. Sahnede ödül alanlarla toplu fotoğraf çekinilirken baktık gerçekten amatör olarak bu işi yapan biziz. Yani çoğunun işleri bu. Ve konservatuar mezunular. Tiyatro kurmuşlar veyahut belediye tiyatrosu olarak çalışıyorlar. Ama yaptıkları iş bu. Bizleri onlardan ayıran en büyük özelliğimiz biz ya farklı meslek gruplarının insanlarıyız ya da öğrenciyiz. Çok geniş bir yelpazemiz var buna rağmen, en küçük oyuncumuz 8 yaşında, en büyük oyuncumuz da 64 yaşında. Bu kadar büyük bir yelpaze bir çok grupta yoktur.

Ya şimdi ödül şöyle oluyor, aslında Türkiye genelinde ulusal anlamda bir organizasyon bu fakat çok büyük bir organizasyon olduğundan bölgeselleştirmişler olayı çünkü bir yere sığdırmak çok zor bu kadar tiyatro insanını, gönüllüsünü. Bölgesel işte Marmara Bölgesini ayrı veriyor, Ege’de ayrı, Güneydoğu’da ayrı ama her bölgede bu organizasyon yapılıyor. Karadeniz Bölgesinde Samsun Büyükşehir Belediyesi üstlenmiş ve biz oraya davet edildik.

Yani çok büyük bir organizasyon olması ve bizimde burada tek amatör grup olarak yer almamız bizi çok heyecanlandırdı çok mutlu etti. Yaptığımız işlerin bir nebze de olsa ulusal anlamda ses getirdiğimiz için mutlu olduk.

Tek derdimiz şöyle ifade ettik kendimizi, bize sorduklarında nasıl bu kadar zaman ayırabiliyorsunuz başka işleri yaparak diye. Biz derdi olan bir tiyatro ekibiyiz. Bizim derdimiz insan, bizim ne parayla bir işimiz var ne de popülizmle. Yani şehirde kazandığı tiyatro parasıyla topladığımız bağışlarla köyleri dolaşan bir ekibiz biz ücretsiz olarak. Bu da onlarda hayranlık uyandırıyor. Bizde de şu şaşkınlık uyandırıyor. Bizim yaptığımız bize çok normal gelmesine rağmen onlarda hayranlık uyandırması da bize ilginç geliyor açıkçası. Çünkü bize normal geliyor yaptığımız iş. Sonradan şöyle anlıyoruz bu işi onlar bu işten para kazandıkları için profesyonel olarak yaptıkları için bize daha çok gıpta ile heyecan ile bakıyorlar. Gerçekten onlar bize hayranlıkla bakıyorlar ve seviyorlar bizi.

Her gittiğimiz yerde bölgesel festivaller oluyor gittiğimiz festivallerde özel bir ilgi görüyoruz bu yüzden. Eğer işte bazı hocalarımız bize çekiyorlar kenara uyarıyorlar, şunu dediler en son bana fazla mütevazi görünme öyle tanırlar dediler. Siz artık olmuşsunuz yolunuza devam edin bizden istediğiniz ne varsa biz yanınızdayız dediler. Ve Türkiye Tiyatrolar Birliğinin üyesi olduk Sanat Kurumu olarak aslında Ereğli olarak demek istiyorum ben. Eğitimler alıyoruz, onların festivallerine başvurmadan davet ile gidiyoruz. Normalde başvurular yapılır eleme yapılır. Ama biz davetli olarak gidiyoruz. Bu çok önemli bir şey bizim açımızdan. Bazen konuşurken hocalarımızla sohbet ederken işte onların sıcak ilgisi karşısında bizim bazı şeyleri açık yüreklilikle verdiğimiz cevaplardan mutlu oluyorlar, şöyle diyorlar: Sizler bu işin Kezbanısınız galiba. Tabiki bunu aşağılamak için değil sevgi ile söylüyorlar. Ama biz bu işin Kezbanı olarak, gönüllüsü olarak devam edeceğiz, bizim derdimiz insan tiyatroya zarar vermeden tiyatroyu eksiltmeden insana ulaşarak dertlerimizi anlatacağız.”