Özgürlüğe uzanan el olarak uzanmış briketlere.

Uzanmak yetmiyor ki.

Tırmanması gerek.

Tırmanmak da yetmez!

O zorlu ve çileli tırmanmayı başarsa bile sonrasında mutlaka bir uzun atlamaya cesaret etmesi ve ardından da bu cesaretiyle de o eylemi yapabilmesi lazım.

Yapmış valla.

Gelmiş bakmış ve incelemiş.

Enini boyunu ölçmüş.

Yüksekliğini de.

Aradaki çelik duvarı ve arkasını görüp “ben bu işi yaparım” demiş.

O plan ile çevreyi iyice kolaçandan geçirdikten sonra, uyku saatini beklemiş.

Herkesin uyuduğundan emin olduktan sonra, kafasına koyduğunu gerçekleştirmek için çıkmış özgürlük yoluna.

Nasıl yaptı işe tırmanmış onca briketin üzerine.

Oradan karşıdaki mesafeyi de gözüne kestirip süzülüvermiş çelik duvarın üzerinden öte yana.

Oh be!

Salınıvermiş oradan da.

Dolanıp dolanıp sahildeki gözlemecilerin oraya kadar gitmiş.

Cumartesi sabahının en erken saatlerinden itibaren başladığımız arama tarama çalışmalarında, Bozhane çay bahçesinde çevreyi kolaçan ederken gördük onu.

Biri tutmuş tasmasından çekeleyip götürmeye çalışıyor ama…. Bizimki direnmeye çalışıyor. Nasıl fırladık ve o tasmaya yapışmamızla “Bu bizim, bizim maço” deyiverdik.

Maço, özgürlüğe olan tutkusuyla kaçtı gitti ve biz gardiyanlar yine yakaladı onu ve tıktı 300 metrelik özgürlük alanına.

Kaçtığı yerde bıraktığı tüylerine tekrar baktığımda, özgürlüğe kavuşmak için maçonun verdiği mücadeleyi düşündüm.

Ne kadar haklı.

Biz köpek seviyoruz diyoruz ama… Aslında ne kadar bulunduğu alan geniş olur ise olsun ve her türlü bakımını yapar isek yapalım, özgürlük gibisi var mı?

O çok uyguladı kaçış planlarını.

Bu kez yine akıllara durgunluk veren planını gerçekleştirdi.

Bakalım bundan sonrası ne olacak?

Maço bu.. Biz köşe kapmaca oynamaya devam edeceğiz anlaşılan.

**

65 biteli aylar oldu, 66 dan günleri ayları yiyip duruyorum.

Ben kendimi bildim bileli sürekli duyduğum bir tek söz ve bu hiç değişmiyor.

İktidarda kim olur ise olsun aynı.

Koşullar ne olur ise olsun aynı.

Ülkenin durumu ne olur ise olsun hep aynı.

Söz şu:

“Çok zorlu süreçten geçiyoruz.”

Bu zorlu ve sorunlu süreç hiç bitmiyor.

Gelen zor diyor, giden zor diyor.

Peki bu söz ne zaman askıya alınacak ve bir daha hiç duymayacağız?

Bu gidişle çok çok çok zor !